SURİYEYİ BURAYA TAŞIMAK,
(SURİYELİLERİ MİSAFİR EDELİM ORADAKİ KAOSU DEGİL)
Suriye den ülkemize uzun süredir misafirler geliyor, bir evin misafir kapasitesi bellidir, 3-5 hadi zorladık şartları 10 daha fazlası evin kapasitesini aşar… Artık 2 milyonu geçti misafir sayısı, 3 milyona doğru gittigi konusun da söylentiler var… Bu konu üzerine seçim telaşından , telaşına düşen siyasetcilerimiz duruyordur herhalde… Ama bizim konumuz bu degil, bizim konumuz Suriye de ki istikrarsızlığı misafir etmek, orada ki kaosu buraya taşımak, doğudan gelen son görüntüler burası Suriye de ki bir şehir mi Yoksa Türkiye deki bir şehir mi açıkçası karıştırıyor insan…
Şimdi şu soruyu soralım burada ki bu istikrarsızlığın sorumlusu kim, Dogudan bakınca Devlet, Batıdan bakınca Örgüt görünüyor… Ama bu iki gözlüğün dışın da bir de gerçekler var. Bu gerçek de, devletin dışında kişilerin ancak Devlet izniyle silah bulundurabilir izni ruhsatı alması gerek… Bu eli silahlı adamlar devletten izin almışlar mı, yok, üstelik de devlet görevlilerine saldırıyorlar… Bu durumda herhangi bir devlet ne yapar?
Diyelim ki Almanya da, Fransa da, Yunanistan da, Dünyanın herhangi bir ülkesin de eline silah almış ve silah zoruyla devletle pazarlık eden bir örgüt var… Bu devletlerin tepkisi ne olur? İşte dananın kuyruğunu kopartacak soru… Bütün demokratik haklar askıya alınır, olmadı mı, bütün vatandaşlık hakları askıya alınır, yetmedi mi yaşam hakkı yok edilir… Şimdi doğuda ki kaotik durumla karşılaşan devlet her yer de aynı tepkiyi verir, orada devlet otoritesini sağlamak için silah kullanır, otoritesini tanımayan eline silah almış vatandaşlarının yaşam hakkına saygı duymaz…
İşte burada sorunun sosyolojik nedeni olmasına rağmen, ama sorunu kamuoyuna taşımak ve çözüm talep etme yöntemini Kürt siyasetçiler yeniden gözden geçirmelidir…
Bunun nedenlerine geldiğimiz de kültürel baskılar artık en aza indirilmiştir, bazı baskılar varsa ki bu da silahlı unsurlarla mücadeleden dolayı ortaya çıkmaktadır.. Yoksa Suriye deki kaotik ortamı buraya taşırsak, Suriyelier buraya geldi biz nereye gideceğiz hiç düşündük mü, batımızda ki devletler, Yunanistan, Bulgaristan, kısacası batılılar, sığınmacı, mülteci kabul etmiyorlar…
Bu yüzden bu ülkeyi kaotik ortama sürüklemede sorumluluğu olanları biz affetmeyiz, hadi diyelim ki affettik, tarih onları toplumlarının huzuru bozan hainler diye yazar, şahsen ben böyle biri olarak anılmak istemem…
Şimdi olayların içinde yaşarken, hep kendi acımızdan değerlendirirsek olayları, sorunun çözümüne hizmet ediyormuş gibi yapar, batanaj ettiğimizi fark edemeyiz… 3-4 dört yıldır çözüm süreci diye bir döneme girdik… Ben baştan bu yana silahlı unsurlar dagda iken bu sürecin devam edemeyeceğini söylüyordum… Bir defa Habur vakası yaşandı, yöntem doğruydu barış için geldik, teslim olmuyoruz dendi.. Ama bunu bir zafer gösterisine dönüştürdüler. Bunun nedeni, sadece kendi gözlüklerimizle, olaylara bakarsak, barışa hizmet ederken bile savaşa hizmet ederiz…. İşte tam bu noktada şu hatırlatmayı tekrar yapayım, bu tür davranışlar, Suriyelileri değil oradaki kaosu buraya davet etmektir bunun adı… Tabiki şitdetin içine doğmuş, uzun yıllar dagda kalmış, olayları sadece şitdetle çözeceği yanılgısına düşmüş bir yönetim terör sarmalına düşmüş bir düşünce yapısı bu olayları nasıl çözer bilmiyorum… Bildiğim bir şey var, T.C Devletinin burada yenilemeyeceğidir… Bunu sanırım dagdaki örgüt yöneticileri de biliyor, buna rağmen nenden insanlarını ölüme gönderiyor… Ben şunu söylerim kabul edilir edilmez, örgüt terörkolik olmuş , bu örgütün bu düşüncesinin değişmesi için onlara dağları dar etmek gerek, hatta mümkünse yönetim kadrolarına ölümü, ölüm riskini sık sık tattırmak , yaşatmak gerek. 20-30 senedir bir örgüt sorumlusu yaşıyorsa bu da devletimizin zafiyetini gösterir… Bir Karayılan, bir Bayık denen örgüt sorumluları bu kadar uzun süre yaşamamalıdır… Bunların yaşaması hem Kürt, Hem de Türk halkına, daha çok da Kürt halkına zarar vermektedir, halklarına bu kadar zarar vermekte ve bu zarar canlara malolmaktadır… Bizde ki Kürt sorunu diger ülkelere benzememektedir, Neden?
İşte sorun ortada, İran, Irak, Suriye de ki gibi Kürtler Ülkemiz de sadece bir bölgede yaşamıyorlar, ülkenin her yerin de yerleşilmiş dolayısıyla, burada şu hak alınır, bu talep verilir sorun çözülür gibi bir durum yoktur…. Orada ne verilirse verilsin ne alınırsa alınsın zaten Kürtlerin çogu batı bölgelerin de yaşıyor… Yani ülkenin genel seviyesi ister sosyolojik ister ekonomik, ister teknolojik gelişmedikce, orası da aynı kalacaktır…
Asıl soruyla yazıyı bitirelim, Biz Suriyelileri mi, yoksa oradaki kaosu mu misafir edecegiz? Bunu Kürt halkı örgüt mensuplarına sorsun, iki kalşinkofla bu işler nereye kadar gider, daha kaç can daha verecegiz? Yoksa bir kırk yıl daha mı devam edecegiz, can vermeye can almaya… Bu güzelim ülkeyi canların yakıldığı degil, canların barış huzur içinde yaşadığı bir ülke olması için herkes elini taşın altına koysun, koymalıyız dilek ve önerimle… Selam ve Saygılarımla…
Hüseyin Benek … Agustos 15 – www.vatandasfikri.com
|