KADININ HUKUKİ EŞİTLİĞİ (İstanbul Sözleşmesi)
(İstanbul Sözleşmesi Üzerine Vatandaşa ve Hükümete Rapor)
İstanbul sözleşmesini baştan sona kadar okdudum, bu sözleşmeyi muhafazakar bir yönetim tarzını benimseyen mevcut hükümet 2011 yılında imzalmış, bu hükümetin şu tavrını çok hoş bulurum, yaptığı bir içraat iyi sonuçlanmazsa bizi altatmışlar diyerek işin içinden çok kolay sıyrılıyor... İtiraz edenler, şiddete baş vuran erkegin evden uzaklaştırmaya itiraz ediyorlar... Dini/töre/gelenek/namus gibi gerekcelerle şiddete baş vurulamaz ifadesine itiraz ediliyor... Bazı muhafazakar yazarlar ise cinsiyet eşitligiyle ailenin temeline dinamit konduğunu iddia ediyorlar, bu sözleşmede ki tanımıyla, cinsiyet eşitligi biyolojik degil hukukidir... Kimse biz erkeklerden dogurmayı beklemiyor, buda zaten mümkün degildir... Şimdi ki hükümetle aynı anlayışa sahip hükümet, devamı olan bir hükümet, imzayı atarken de mi altatıldılar diyecekler? Yada bu sözleşme imzalanmazdan önce okunmadı mı yoksa diyecekler? Vatandaşın itirazını anladık da, imzaladıkları sözleşmeye hükümetin bu itirazları neden şimdi? Ben okudum, sadece altını çizdiğim, onun içinde sözde namus ifadesi içeren maddeye karşı sanırım bizim muhafazakar camianın itirazları olacağını düşündüm... Bu da madde 10, fıkra 5, onun dışında gayet normal buldum, bu madde de dini, gelenegi, töreyi yapacağınız şitdete dayanak yapmayınız demektedir... Buna itiraz edenler acaba biz dini şitdetimize dayanak mı yapmak istiyoruz diyorlar.. Ayrıca uluslar arası sözleşmeler yasa kabul edildiği için, biz kendi hukukumuzu kendimiz yapalım diyenler de vardır, evrensel doğru doğru degil mi, evrensel olarak kadın hakları, insan hakları hukuku konusunda adaleti saglayacak hukuk kuraları neden bizi rahatsız etsin ki?
Öte yandan, olayı siyasal degerldirecek olursak, devlet gelenegini bırakın, aynı hükümet içinde bile kısa bir zamanda, bu kadar düşünsel degişimler ne devlet gelenegiyle, nede hükümet etme yöntemleriyle bağdaşmaz, bizim devlet ve hükümet ciddiyetimiz dünya genelinde sorgulanır hale geliri de düşünmek gerekir... Ayrıca dini düşüncede günah ve haram üzerinden cezalandırma hesap gününde yargılandıktan sonra Allaha aittir, dünya yaşamında ise suç kabul edilen davranışları kişiler degil, yargılamdan sonra yargı sisteminin kararı üzerine, yani devlet ceza vermektedir.. Bu sözleşmeye itiraz eden arkadaşlar ben mi ceza vermek istiyorum demektedir, vatandaşın vatandaşa, kulun kula cezası, iki zihinsel durumdada yoktur... O ancak içgülerde vardır...
Ayrıca ailenin korunması, aslında kadının korunmasına dayalı olması gerekir, bu sözleşme ise kadını ve dolayısıyla aileyi korumaya dönük bir günün geregi olarak görülmesi gerekmektedir... Şimdi İstanbnul sözleşmesinden bazı başlıkları buraya alalım, üzerine düşünelim, bu yazıyı okumadna önce bu sözleşmeyi okusak daha iyi olur... Örnegin, sözleşme kadın sünnet edilemez diyor, biz sünnetmi etmek istiyoruz? Kadına, çocuga karşı şiddet uygulanmaz diyor biz uygulamak mı istiyoruz? İtirazları anlamaya çalışıyorum, inşallah başarılı olurum... Buyurun sözleşmeden bazı maddeler...
“”c “toplumsal cinsiyet”, herhangi bir toplumun, kadınlar ve erkekler için uygun olduğunu düşündüğü sosyal anlamda oluşturulmuş roller, davranışlar, faaliyetler ve özellikler olarak anlaşılacaktır;”” Toplumsal cinsiyet kadını cinisyeti nedeniyle dışmalnamamalı, onu insan olarak degerlendirerek hak ve hukuk üzere adaletli bir sosyal hayat için çalışılmalıdır anlayabiliriz...
“b kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınları güçlendirmek de dahil olmak üzere, kadınlarla erkekler arasında önemli ölçüde eşitliği yaygınlaştırmak”
“d “kadınlara karşı toplumsal cinsiyete dayalı şiddet”, bir kadına karşı, kadın olduğu için yöneltilen veya kadınları orantısız bir biçimde etkileyen şiddet olarak anlaşılacaktır;”
“Madde 4 – Temel haklar, eşitlik ve ayrımcılık yapılmaması
2 Taraflar, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığı kınayacak ve ayrımcılığı önlemek üzere, özellikle aşağıdakiler dahil olmak üzere, gerekli yasal ve diğer tedbirleri alacaklardır:
– ulusal anayasalarında veya ilgili diğer mevzuata kadın erkek eşitliği ilkesini dahil edecek ve bu ilkenin uygulamada gerçekleştirilmesini temin edeceklerdir;
3 Taraflar bu Sözleşme hükümlerinin, özellikle de mağdurların haklarını korumaya yönelik tedbirlerin, cinsiyet, toplumsal cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasi veya başka tür görüş, ulusal veya sosyal köken, bir ulusal azınlıkla bağlantılı olma, mülk, doğum, cinsel yönelim, toplumsal cinsiyet kimliği, sağlık durumu, engellilik, medeni hal, göçmen veya mülteci statüsü veya başka bir statü gibi, herhangi bir temele dayalı olarak ayrımcılık yapılmaksızın uygulanmasını temin deceklerdir.”
“2 Taraflar, devlet dışı aktörlerce gerçekleştirilen ve bu Sözleşmenin kapsamı dahilindeki şiddet eylemlerinin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması, ve bu eylemler nedeniyle tazminat verilmesi konusunda azami dikkat ve özenin sarfedilmesi için gerekli yasal ve diğer tedbirleri alacaklardır.”
“Taraflar bu Sözleşmenin uygulanmasına ve sözleşme hükümlerinin etkilerinin değerlendirilmesine bir toplumsal cinsiyet bakış açısı katacak ve kadınlarla erkekler arasında eşitliğe ve kadınların güçlendirilmesine ilişkin politikalarını yaygınlaştıracak ve etkili bir biçimde uygulayacaklardır.”
Bölüm III – Önleme Madde 12 – Genel yükümlülükler
“1 Taraflar kadınların daha aşağı düzeyde olduğu düşüncesine veya kadınların ve erkeklerin toplumsal olarak klişeleşmiş rollerine dayalı ön yargıların, törelerin, geleneklerin ve diğer uygulamaların kökünün kazınması amacıyla kadınların ve erkeklerin sosyal ve kültürel davranış kalıplarının değiştirilmesine yardımcı olacak tedbirleri alacaklardır.”
““5 taraflar kültür, töre, din, gelenek veya sözde “namus” gibi kavramların bu sözleşme kapsamındaki herhangi bir şiddet eylemine gerekçe olarak kullanılmamasını temin edeceklerdir.”””
Ben bu maddeye şu noktayı koymak istiyorum, can mı kutsal namus mu kutsal? Tabiki can kutsal!!
“Madde 14 – Eğitim 1 Taraflar, yerine göre, tüm eğitim seviyelerinde resmi müfredata, kadın erkek eşitliği, toplumsal klişelerden arındırılmış toplumsal cinsiyet rolleri, karşılıklı saygı, kişisel ilişkilerde çatışmaların şiddete başvurmadan çözüme kavuşturulması, kadınlara karşı toplumsal cinsiyete dayalı şiddet ve kişilik bütünlüğüne saygı gibi konuların, öğrencilerin zaman içinde değişen öğrenme kapasitelerine uyarlanmış bir biçimde dahil edilmesi için gerekli tedbirleri alacaklardır.”
“Madde 18 – Genel yükümlülükler 1 Taraflar tüm mağdurları daha başka şiddet eylemlerine karşı korumak için gerekli yasal ve diğer tedbirleri alacaklardır.– Çocuk mağdurlar dahil, hassas konumdaki insanların spesifik ihtiyaçlarına dönük olmasını ve bu imkanların mağdurlara sağlanmasını temin edeceklerdir.”
“Madde 20 – Genel destek hizmetleri 1 Taraflar mağdurların şiddet eylemi sonrasında iyileşmelerini kolaylaştıracak hizmetlere erişimini sağlayacak gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır. Bu tedbirlere gerektiğinde, yasal ve psikolojik danışmanlık hizmetleri, finansal yardım, konut sağlama, eğitim, öğretim ve iş bulma yardımı da dahil olacaktır.”
“Madde 25 – Cinsel şiddet mağdurlarına destek Taraflar mağdurlar için tıbbi ve adli tıp muayenesi yapmak, travma desteği ve danışmanlık hizmetleri sağlamak üzere uygun, yeterli sayıda ve kolayca erişilebilen, ırza geçmeyle ilgili kriz merkezleri veya cinsel şiddet sevk merkezleri oluşturmak üzere gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.”
“Madde 29 – Hukuk davaları ve hukuk yolları
1 Taraflar mağdurun saldırgana karşı yeterli hukuki yollara başvurmasını sağlayacak yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.
2 Taraflar mağdurlara, uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak, güç ve yetkileri dahilinde gerekli önleyici veya koruyucu tedbirleri almayan devlet makamlarına karşı yeterli hukuki yolların sağlanması için gerekli yasal veya diğer önlemleri alacaklardır.”
“Madde 32 – Zorla evlendirmelerin doğuracağı hukuki sonuçlar Taraflar mağdura gereksiz bir parasal veya idari yük getirmeksizin, zorla gerçekleştirilen evliliklerin geçersiz ve hükümsüz kılınabilmesini veya sona erdirilmesini temin edecek yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.”
“Madde 37 – Zorla yapılan evlilikler
1 Taraflar bir yetişkini veya çocuğu kasten evliliğe zorlamanın cezalandırılmasını temin etmek üzere gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.
2 Taraflar, bir yetişkinin veya çocuğun, ikamet ettiği Taraf veya Devletten farklı bir Tarafa veya devlete, söz konusu yetişkini veya çocuğu evliliğe zorlama amacıyla kasten kandırılarak götürülmesinin cezalandırılmasını temin etmek üzere gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.”
“Madde 38 – Kadın sünneti
Taraflar aşağıda belirtilen kasten gerçekleştirilen eylemlerin cezalandırılmasını temin etmek üzere gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır:
a kadının labia majora, labia minora veya klitorisinin tümünün kesilip çıkartılması, labia majoranın kenarlarının birleştirilmesi veya başka türlü bir kesmeye tabi tutulması;
a kadına, önceden bilgilendirilmiş olurunu almadan kürtaj uygulamak;
b Bir kadının önceden bilgilendirilmiş onayı olmaksızın ve kadın söz konusu usulün mahiyetini anlamaksızın, kadının doğal üreme kapasitesini sona erdirme maksatlı veya bu etkiyi doğuran bir ameliyat yapmak.”
“Madde 42 – Sözde “namus” adına işlenen suçlar da dahil olmak üzere, işlenen suçlar için gerekçelerin kabul edilmemesi
1 Taraflar bu Sözleşme kapsamında kalan şiddet eylemlerinin gerçekleştirilmesinden sonra başlatılan ceza davalarında kültür, töre, din, gelenek veya sözde “namus”un gerekçe olarak öne sürülmesinin önlenmesini temin etmek üzere, gerekli yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.
c mağdurlara, iç hukuk kurallarının öngördüğü koşullar altında, hakları ve faydalanabilecekleri hizmetler ve şikayetlerinin takibi, masraflar, soruşturma veya davaların genel gelişimi ve mağdurların bu süreç içindeki rolleri, ve davalarının sonuçları hakkında bilgi vermek;
4 Taraflar evlilik amacıyla başka bir ülkeye getirilen ve bunun sonucunda normal olarak yaşadıkları ülkenin oturma iznini kaybeden zorla evlilik mağdurlarına, izinlerini geri alabilmelerini temin etmek üzere gereken yasal veya diğer tedbirleri alacaklardır.”
Bu sözleşmenin degiştirilmesiyle veya sözleşmeden T.C devleti olarak imzamızı çekme yöntemleriyle ilgili madde ise şunları içermektedir...
“Madde 72 – Değişiklikler
1 Taraflardan herhangi birinin bu Sözleşmede değişiklik yapmak üzere getireceği her teklif, Avrupa Konseyi Genel Sekreterine iletilecek ve Genel Sekreter tarafından Avrupa Konseyi üye Devletlerine, bütün imza sahiplerine, bütün Taraflara, Avrupa Birliğine, Madde 75’in hükümleri uyarıca bu Sözleşmeyi imzalamaya davet edilen Devletlere ve Madde 76’nın hükümleri uyarınca bu Sözleşmeyi kabul etmeye davet edilmiş bütün Devletlere gönderilecektir. “
Şimdi bunu neden tartışıyoruz, dini, nasmusu, töreyi gerekce gösterilerek kadına karşı hukuki ayrımcılık yapılamaz diyor, bu sözleşme, biz yaparız mı diyoruz? Bunlar gerekce gösrelilerek kadın cinayetleri işlenemz diyor, biz işlensin mi diyoruz, kadın vücut bütünlüğüne cinsel gerekcelerle müdahale edilemez sünnet edilemez diyor, kadınları sünnet mi edelim diyoruz? Bu sözleşmeyi okumadan, üzerine düşünmeden sırf anlık moda siyasal gerekcelerle itirazları da anlamaya çalıştım alayamadım...
Kadın hakları konusunda sadece biz degil dünya sorunlu, kadın hakları konusunda olumlu gelişmelere neden olacak bu sözleşmede kalınmasını öneriyor, itiraz eden arkadaşlarada sözleşmeyi tekrar okumalarını öneriyorum...İlle de bir şeye itiraz edilecekse, dini düşünce üzerine konuştuğunu iddia eden 9-10 yaşında ki çokcuklara evlenebilir fetvası veren sözde dini cemaatlere itiraz edilmelidir... ister bu sözleşmeye dayalı olarak, ister akla, hukuka dayalı olarak Kadınında, erkeginde daha eşit vatandaş, daha eşit insan hak ve hukuku içinde yaşadığı bir ülke ve dünyada yaşamak dilegiyle... Selam ve Sevgilerimle..
Hüseyin Benek – vatandasfikri.com – 9.7.2020
Kaynak:
|