KÜLTÜREL KARMAŞA/YABANCILAŞMA,
(Kültürel Kaos/Anarşik Kültürel ortam)
(Kültürel Erozyon)
Artık hepimiz rahatsızız, karşımızdakinin ne yapacağı belli değil, özel durumlara yasal müdahaleler de yapılmıyor, bizde mağdur olmadıkça yapılsın da istemiyoruz… Bunu sadece cinsellikle ilgili de düşünmemek lazım, özel her durum bizim sizin özelinizdir… Kişisel tercihinizdir, ama özel durum, kişisel tercih toplumdan birilerini rahatsız ederek toplumsallaşıyor… Buna şöyle örnek verebiliriz, bir kişiyle ister ticari hayatta ister özel bir ilişki de karşılaştınız, sen onun ne yapacağını bilirsen, oda senin ne yapacağını bilirse sorun olmaz. Ne yapacağımızı/ne yapılacağını bilebilmemizi kültür sağlar, ama kültürel yozlaşma kültürel anarşizme dönüşmüşse ki öyle görünüyor… Karşılaşacağımız olayları kestiremeyiz, her olay soruna gebe hale gelir… Bundan da hepimiz zarar görürüz… Yozlaşmanın anarşizme dönüşmene birkaç örnekle devam edelim mi? Aman da ne çoğummuşuz yavvv….
2- Önemli olan tek şey para ve cinselliktir, sevmeme veya aşık olama gerek yoktur, ben zincirimden boşanmış saldırgan bir it gibi önüme gelenle çiftleşirim tuzağına doğru hızla gidiyoruz, hayırlısı… Cinsellik ve para için neleri feda edebiliriz soruna kendiniz içinizden cevap verin…. Ya şu kadın da amam güzelmiş, bir yatağa atabilsem günahına fa çekilirmiş, Kız kız adama bak bak suyum aktı valla… Lan öyle bir kar ettim ki, adama çaktım kazığı, acayip kar ettim, kerizlerdim, kekeledim valla billah bir yılda kendini toparlayamaz, belini doğrultamaz…
3- Ne iş yaptığımıza bakmadan çevremizdekilere tepeden bakacak kibirli olmak da kültürsüzlüğün en önemli göstergelerinden biridir… Hayata içinde yaşadığımız topluma ne katıyoruz, hiç düşündük mü, neden biz büyüğüz de karşımızdakiler küçük? Başkalarını aşağılamak bizi büyüttümü yoksa hep beraber aşağılanırız mı? Karşımızdakini küçük düşürmek seni popüler, gözde, büyük yapar mı? Bana göre yapmaz kıl bir tip olursun, insanlar da senin ya paran yada mevkiin yüzünden sana katlanır yarın kaybettiğin de tabir caizse b…ku yersin…
4- Dünyada bütün kültürler ve dinler istisnalar hariç yada kendi toplumlarının dışındakilere yalan söylenebileceğini ifade den topluluklar olmasına rağmen… Genel olarak yalan konuşmayı yasaklar, gel gör ki artık yalan toplumumuz o hale geldi ki, yalan konuşmayan politikacılara bile kızar olduk… Yalan söylemek, hırsızlık, yolsuzluk yapmak sana ve grubuna çıkar sağlıyorsa sorun yok…. Böyle bir toplum nereye kadar gider derseniz yarından tezi yok kültürsüzlüğün verdiği dirençsizlikle duvara çarpar… İşin garibi yalan konuşanlardan çok konuşmayanlar zarar görür… Onlar yalanlarıyla sorunlardan biraz kendilerini sıyırırlar… Oysaki, bize dinimiz de kültürümüz de dost doğru, dost olmayı emreder… Biz ne yapıyoruz, önce kendimize bir ayna tutalım, sonra çevremize ve sonrada yalanlarımız nedeniyle çıkardığımız sorunlara bakalım…
5- Her şeyi Paraya, Pula, Mala bağlayan kültürsüzlük, fakir insanların mutlu olamayacağını vaaz eder, Oysaki yapılan araştırmalar da, gelirde ki %100 artışın mutluluğa %10 yansıdığıdır… Mutlu olmanın tek yolu zengin veya ünlü olmak, olmadığının delilidir bu araştırma… İnsanı değerleri kültürü mutlu yada mutsuz eder, değerlerini ve kültürünü güncelleyebilirsen mutlu olursun, güncelleyemezsek mutsuz…
6- Uzun dönem ilişkiler de bir yıpranma olur bunları sabırla, fedakarlıkla karşılamamızı öneren kültürümüzün dibine kibrit çaktık, yok ettik, ne sabrı, ne fedakârlığı, ban ne mutluluk veremiyorsa gebersin gitsin, ya mutsuzluğun kaynağı sensen hiç düşündün mü? Birbirimize ilk günkü gibi aşık, sevgi, saygı içinde değilsek, ilişkimizi kurtarmak için hiçbir fedakarlık yapmadan ayrılalım, boşanalım, ne hali varsa görsün… Hatta kıskandırmak için de başkalarıyla çıkalım, evlenelim… Bunun adı ne olsun, gemisini kurtaran kaptandır, nah kurtarırsın diyesim geldi… De gitsin be abi….
7- Karşılıklı sözler verilmeden, güven sağlanmadan, ailelerin oluru alınmadan daha biraz daha ilerisi, kültürel eşikler sırayla aşılmadan, nikah gibi dini ve resmi törenler olmadan beraber olmalıyızı özendiren bir kültürsüzlük içindeyiz… Bu tür ilişkilerden mağdur olanları görüyoruz, ya ekonomik, ya duygusal istismarlar yaşanıyor, kültürsüzlük istismara bizi acık hale getiriyor… Kişilerin birlikteliklerinin önünde ki engeller kaldırılmalı ama kontrolsüzlük de özendirilmemelidir, yani kültür sınırları çizerken insanı dikkate alarak çizer… Toplumun ve kişinin beklentilerine göre bir denge de güncelleştirilmelidir… Yoksa her şeyin içine ederiz, ediyormuyuz ne?
8- Hepimize aşağılık kompleksi verecek bir kültürel kaosun içindeyiz, değerlerinden uzaklaşarak Ahlak, erdem, olgunluk, adalet, sabır, şükür, dürüstlük, doğruluk gibi değerleriyle degerli olmak yerine, bir kişinin değerli ve beğenilmesi için, malı/parası, güzel/yakışıklı olması anlayışına dayalı kültürsüzlüğü koyarsak ki öyle görüyor, toplumun %1 zengin, %10 yakışıklı ve güzel, bizim gibi fakirler ve keller, fodullar ne yapacak yaşamasınlar mı bunlar… Aslın da Değerlerin Yoksa, Değerin de yoktur bilinci kültüre dayanır, kültürün yoksa zaten çirkinsin, fakirsin rezilsin, biz insanları değerli yapan o para, pul değildir, kültürel degerlerdir. Degerlerimizle aramız nasıl?
9- Güzel olmak demek şu beden de bu beden de olmak demekmidir, iyi giyinmek illa da makyaj yapmak veya mini etek giymek mi demektir. Yakışıklı olmak demek ille de kaslı olmak ve bunları her fırsatta karşımızdakilerin gözüne sokmak mı demektir... İnsanın davranışlarıyla güzel olabileceğini unutturdu kültürsüzlüğümüz, kültürsüzlüğün ilk haberi kaotik toplumun ayak sesleridir…. Hala duymadık mı?
10- Bir insan tipi çiziliyor, hırslı olacak, duygularıdan arınacak, duygusuzlukla iş ve özel yaşamın içine edecek, insanları kullanacak, parası olanlara da kendini kullandıracak, Hırslı ve zeki olacak, zekanı ve hırsını başkalarını kullanma ve kuyusunu kazması için kullanacak ve acımasız olacak, adalet ve ahlak duygularını minimize edecek, tam bir kültürsüz insan tipi, yeni insan tipi…. Adalet yok, merhamet, duygu ve vicdan yok, insan varmı ki?
11- Bu kültürsüzlük toplumu o hale getirdi ki, san ki tek mutluluk kaynağı tüketmek, lüks yaşamak, oysaki gerçek mutluluk kaynağı hayata bir şeyler katmak, işte bu kültürel anarşizm bize üretmenin katkı sunmanın hazzını mutluluğunu unutturdu… değerlere dönüşle, üretme mutluluğunu yakalamamız lazım, böyle bir cabamız varmı göremiyorum…
12- Edebiyat, bilim, yazılı eserler hepsi dille olur, biz aslında beynimizle değil dille düşünürüz, dilimize, kültürümüze yabancılaştıkça, edebiyatımıza, bunun ürünleri olan kültürü taşıyacak eserlere de uzaklaşmış oluruz. Bu uzaklaşış bizi yabancılaşmaya götürecektir, acaba biz bize mi yabancılaştık ne?
İşte benim nacizhane tespitlerim, siz buna hayatın içinde ki diğer yozlaşmaları erezyonları, kültürel kaosları, kültür anarşizmini de ekleyerek olayın nasıl kartopu gibi büyüdüğünü görün/görelim… Ticari hayattan ki Ahlaka değil de paraya verilen önemin ne kadar erozyona neden olduğunu düşünmek dileğiyle.. Şu veciz sözle yazımıza son verelim…
“”Bize doğru ve yanlış davranış şifresini kültürümüz verir, ya kültürümüzü yok sayıyorsak, ondan uzaklaşmış, ona yabancılaşmışsak, doğrumuzla, yanlışımız karışmış demektir… M. Akif Gökalp””
Selam ve sevgilerimle...
Hüseyin Benek – Ocak 16 – www.vatandasfikri.com
|