ZORUNLU SİYASET (Özgür Seçim)
(Dar Siyasal Anlayış, Kapsayıcı Siyasal Anlayış)
Birçok siyasal gruptan arkadaşım var, bunların siyasal tercihlerine bakıyorum dar siyasal kalıpların içinde zorunlu, seçeneksiz tercih yapıyorlar… Aile şu partiyi tercih etmiş, bende etmeliyim, bizimle aynı dili konuşanlar bu partiyi tercih etmiş, bende etmeliyim, bizim meshep, tahrikat şu partiyi destekliyor bende desteklemeliyim dersek… Nasıl seçim yapmış oluruz, seçim yapmak ne demektir, seçileceklerin içinde iyi olanı tercih etmek demek değil midir? İyi olanı seçmek, kötü olanı seçememek bir inanan için farzdır, ayrıca bizle akrabalık bagı yok diye liyakatli birini seçmemek, akla mantığa terstir… Öte yandan iyi olanın seçilmesini engelleyerek demokratik sistemin de kötü işlemesine neden olmaktır… Bu durumu bindiğimiz demokrasi dalını kesiyormuşuz, devletimizin sistemine zarar veriyoruz gibi düşünebiliriz… Oysa demokratik sistem…
Daha iyi olanın devlet yönetimine seçilmesi için birkaç seçeneği değerlendirerek, biz vatandaşlar olarak kendimize seçenek sayısını da artırmamız gerekmez mi? Ben bundan başkasına oy veremem deyip seçme özgürlüğünün dışına çıkmak kendimizi zorunlu olarak bir partiye, kişiye mahkûm etmek olacağından, ben buna zorunlu tercih diyorum… Bir seçim varsa ve bizim için seçenek yoksa, ille de bu partiye oy vereceğiz, ille de bu adaya oy vereceğiz diyorsak bizim için seçimin, demokrasinin, iyi olanı seçmenin hiçbir önemi yoksa ki… Öyle görünüyor, o zaman demokrasi aksak işler ve devletin gücünü ele geçirenler devleti kabile devleti gibi idare ederler.. Bizden olan iktidara geldi, belediye başkanı oldu, ondan ne istiyoruz, devleti iyi idare etmesini mi yoksa bizim oğlanı işe almasını mı? Kamu ihalelerini bize veya bizden birine vermesini istiyoruz… Bizim dışımızdakilerin de verdiği vergilerden oluşan hazineyi bu kadar yanlı, bu kadar başka vatandaşları dikkate alamadan kullanırsak… Kamu kurumlarına sadece bizden olanları işe alırsak, kamu ihalelerini sadece bizden olanlara verirsek devleti adalet dairesinin dışına çıkartmış, fitneye neden olmuş olmaz mıyız?
Devleti idare edecek olanlar bizim kabileyi idare etmiyor, onlar anayasa sözleşmesiyle hukuka, devlete bağlı olarak devleti belli bir süreliğine temsilen adaletle/ahlakla her vatandaşa eşit davranmak üzere toplumu değil devleti yönetmek için seçiliyorlar… Veya bunun için gelmesi gerekirken bizim yanlış seçimlerimiz, yanlış sonuçlara neden oluyor, devletimiz bir hukuk ve adalet devleti gibi değil, ne yazık ki bir kabile devleti gibi yönetilmeye başlıyor… Neredeyse ben 40 yıldır da bunu görüyorum, vatandaşlarımız adına inan ki üzülüyorum..
Bu yazıda belki de üç defa tekrarladım, seçme işinde ki amaç nedir, iyi olanı seçersek seçme amacına ulaşılmış oluruz… İnanın biz o kadar seçenekleri yok sayıyoruz ki, diğerlerini dinlemiyoruz, tanımıyoruz, tanımaya bile çalışmıyoruz, san ki biz zorunlu seçimlere mahkûmuz… Kendimizi mahkûm etmişiz, edilmişiz yani seçimlerimiz düşünsel ve iradesel olarak esaret altında desek yeridir… Son olarak..
Dar bir siyasal anlayışla, seçimlerimiz de bir kabilenin, bir aşiretin bir tahrikatın mensubu olarak kendi grubumuza yönetici seçer gibi devleti yönetecekleri seçersek!!! Tüm vatandaşlara adaletle hizmet edecek devleti yönetecekleri seçmezsek, emin olun seçimler yanlış seçim olur… Biz seçimlerimizi hukuk sistemi olan anayasaya dayalı olarak T.C vatandaşlarına yakışan bir seçimle biz vatandaşlar ve devletimiz için iyi olan, liyakatli olanları seçeceğiz, devletin yönetimini onlara vereceğiz ki devletimiz iyi, ahlaklı, adaletli yönetilsin .. Bize akıl iyi olanı seç der, işi ehline verin diyen bir dini öğretinin mensubuyuz, iyi olanı seçme sorumluluğumuzu unutmamalıyız, kendi irademizle, seçilecek olanları tanıyarak özgürce, vicdanımıza danışarak seçimler yapmalıyız dileğiyle.. Selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 19.1.19 – vatandasfikri.com
|