Bir işletme kanuni çalışma hakkına uymaz, bir başkası günlük sosyal izinleri yıllık izinden düşer, bir başkası iş yerinde yemek çıkarmayı maliyetler arttı diye keser… Bir başkası işçi sendikasıyla yaptığı sözleşmeye uymaz, başka biri sendikaya üye oldu diye işçileri işten atarlar… Saglık sorunu için doktora gidene baskı yaparlar, rapor alanları tehdit ederler… Üstelik de bunu kamu kuruluşları, özerk resmi işletmeler bile yaparlar… Daha sosyal kimlikler üzerinden ve siyasal baskılara girmiyorum bile, daha iş nedeniyle degil keyfi ego tatmini ile yapılan mobbing lere daha deginmiyoruz bile…. Sonra salgın bahane et maaş verme, yetinme işten at, kusura bakmayın siz bir kısım insan lüks içinde yaşayacaksınız diye işçiyi bu kadar yok sayma hakkınız yok! İşçiyi yok sayarsınız müşteriniz nasıl olacak be gafiller, ayakkabıcının işçisi, gömlekçinin müşterisi, manavın çırağı berberin müşterisi, bu lokantanın garsonu şu kahvenin müşterisi ve tersi de mümkün… İşçi yoksa müşteri de yok, üretim de anladık mı? Şimdi bir kamu kuruluşunun yaptığı iş kanununa muhalefet haberini okuyarak devam edelim mi?

Sosyal-İş sendikasında örgütlü Hacettepe Üniversitesi işçileri, bugün Sıhhiye Merkez Kampüsü’nde işten çıkarmalara son verilmesi, işten çıkartılan işçilerin geri alınması ve toplu iş sözleşmesinin tüm işçilere adil olarak uygulanması talebiyle basın açıklaması gerçekleştirerek, hak kayıpları karşısında eylem zincirleri başlattığını bir basın açıklamasıyla başlattı süreci başlattı. CHP, SOL Parti İl Başkanları, TİP İl yöneticileri destek verdi…

Eylemde açıklama yapan Sosyal-İş Genel Başkanı Celal Uyar, Hacettepe üniversite rektörlüğünün başlattığı işçi kıyımına tepki göstererek “Üniversiteler ticarethane değil, evrensel insan haklarının öğretildiği evrensel kurumlardır. Çalışma hakkı evrensel bir insan hakkıdır, bu hakkı engellemek de insan hakkı ihlalidir. Rektörü bu hak ihlalinden vazgeçmeye davet ediyoruz. İşten çıkarılan işçiler derhal işlerine geri dönmeli, sözleşme ayrımsız olarak tüm işçilere uygulanmalıdır” ifadelerini kullandı. Ayrıca “”Eylül 2021’de Hacettepe Üniversitesi ve Sosyal-İş Sendikası arasında 2. Dönem Toplu İş sözleşmesi imzalanmasına rağmen rektörlük sözleşmeyi uygulamamakta diretiyor. Sözleşmede ücret zammı ve diğer parasal hükümler işçilerin bir kısmına uygulandığı halde Hacettepe Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı bünyesinde çalışan işçilere uygulanmıyor.”” Dedi… Son olarak…

İşçi hakları konusunda kamu kuruluşları bile böyle davranıyorsa siz varın taşeron işçilerin durumunu düşünün, kimi maaş alamıyor, kimi iş yerine ulaşım sorunu yaşıyor , yani ne çalışma sürelerine ne ücret ödenmesine, ne başka sosyal haklara uyulmuyor.. O zaman bu ülkeyi yöneten yönetimler ya uyuyorlar, ya bilinçli bu kanunların ihalelerine göz yumuyorlar, sorunları görmezden geliyorlar, o zaman işçiler daha iyi örgütlenecekler, daha başka işçi haklarına saygılı yönetimler gelsin diye demokratik haklarını kullanarak seçimde işçileri destekleyen partilerde görev alacaklar.. Bunun başka yolu görünmüyor… İşçi yoksa üretimde yok, işçi yoksa müşteri de yok, işçi hakkına, hukukuna uyulmuyorsa nasıl toplumsal barış olsun, barış olması için, hak, hukuk, adalet olsun, olması dileğiyle.. Selam ve Sevgilerimle…

İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!

H.z. Muhammed

“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."

M.Kemal Atatürk