ÇOCUKLARIMIZ NEDEN İŞSİZ?

Öyle derinlemesine tahliller yapmaya laf kalabalığına gerek yok… Genel olarak kullandığımız eşyaların nerede üretildiğine baktığımız da çocuklarımızın neden işsiz olduklarını anlarız… Bizde bizi yönetenlerde gözlerimizi bu gerçeğe kapatıyoruz… Başka bir işsizlik nedenimiz ise, nüfus planlamasını yaparken, üretim, tüketim gibi temel dengeleri düşünmeden yapmış olmamızdır… Allah sizin rızkınızı dünyaya dağıttım der,ken… O rızkın aynı zaman da adil olarak da paylaşılması gerektiğini öğütler… En dindarımız bile, önerilen paylaşmaları, bu öğütleri es geçer, para, mal, sermaye yığar… Bu yığışın sonun da bu sermaye yatırıma dönmez ise işsizliğin temel nedeni olur… Türkiye de Katrilyonar sayısı son on yılda 30 binli rakamlardan 90 binli rakamlara ulaşmıştır… Yani toplumun paraları en üstteki 90 bin kişiye doğru akıtılmış bilinçli bir şekil de toplanmıştır, sonuç olarak bu paralar yatırıma dönmediği için de yeni iş alanları yaratılamamıştır…

Kısacası toplumun paralarını alanlar ne toplumla paylaşmışlar nede toplum adına yeni yatırımlar yapmışlardır… Yani işsizliğimizin en belirgin neden i bana göre, garajların da, marinalarda trilyonlarca liralık yatlara, arabalara ve daha başka lükslere harcayan bu 90 bin kişilik zümredir, içinde yaşadığı topluma büyük zararlar vermektedir… Bunlar parayı nasıl toplamaktadır?

Size kısa bir rant hikayesi anlatacağım, bunu her yerde görebilirsiniz… Bu arsa bir belediyenin şantiye alanıydı, buralar konut imarına açıldı, muhtemelen bu alan daha sonra siyasal tarafgirler arasında paylaştırıldı… Bu arsalar ihale aşamasında 5 kat ruhsatlıyken, ihaleden sonra 15 kata kadar ruhsatlandırılarak 3 katı daha değerli hale getirildi… Sonra buraya yapılan binalar da daireler 600-700 bin, dükkanlar 2-3 trilyon arası satıldı… Kaç bina yapıldı ben deyim 5000, siz deyin 6000… kaç dükkan yapıldı ben deyim 1000, siz deyin 2000 …  5000x600.000= 3.000.000.000 Tl yapar, Dükkanlar da aynı şekil de 1.000.000.000 katrilyon etmişse ki eder… Katrilyonerlerimiz böyle çıkmıştır… Sakın sermaye düşmanı filan olduğumu düşünmeyin, topludan toplanan paraların tekrar yatırımlarla toplumsal hizmete sunulurken hem istihdam yaratılacağı hem de sermayenin daha da büyüyeceğini unutan sermaye ile sorunum var… Bu kadar para toplumdan toplandı, parası olmayanlara da krediler açıldı ve toplumun parası bu 90 bin kişilik grup da toplandı… Güçlü bir sermayemiz oldu, ama sermaye uygun kullanılmazsa sorun olurdu, ben paraya ulaşıyım da, ama kimsenin umurunda değildi… Birileri işsiz kalıyormuş bana neydi… Birilerinde paralar yığılıyormuş piyasa daralıyormuş bana neydi? Ben küçük bir ihale kapar keyfime bakardım, yada çocuklardan birini bir devlet dairesine işe sokar, gizli işsizler grubunun sayısını artırırdım… Bunları yönetimlere yakın olanlar yapabilirlerdi ve yapıyorlardı da… Ya yönetimlere muhalif olanlar, uzak olanlar?

Ortadoğu toplumlarının başka bir sorunu da buydu yönetime uzaksak, muhalif kanattaysan zaten baştan haindin ve bütün kötülükleri hak ediyordun… Sana iş vermek de ne demek, elimizden gelse zaten ülkeden sürecektik, ama dünya kamuoyuna ayıp olur diye sabrediyorduk… Bir gün punduna getirince bunu yapacaktık… Toplumsal bir çarpıklık, bir çarpıklık değil milyonları etkilediği için milyonlarca çarpıklıktı… İşsizlik sorunu üzerine dönelim mi?

Türkiye inşaat alanına döndü, bu kadar parayı nereden buluyoruz derseniz, özelleştirmelerle kurumları sattık, (75-80 Milyar Dolar Para elde ettik) üzerine bunun üç katı kadar da borçlandık,  sonuç olarak parasal kaynak yaratıldı… Bu çok güzeldi sattığımız kurumların, işletmeleri yerine daha iyisini kursaydık sorun yoktu, aldığımız borç paralarla lüks tüketim içine düşmeseydik verimli, teknolojik seviyesi yüksek yatırımlar yapmış olsaydık yine sorun yoktu… İşsizliğimizi nispeten önleyebilirdik.. İşizligi besleyen çok nedenler var, bunlardan biri sığınmacı, ikinci iş alanlarında ki robotik gelişmeleri de eklersek her şey işsizliğin kaynağı oluyor gibi bir durum var… Bunların çözümleri de var, tabiiki işsizlik sigortası gibi… Ama biz istihdam yaratılarak işsizliğin önlenmesinin toplumsal katkıları artıracağını ve gelişmelere neden olacağını düşündüğümüzden…

İşsizliğin önüne geçmek için ya devlet yatırım yapar, fabrikalar kurar, vatandaşlarına iş alanları yaratır, bedavadan torpille atıl lanlar da istihdam yaratmaz.. Ya da sermayedarlar toplumdan kazandıkları paralarla toplumsal gelişme için yeni yatırımlar yaparlar… Biz de ikisi de yeterince işlemiyor, toplumdan kazananlar lükse yöneliyorlar, devlet aldığı vergilerle yaratılan kaynakları uygun bir şekil de yatırıma dönüştüremiyor.. Halk tasarruf yapamıyor, aşırı borçlanmış… Bunu nereden anlıyoruz, bankalardaki mevduat oranlarından ve çekilen kredilerden… Düşünün ki mevduat oranımız, 100 tl, bankaların verdiği krediler 150 tl dolayısıyla vatandaşlar borçlu… Öte yandan parası olanlar ne yapacak? Bunları yiyecek halleri yok ki, o kadar çok ki, yenmeyecek kadar para en üsttekilere doğru akıtıldı… Böylece dünyanın en belli başlı gelir dağılımı bozuk ülkeler arasında en üst sıralardayız… En üstte toplanan paraları kontrol edecek kültür yoksa toplumun sermayesi toplumun sorunlarını çözmede değil, lüks harcama kullanılır olur, öylede oluyor… İşsizlik gibi sorunları bırakın başka sorunları bile kimse görmüyor….  Sığınmacı sorunu, Terör sorunu, dış politikada tıkanmışlık sorunu, toplumsal ayrışma sorunu… Kısacası sorunlarımızın tavan yaptığı döneme giriyor gibiyiz ve çok dikkat etmeliyiz… Sorunlar yaşanırken aramıza fitne, fesat, ayrışmaları kaşıyan fanatik tipleri sokmayalım bunlara karşı uyanık olalım.. Sorunu tırmandırmaya çalışanları dikkate almayalım, sorunlarımıza çözüm önerisi getirenlerle birlikte hareket edelim der… Herkesin işinin, herkesin aşının olduğu, barış içinde yaşandığı bir toplum olarak yaşamak dileğiyle selam ve sevgilerimle…

Hüseyin Benek --- 05.06.2016 09:58– www.vatandasfikri.com

Not: Matematiksel işlemler gerçeği yansıtmayabilir, rakamsal düşünce oluşması için yapılmış hesaplamalardır.