EKONOMİ NEDEN DÜZELMİYOR?
Ekonominin neden düzelmediğini nereden anlıyoruz, maaş 16.800 TL, Kira şehrin merkezine en uzak yerde 15-20 bin TL ….
Sonra nereden anlıyoruz, açlık ve yoksulluk sınırı diye araştırmalar, dört kişilik ailenin aylık gıda harcaması tutarı 28.412 TL ise, buna sadece gıda harcaması dahilse.. Kira, yol, elektrik, su, internet, telefonlar, çocukların okul masrafları bunun için de yoksa… Biz 22.020 TL, 16.800 TL alıyorsak…Ekonominin kötü olduğunu iliklerimize kadar hissediyoruz demektir…. Bir de yoksulluk sınırı var, bu ise …
Bu gıda harcamalarına diğer tüm temel harcamaları da ilave ettiğimiz de, haneye girmesi gereken toplam gelir tutarıdır bu, buna yoksulluk sınırı denir, bu ise 92.547 TL dir… 16.800 TL maaş alan birinin gelirinin tam tamına 5.5 katındır.. Bu emekli yoksulluğu iliklerine kadar hissedecektir… Bunlar hissettiğimiz yoksulluklar, ekonomik sorunlar…
Bir algılarla bize hissettirilmeye çalışılan ekonomi var, ekonomik sorun var, nedeni Suriye iç savaşı, ekonomik sorun var nedeni 15 Temmuz, Ekonomik sorun var nedeni Pandemi, ekonomik sorun var nedeni Ukrayna savaşı, Ekonomik sorun var nedeni depremler… Gölcük depremi olduğunda mevcut hükümet siyasilerinin neler dediğini biliyoruz, 6 Şubat depremi olduğunda haftalarca ulaşılamayan evler olmasına rağmen mevcut muhalif siyasilerin ne kadar anlayışlı davrandığını da gördük… Dönelim, 1943 yılında da, daha eski zamanlarda da deprem olmuş… Size bazı büyük depremleri vereyim de görün…
27 Aralık 1939 Erzincan kaybedilen can 33000 depremin şiddeti 7.9
20 Aralık 1942 Erbaa, Tokat, kaybedilen can 3000 depremin şiddeti 7.0
27 Kasım 1943 Kastamonu-Çankırı sınırı, kaybedilen can 4000 depremin şiddeti 7.2
24 Kasım 1976 Muradiye, can kaybı 3840 şiddeti 7.5
17 Ağustos 1999 Gölcük, Kocaeli can kaybı 17118 şiddeti 7.8 …. Demekki deprem her her zaman var, biz deprem bölgelerinden uzaklara saglam binalar yapacağız..
Bu liste böyle insanlık tarihiyle başlar günümüze kadar devam eder, salgın her zaman vardır, komşularla sorun her daim vardır, komşularda iç savaş her zaman vardır , 1990 yıllarda Irak da daha önce İran da, şimdilerde Suriye de oluyor.. 1974 yılında Komşumuz Yunanistan ve Kıbrıslı Rumlarla savaştık bile… 1945-1949 da dünya savaşı varken yoklukları örnek gösteren siyasiler şimdilerde ekonomik sorunların çözülemeyişini dış sorunlara baglıyorlar… Her neyse, hep sorun var, ekonomik sorun demek yerine biraz da çözüm önerisi getirelim…
Bir ihale yapılıyor, ihalede ayrıcalıklı şirketler olmayacak, herkes ihaleye girecek gözünün kestiği yapabilecegi rakamı zarfına yazacak bizde ihaleler basıl oluyor.. Adrese, şirkete teslim…
Sonra bir bina mı, yapılacak bu ne üretecek, ne imal edecek diye sormak gerekir, baraj lazımken, sulama kanalı lazımken hükümet konagı yapmamak gerekirki ekonomik sorunları aşabilebilim…
Sonra kamu yöneticileri topladıkları vergilerin halkın alın teri olduğunu bunu lükse, şaşaya, gösterişe harcamaları gerektiğini bildiklerinde, ciddi bir kamu tasarrufu yaptıklarında, itibarın halkın refahını artırmak olduğunu anladıklarında yoksulluk sorunu kısmen çözülür.. Kısmende üretim imkanlarını, üretenleri desteklemekle çözülür…
Patronlara da değinmesek olmaz, yanında 10-15 kişi çalıştıranlar, sanki dünyanın ilk 100’üncü firması, Türkiye’nin ilk onundaki firma sahibi gibi lüks evlere, pahalı arabalara, yatlara binmeleri bizi ülke olarak ekonomik yoruyor, çalışanlarını da, vatandaşları da yoksullaştırıyor… Hey gösteriş Budalı patron, sonradan görme kasaba şımarığı patron, vergini düzgün ver, çalışanlarına hak ettikleri ücreti ver, çalışanların senin kölen olmadığını hukuki olarak seninle eşit vatandaşlar olduğunu bil, yeni yatırımlar için kaynak ayır kalanından tasarruf et ve harca, ama harcarken de milletin gözüne soka soka degil…
Ekonomik sporunlar var, bu ekonomik buhrana dönüşmüş durumda, hatta kronik ekonomik sorunlara dönülmüş durumda, bunu biz vatandaşlar hissediyoruz, ne olur siz ekonomi bürokratları, ekonomi yönetimi, önce kamuda ciddi tasarruf yaptırın, üretim maliyetlerini düşürün, siz ithalatla çeşitli oyunlarla tüketim maliyetlerini düşürmeye çalıyorsunuz… Kim üretiyorsa, üretmek için girişimde bulunuyorsa, alt yapısıyla, teşvikleriyle devletin gücünü yanında hissetsin.. Verilen teşvikler üretime dönüşmediyse, sorumluluk teşviki alanda ise teşvik anaparası geri alınsın… Tarımda üretim için, TMO eliyle sözleşmeli tarıma geçilsin… Bunlar yapılırken, egitim, saglık, güvenlik ihmal eidlmesin, dünyanın gelecek bilimi olan yapay zeka, robot kollar, robotlar, yazılımlar cipler alanıda ihmal edilmesin der…
Bizi ekonomik sorunlardan kurtaracak liyakatli yöneticileri bulmak dilegiyle… Selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek – vatandasfikri.com – 17.11.2025
Kaynaklar
2* https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%27deki_depremler_listesi
|