24 KASIM ÖGRETMENLER VE ÖĞRENME GÜNÜ
Ögretmenler günü, herkes mikrofonu eline alacak, ögretmenligin öneminden bahsedecek, yöneticiler ögretmenlerin sorunlarını bildiklerini, kısa zamanda bu sorunların çözülecegini, sendikacılar ise maaşlarının ve çalışma koşullarının kötü olduğunu, iyileştirmelerin yapılması gerektiğini söyleyecekler. Ne degişecek?
Hiçbir şey degişmeyecek, nerden biliyorsunuz derseniz, gecen sene atılan nutuklardan, ne söylenenler yapıldı ve nede talepler gercekleşti. O zaman ne diye konuşuluyor, Yönetim kademelerinde olanlar, işte bugün ögretmenler günüymüş, bugünün anlam ve önemine göre konuşalım, bu öğretmenlerin ne sorunu var ya, danışmanlar konuşmayı hazırlasın konuşsunlar yöneticiler boll keseden… Diger taraftan, bugün ögretmenler günü, bizim sendika olarak nasıl bir söylem içinde olmamız lazım, şu sorun var, bu talep var bunları söylemlerimize yansıtalım, ne degişecek, hiçbir şey, niye konuşuyorlar işte bugün ögretmenler günü ya, bizde ögretmenler sendikası olarak günün anlamını belirten bir konuşma yapmamız lazım ya, konuşun konuşun… Birde öğretme ve öğrenme işinin önemini kavramış olsanız konuşmaz sorunları çözerdiniz.
Şimdi ögretmeni, öğrenmeyi kavramsal acısından inceleyelim ki, önemi konusunda sadece konuşmayalım, önemini kavrayalım, sorunları var ise, görelim, çözelim.
Öğretmen; meslegi geregi bir bilgiyi, bir bilim dalını, bir meslegi, sanatı, teknik bilgiyi ögreten kimse. Yani bize tarihle, dogayla, dinle, akıl netmek yöntemleriyle, düşünceyle ilgili bize hayatın ve doganın bilgisini verenler. Annemizden sonra bizi hayata hazırlayanlar dersek öğretmenliğin önemini kavramış oluruz. Bizi hayata hazırlayanlar burada duralım, hayata insan nasıl hazırlanır? Bilgiyle, bu bilgi zihinsel ve fiziksel gelişmemize neden olur, biz insanlarda olaylara ve dogaya karşı oluruz, kendimizi güçlü hissederiz . Zihinsel gelişim için insanlığın tercübei birikimi olan bilgileri bize aktarır öğretmenler. Biz sanki bu hayatı daha önce yaşamış gibi bilgili oluruz hayata karşı öğretmenlerin sayesinde adeta 3-0 önde başlarız. Şimdi geçmişte ortay konan bilgilerden haberdar olmadığımızı, yararlanamadığımızı düşünün ve öğretmenligin ne kadar önemli bir meslek olduğunu anlarız. Anlamak için öğrenme ve bilme yetenegi olması lazımdır, sadece öğretme yetenegi yetmez, öğrenme yetenegininde kullanılması gerekir. Öğrenmek için üç ana faktör gerekir, öğretici, öğreti, öğrenici bu üçlü arasında gerceklerşen durumdur.
Öğrenci; öğrenici olma durumu, bilgi edinmeye çalışan, Herhangi bir sanat dalı veya meslek dalı ile ilgili egitim alarak, bilgi ve beceri edinen kimse, okuma ve yazmayı ögrenen vs..vs
Öğreti: Bilimde bir düzenli görüşü oluşturan ilke ve düşüncelerin tümüne öğreti denir, kısacası öğretimin bir ilkesi ve düşünsel düzeni olması gerekirki, öğretilen öğreti öğrencilere katkılar sunabilsin. Bu üç temel egitim olgusu bir birini öyle tamamlarki birinin eksikliği egitimin eksikliğidir diyebiliriz.
Öğretmen var, öğreti var öğrenci yoksa olmaz, öğreti var, öğrenci var, öğretmen yoksa yine olmaz, diyelimki öğrenci var, öğretici var öğreti yoksa yine öğrenme işi sağlıklı olamaz. Ayrıca çevresel faktörlerde diyebilecegimiz, okul ortamının, toplumun kültürünün, bilgi aktaran araçların, (kitaplar ve ders aletleri gibi) etkisi ise ancak, bana göre 5/1 oranında ancak etkili olabilir. Asıl ana faktörleri sadece motife edebilir bu çevresel faktörler, bu nedenle okul iyi bir bina olabilir, sıralar çok güzel olabilir, kantini lüks bir restoranta benzeyebilir, öğretmenler dünyanın en yüksek maaşını alabilirler, okulun araç ve gereçleri, bilgisayarları son model olabilir, akıllı tahtalar, kişisel bilgi ekranları vs..vs ama öğreti, öğretmen, öğrenci arasında kopukluk varsa öğrenme işinin istenilen seviyede olmasına alet edavat yardımcı olamaz. O zaman neye önem verecegimizi iyi öğrenmeliyiz, yoksa binanın aksesüarlarına yüzbinler harcayıp asıl kolonları güçsüz bırakma yanlışını yapmayalım, egitimde kolonları oluşturan bu üç faktöründe önemsenmesi egitim hayatımıza nitelik getirecektir.
Bu üç faktörün içinde öğretici ruh öğretmende, öğrenici ruhda öğrencide olursa, aralarındaki iletişimi sağlayan öğretide çağın gereklerine göreyse, öğretme işide, öğrenme işide zevkli hale gelecektir der, öğretmenler günü vesilesi ile öğrenme ve öğretme üzerine yazarak düşündük, katkılar sunmaya çalıştık, küçük bir katkımız olduysa ne mutlu. Bu günü daha geniş hale getirmek için öğretmenler günü yerine öğrenme günü diyerek, öğrenme işinin sorunlarını daha geniş ele almakta yarar olduğunu düşünüyor, bu gün öğrenme de yaşanılan sorunları ele almalıyız.
Benim son olarak yazıyla düşünme eylemimde iki egitim örneginin üzerinde durulması gerektiğini belirterek bunların birincisi bizim eğitim deneyimimiz, ikincisi ise İngilteredeki egitim deneyimidir. Bizim deneyimimiz Köy estitüleri, İngilteredeki deneyim ise Summerhill Okulu deneyimidir. Bu eğitim sistemi ve öğreticiler, teorik bilgilerin yanı sıra öğrencilere piratik bilgileride vererek hayata hazırlamasıdır. Hayata ne sadece teorik bilgi ile nede sadece piratik bilgi ile hazırlanılabilir. İkisinin harmanlanması ile olacak bir öğretim ile çocuklarımızı hayata daha iyi hazırlayarak karşılaşacakları sorunları aşaçak daha donanımlı hale getirebiliriz düşüncesiyle bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum diyen atalarımız, egitime ve öğretene ne kadar önem verdiyse bizde o kadar önem verelim dilegiyle, öğretmenler ve öğrenme gününü kutlarım. Selam ve sevgilerimle…
|