|
 |
 |
| Genç Yazarlarımız |
|
| Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
| Demokrasi, Barış ve Kardeşlik Süreci!!! |
DEMOKRASİ VE BARIŞ AMACI!!
Demokrasi, Barış ve Kardeşlik Süreci, İnşa Çabasında Eşik Aşmak İçin Ne Yapmak Gerek?!
Hepimiz tabiî ki barış istiyoruz, hepimiz tabiî ki insanların ölmesi istiyoruz, hepimiz tabiî ki toplumsal birlik ve bütünlük istiyoruz, hepimiz tabiî ki tek kullanımlık emperyalistlerin vekil savaşcısı olması istiyoruz, hepimiz tabiî ki yaşadığın yıllardan beri harcanmasın istiyoruz.. Ama bunu istemeyenler varsa kim bunuda istiyor, kim bunları istiyor? Farklı dini ve etnik rejimler yok sayan aşırı milliyetçi dilin kendi grubumuz dışında düşmanlıga neden olduğunu unutmayalım.. Her aşırılık gibi milliyetçiğinde aşırılığı fanatizme ve ayrımcılıga son olarak kişinin düşmanlıga neden duruyor… Bule Milli Dayan Kardeşlik Ve Demokrasi sistemina sunulan tablolarn sadece ve sadece kendi numarayı içerenler olması gerekir… Bu öneri ve mümkün olmadığı, bunlar bir metinleri olduğunu, olacak olan alan, mevcut durumun sayılmayan durumlar arasında kalmaması… Tarafların önceki alanlardan kurtularak karşılıklı parmak sallayan, tehdit dilini kullanmaması, bizim iç barışımızı Suriye'deki kişilerin balgama hatasını yapmasının sağlanması gerekmektedir. Şimdi DEM'in içerdiği bazı bloklar ve kalıcı genelinin kaygılarını hatırlatarak bu konu üzerine düşünmeye devam ederek geliştirildi…
Dem: Komisyonun şartı, 27 Şubat 2025 Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı ve ardından yaşanan gelişmelerle birlikte Türkiye'nin tarihi bir eşiğe geldiğinin kabul edildiği dönem bir denk geldi. Bueşik, Kürt meselesinin, geleneksel devlet yaklaşımında olduğu gibi, güvenliğin liderliği altında ele alınamayacağı; eşit yurttaşlık, hak ve özgürlükler, demokrasi ve hukuk refahının kalıcı ve onurlu bir barış düzeninin inşasının zorunlu olduğuna işaret eden eşitliktir. Sorun var mı yok, sadece istenilen özellikle bir etnik grup işaretiyle değil, tüm finansal hakların hukuki hakları olarak konuşulması gereginin dışarıda çizildiği anlamına geliyor. Bu nedenle bir grup etnik adına hak talebi baştan yanlıştır…
Dem: Komisyon, bu isteğinle, farklı toplumsal kesimleri dinlemeyi, onların deneyimini, eleştirisini ve önerilerini sürdürmeyi, barış ve demokratik toplumun inşası için ortak bir çerçeve iyileştirmeyi hedefledi. Çalışabilmeleri, bazı zaman aynı masada bir araya gelmeleri zor görünen aktörler, farklı bakış açılarına rağmen ortak bir sorumluluğun parçasının para kazanmasını sağlamıştı; Çatışmanın ve kutuplaşmanın aşılması için Meclis'in inisiyatif almasını vurgulamışlardır. Herkes dinlensin, herkes adına düzenleme yapılsın bir grup adına, bir etnik ve dini yapı adına hak talep edilmesinin önerisimizdir..
Dem: Bu rapor, tamamlanmış bir sonuç değil, bir başlangıç önerisidir. Kürt meselesinin demokratik ve barışçı çözümüne, barışın toplumsallaşmasına, yeni bir demokratik toplumsal sözleşmenin ve Demokratik Cumhuriyet’in inşasına katkı sunmayı amaçlayan bu metnin, ortak merama azami katkı sunması en temel dileğimizdir. Bu raporun müzakere edileceğinin kabul edilmesi güzel bir şeydir, ama sık sık Kürtler adına bir talep edilmesi başka etnik grupların rahatsız olmasına nende olabilir.. Bu talepler genelin talebi olarak sunulmalıdır…
Dem: Tarihsel bir rolü üstlenen Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışma sürecinin yaratacağı olanakların; hiç kimsenin kaybetmediği, tüm halkların ve inançların eşit ve onurlu yaşadığı bir Demokratik Cumhuriyet ufkuna giden yolda daha güçlü adımlara dönüşmesi için kararlılıkla yürüdüğümüzü yeniden vurguluyoruz. İki milliyetçi parti, birsi DEM, digeri MHP, kullandıkları dil bizi şaşırtıyor, bu kadar barış gönüllü olup da yıllardır savaşan taraf olmak büyük bir çelişkidir. Bu çelişkiye rağmen bile biz barışın tesisinden yanayız.. Bunun için yasal, legal silahlı güçlerin dışında elinde silah bulunduranların derhal silahları bırakması geregininde altı çizilmelidir…
Bu dilek ve temennilerin ardından bu barış sürecinden DEM,liler neler bekliyorlar?
*Yerel demokrasinin güçlendirilmesi, kayyım rejimine son verilmesi, yerel yönetime daha geniş yetki verilmesi gibi öneri ve beklentileri var. Oysa anayasamız üniter devlet yapısı önerir, bu öneri ve beklentiler T.C devletinin üniter yapısına zarar verecek boyutta olmamalıdır. Üniter devlet merkezi yönetim ile yönetilir ve merkezi yönetim yerel yönetimler üzerinde ciddi etkisi, denetim yetkisi olan bir yönetim şeklidir… Yerel demokrasinin gelişmesi için yerel yönetimlere yetki verilmeli ama denetim daha sıkı ve etkili hale getirilmelidir… Hele yerel yasa yapma gibi bir talebi veya yorumla ulaşılacak sonuca kesinlikle kapı kapanmalıdır.. Yasalarımızı TBMM yapar ve herkesi bağlar, anlayışı üniter devletin, devamında Kuzey ve Kuzey Suriye de olduğu bölgesel yönetimlerin oluşmasına neden olabilir ve bu bilinçle yerel yönetimler demokrasi ve anayasal sınırlar için de güçlendirilmelidir…
Ana dil sorunu yaşandığını ve bu ana dilin sınırlarının ne olacağı ile beklentiler var, devletin resmi dili Türkçedir, bu dilden sonra yerel olarak kullanılan diller ise yerel dillerdir… Bu anlayışla yerel dillere alan ayrılırken resmi dili geri plana atacak bir anlayış olmamalıdır… Yerel dillere baskı yanlış olduğu kadar yerel bir dilin devletin resmi dilinin önüne geçmeside yanlıştır… Bu beklentide de bir sınır konulmalıdır, sınır nedir, müzakereyle belirlenebilir…
Şuanda süren çatışmada, bana göre kurulu düzene isyanda eline silah almış kişilerin silah bırakarak toplumsal entegrasyon (uyum, Kazanım, birlik içinde yer alma) için yasal düzenlemeler talebine gelince… İşlenmiş suçlar ne olacak, yasaların geri doğru işlememsi ne olacak.. Kanun varsa suc vardır, kanun geçmişte suç sayılanı, yeni bir kanunla suç saymaması hukuk mantığına ters olmaz mı? O zaman suça bulaşmışları cezalandırmak gerekmez mi? DEM, taleplerinde hukuk mantığının dışına çıkmamalıdır, hukuk devleti mantığı, hukuki eşitlik ilkeleri dikkate alınmalıdır… Olağanüstü hukuk mantığı ise ne getirir, ne getirmez tartışılmalı müzakerelerle makulde buluşulmalıdır… Milliyetçi ruhla siyasal tercih yapan vatandaşlara oynayan siyasal parti ve siyasetçiler bu aşamada biraz olsun duygusallıktan akılcılığa yönelmeleri gerekir.. Yoksa barışın olmaması vebali ölümün olması vebali onların sırtında kalır.. Sonuç olarak….
İster barış süreci, ister demokratikleşme çabası, ister o diyelim, ister bu diyelim…
DEM’i ikna edelim derken, barış inşa edelim derken DEM’e oy verenlerin dışındaki %88-90 vatandaşın rahatsız olacağı bir dil ve sonuç çıkmasın bu komisyondan… Başta da degindik, Suriye sorunuyla bizim sorunumuz, Suriye’nin kaderiyle bizim kaderimiz bu kadar iç içe geçmemeli derken, DEM, Kandil, İmralı üçgeni Türkiye eksenli düşünmeli demek istiyoruz… Son TBMM de Dem adına konuşan arkadaşın hala çatışma diliyle konuşması, kendilerine milliyetçi taban oluşturmaya çalışan bir iki parti TBMM kürsülerinde yüksek perdeden milliyetçi söylemler söylemesi… Tribüne oynayan ama gol atamayan futbolcu gibi, akıl mantıktan uzaklaşmış sloganlara mahkum olmuş siyasetçiler gibi, ergen ergen konuşanları karşılıklı dikkate almamak gerekiyor.. Bu süreçde CHP’nin akılcı, mantıklı duruşu örnek alınabilir…
Bu konu üzerine daha dikkatli olmak ve diplomatik dil ve yöntemler kullanmak geregiyle selam ve Saygılarımla…
Hüseyin Benek – 22.12.2025 – vatandasfirki.com
Kaynaklar
1* https://www.demparti.org.tr/Images/UserFiles/Documents/Editor/2025/mIllI-dayanisma-kardeslIk-ve-demokrasI-komIsyonu-dem-part.pdf
|
| |
|
| Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
|
| Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|