EKONOMİNİN SİNİR UCLARI
Her şeyin sinir uçu vardır, buna bazıları kırmızı çizgi der, ekonominin sinir uçları, kırmızı cizgisi nedir derseniz, hayatın içindeyseniz görürsünüz derim… Bunlar nerelerde görülür derseniz toplumsal hayatın tam içinde, işte bakın şurda!!
Halk emek büfelerinde kuyruklar başlamışsa, ülkede ekonomik sorunlar demektir, bunlar nedir?
Üretim, tasarruf, kaynak, istihdam, tüketim, borç/kasa hazine/borç, alacak/verecek dengelerinin bozulması demektir… Nasıl bozulur ki?
Halk ekmek büfelerinin önün de, ucuz kıyma satan EBK önün de kuyruklar varsa bu dengeler bozulmuş kriz, hatta virüsle birlikte buhran var diyebiliriz… Hemen hükümet bizi başarısız gösteriyor bunlar falanlar yalanlar başlarsa, önlem almak yerine kendi sorumluluklarını başkalarına atarsa, kriz çözülemez buhrana dönüşür, buhran ise yoksulluk demek, işsizlik demek, eşitsizlik demek, devletin hukuk kurallarını sertleştirmesi, vatandaş hak ve özgürlüklerinin kısmen askıya alınması demektir…
Şimdi sorduğum sorulara evet veya hayır diye cevap verin, evetler ne kadar çoksa o kadar ekonomimizde sorun var demektir…
İşsizlik var mı? Evet veya hayır, Pahalılık yani enflasyon var mı? Durgunluk var mı? Üreticiler üzerinde maliyet baskısı var mı? Tüketiciler üzerinde fiyat artışı baskı var mı? Dış ticaret açığı var mı? Bütçe açığı var mı? Aşırı borçlu muyuz? Daha da borç paraya ihtiyaç var mı? Çalışanlarımızın yarıya yakını asgari ücretle mi, çalışıyorlar? Çiftçilerin ürünleri tarlalarda maliyetinin altına alınıyor, hatta alınmıyor da, üreticiler ürünlerini imha etmek zorunda kalıyor da tüketicilere ulaştırılamıyorsa, burada sorun var mı, yok mu? Sorun var mı, evet mi hayır mı? Yem ve saman bulamayan hayvancılar hayvanlarını kesmeye karar vermişler mi? Kısacası başta değindiğim ekonominin tüm sinir uçları olumsuzluğu hissediyor ama hükümet ve onu destekleyen medya kanalları, sözde akademisyen ve yazar çizer takımı bunu hissetmiyorsa, halka da toz pembe bir ekonomi gösteriyorlarsa, burada başka bir sorun daha var demektir… Bu sorun ise ayrımcılıktır, kendi adamını korumacılıktır, başkası ne olursa olsunculuktur… Ülkemizde her dört gençten biri iş bulamazken, bazılarının sayısız ve 20-30 asgari ücret maaş almaları ve bunu 2-3 kurumdan almaları demektir… Evine ellibin lira girenlerle, evine 2800 lira giren veya işsizse girmeyen aileler, kişiler bunu nasıl aynı hissederler?
Evet, ekmek bayilerinin önün de kuyruklar cogaldı, kıyma kuyrukları var, sonra başka götergelerde olmuşsa, dolmuşa taksiye binenlerin sayısında ki azalmalar, et döner yerine, elli gram tavuk döner yiyenlerin sayısında ki artmalar… Başka bir gösterge de evden çıkamıyoruz, evde birbirimize bulaşmayalım diye sürekli sokaklarda geziniyorum diyenlerin sayısının artmasıdır ki… Bunlar toplumuzda çok sık yaşanır oldular… Şimdi size ve hükümet yetkililerine soruyorum, amacım, hükümeti başarısız göstermek değil, amacım ülkemizi karalamak, güçsüz göstermek hiç değil, amacım insanlarımızın zor durumda olduğunu, buna karşılık kaunun savurgan davrandığını, sürekli üretime neden olmayan, cılgın projeler peşinde koştuğunu göstermektir.. İyide ülkeyi bu şartlardan kurtaracak olan kim, tabidir ki hükümet…
Hükümet bu sorunları önemsemiyorsa, üstünü kapatıyorsa, yada çözmiyorsa, o zaman yaşasın demokrasi ve seçim hoş geldin yeni hükümet demeliyiz… Diyelim mi, siz bilirsiniz… Selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek – vatandaş – vatandasfikri.com – 24.6.21
|