KÜLTÜRLER ARASI UYUM EĞİTİMİ
Eğitim, bize ne vermelidir dersek, bir bilimsel bilgi ve bu bilgi üzerine düşünme yetenegi… İki dilimizi ve kültürümüzü öğrenme ve özümse topluma uyum sağlama… Üç, evrensel kültürlere uyum yetenegi… Egitim bize hem dogaya hem de kültüre ve de dünya kültürlerine bilme, uyum sağlama becerisi vermelidir… Bu yazımız da bir ülkede, bir bölgede veya dünyanın herhangi bir yerin de yaşayanların, ortak toplumsal yaşama katılmaları için egitim yoluyla yerel ve evrensel kültürel aktarımla kişilerin toplumsal ve evrensel yaşama katılmaları amacıyla düzenlenen Kültürel uyum eğitimidir.. Bu egitimin iki ayagı vardır biri, kendi kültürüne uyum, iki, başka kültürlerle uzlaşma, diyaloğ, üzere barış içinde yaşayan evrensele uyumlu fertler yetiştirmektir… Bundan herşeye uyum sağlayacagız anlamı çıkarılmamalıdır, egitimin bir ayagıyla da adaletsizlige, zulme karşı sivil bir direniş kültürü de verilmeldir… Biz egitimin farklı kültürlerle nasıl yaşarız, farklı kültürel ortamlar da nasıl bir tavır sergilemeliyiz? İşte bunun için kültürler arası uyum egitimi bizi ve gençlerimizi evren de her hangi bir toplululukta yaşamamızı kolaylaştıracaktır… İş, yerleşme, temsil, sınırların ötesin de kalma gibi nedenlerle kendi kültür coğrafaynın dışın da kalma durumların da içinde yaşadığımız kültüre uyumu kolaylaştıracak bir egitim olacaktır Kültürler arası uyum egitimi…
Bu tür bir egitimin amacı, evren de yaşayan toplulukların, aralarında ki din, kültür ve yaşam tarzı üzerine araların da olası, ön yargıları, gerginlikleri, dahası olası çatışmaları, azaltmak, önlemek için farklı kültürleri tanıyarak dünya barışına katkı sunmaktır…
Hepimiz biliriz ki, kültürleri etkileyen ana faktör toplumların dinidir. İlahiyatcılar, dini cemaatler, kendince dindarlar ve mezhep önderleri, hak din veya mezhepin kendi dini kabülleri olduğunu iddia etmektir. Kendi yorumlarıyla kendi düşünceleriyle, kendilerini hak, makbul digerlerini batıl ilan edenler, karşılıklı kültüre, inanca, düşünceye saygı geregi duymamaya başlıyor… İşte hem İslam toplumları kendi araların da hem de Arakan gibi, Çin, Sincan bölgesi gibi çatışmalar toplumsal ve dünya barışını bozmakta, farklıya zulüm yapılmaktadır.. Savaşların toprak, ekonomik ve dinsel nedenlerle olduğu düşünülürse…. İnsan hayatından daha kutsal ne var derseniz, bana göre hiçbir şey yoktur… Ama insanı yurdundan çıkarmaya, dini inancından vazgecirmeye, düşüncelerini ifade etmeyi engellemeye yönelik baskıların çatışmalara kaynaklık yaptığı ve insanlığın enerjilerini daha iyi yaşama yerine çatışmaya ayırmasına neden olmaktadır… İşte kültürler arası uyum egitimi dünya barışına büyük katkılar sunması beklenmektedir… Bu evren de yaşayan her toplumun kültürler arası uyum egitimini fertlerine sunması gereken bir egitim olduğunu düşünmekteyiz…
Ülkemiz Türkiye toplumu, her toplumdan daha çok kültürlerarası eğitime ihtiyaç duymaktadır… Neden? Cün ki vatandaşlarımız, dünyanın her yerin de ve daha çok Avrupadadırlar… İkinci ise diger kültürlerin etkili olduğu çoğrafya da o ülkelerin vatandaşları olarak yaşamaktadırlar… İşte bu nedenledir ki ülkemiz, toplumumuz Kültürler Arası Uyum Eğitimine diger ülke ve toplumlardan daha çok ihtiyaç duymaktadır… Türklerin dünya da yayıldığı çoğrafyaya baktığımız da bu egitimin ne kadar önemli olduğu aşikardır… Bunun için çabaların olduğunu ve Yunus Emre Enstitüsünün kurulma gerekcelerinden birinin de bu olduğu bilinmektedir…. Bu esntitü daha çok Yurt dışın da yaşayan Türkler için çalışamalar yapmaktadır… Burada ki vatandaşlarımız için de orta okullarda dünya kültürü dersleri işlenmesinin iyi olacagı kanatiyle… Türklerin yaşadıkları çoğrafyalara kısaca bakalım… Türkiye, Batı Trakya, Balkanlar, Sovyetler birliginden ayrılan yeni Türk Cumhuriyetleri, Kıbrıs, İran, Irak, Suriye gibi komşu ülkeler de Osmanlı İmparatorluğunun etkili olduğu sınırlar için de olan ve oralar da kalan Türkce konuşan soydaşlar için de böyle bir egitim sorumluluğumuz olduğunu düşünüyoruz…
Bu egitimin verecegi kültürlerarası uyum ve diyalog yetenekleri bizim kültürümüzün mensublarının elini her yerde güçlendirecek, kültürel çelişkileri en aza indirecek ve bizim kültürümüzün ferdini dünya vatandaşlığına daha iyi hazırlayacaktır… Kültürler Arası Uyum Eğitiminin, Eğitim ve Öğretim Programlarıyla Orta egitim kurumlarımız da yer alması fertlerimize evrensel yolculuk da yol gösteren bir kültür haritası sunmamız evrensele acılırken bizi millet olarak güçlendirecektir… Bu egitimi alanların öncelikle başka düşünce ve inançlara saygı duyma, gerektiğini öğreneceginden, başka kültürlerin sunacagı kültürel birikimlerden bizim kültürümüze uyanları kültürel alış verişle kendi kültürüne ekleyebilme yetenegini de güçlenecektir…
Ayrıca bu tür bir eğitim, dünya kültürü ve dünya toplumlarıyla kendimizi de kıyaslamanın önünü açacaktır… Bu kıyas biz de öz eleştiri yetenegimizi geliştirerek, eleştirel düşünerek ve toplumsal gelişmenin de önü açacaktır… Bu egitim bir dünya kültürü alğısı oluşturacak ve evrensel olarak hoşgörü, dayanışma, ortak degerlerin ortaya çıkması için bir fırsat yaratacaktır...
Ayrıca Ülkemizin vatandaşları arasında farklı dini yorumlar ve yaşam tarzları arasında ki gerilimi de azaltacak, toplumsal uyumumuza büyük katkılar sunacaktır… Öteki, farklı olan olmadan biz nasıl farklı oluruz, “her şey zıtdıyla anlaşılır” bizim kültürümüzün ilkelerinden biri degilmidir?
Farklılıkların yaradılış gereği olduğunu Kuran¬ı Kerim bize şu ayetle bildirmektedir. Bizi şöyle uyarmaktadır:"Allah dileseydi, sizleri bir tek ümmet yapardı, verdikleri ile sizleri sınamak istedi, iyi işlerde birbirinizle yarışın, hepinizin dönüşü Allah'adır" (Maide 48) Biz bu mesajları daha iyi okuyarak, kendi kültürel özümsemelerimiz üzerine, kültürler arası uyuma dayalı düşüncelerle dünya vatandaşlığına hazır fertler olarak hem milletimizi, hem dinimizi daha iyi temsil ederiz düşünce ve dilekleriyle…. Selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek --- Temmuz 15 – www.vatandasfikri.com
Kaynak : 04.07.2015 Beyza Bilgin | Kültürlerarası eğitim http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/beyza¬bilgin_552/kulturlerarasi-egitim_29456198 2/2
|