|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
GEZİ RUHUNA NE OLDU? |
GEZİ RUHUNA NE OLDU?
Gezi ruhu, bazıları için sadece ve sadece agactı, yeşil alanların işgal edilmesiydi, gezi bazılarına göre iktidarın kendileri yok saymasına tepkiydi, bazılarına göre devrime beş kalmıştı, bazılarına göre sadece ve sadece İktidar düşmanlığıydı, bazılarına göre ise Demokrasinin en temel ilkesi olan güçler ayrılığının olmadı yerde iktidarı sınırlamanın bir yöntemiydi… İçinde çok çeşitli grublar barındırıyor ve ortak tepki gösteriyorlardı, üstelikte ilk kez böyle bir olay oluyordu… Kemalistlerle, Ulusalcılarla, Anarşistler, BDP liler, yani ne kadar muhalif varsa bir şekliyle oradaydı…
Sonra bu sempatik eyleme provakasyonlar karışmaya sempatikliginin önüne set çekmeye başlandı, hem iktidar kanatı, hemde oradan Devrim devşirmeyi umut edenler… Eylem uzadıkca uzadı, uzadıkca Yeşil sevdalıları çekildi, demokratik tepki gösterenler çekildi, iktidarı sınırlandırmaya çalışanlar çekildi ve sadece devrim umudu olanlar, demokratik iktidara düşmanca tavır takınanlar kaldı… Seçimle gelmiş bir iktidara tepki gösterilebilir ama onu iktidardan al aşagı etmek ancak seçimle olmalıdır demokratik düşüncesi yok sayıldı ve eylem uzadıkca marjinalleşti ve etkisizleşti… İktidarın her alan da farklıyı tanımaz tavrı, ben yaparsam o dogrudur dogu tipi iktidar anlayışı kazandı görülüyor… Ama buradan bence herkes, en çok da vatandaş adına iktidarı kullananlar ders çıkarmalıdır… Neden mi?
Demokratik yöntemle iktidara gelerek her şeyi yaparım düşüncesi toplumsal barışı bozar, bozuyor da, iktidara sınırlar cizer, demokrasi devrim yapma fırsatı vermez, demokrasi reformcudur, evrimcidir… Demokrasi kültürü olmayan daha çok bizim gibi ve daha doğuda ki toplumlar da iktidar her şeye muhtedirim sanısına kapılır… Bu tür iktidarlar hata üstüne hata yapar, tepkisiz bir toplumsa ve hatayı bile sırf bizim adamlar, bizden olanlar diye alkışlıyorsa toplum, o toplum vasatlar liginde kalmaya mecburdur… Gezide hata yapılmışmıdır evet, ama bana sorarsanız, yanlış kararlara tepkisizlik en büyük toplumsal hatadır… İktidar Yargı ve Yasamanın denetimin de degilse ki nispeten ülkemiz de öyle, toplum da tepkisizse nispeten öyle iktidarı kim denetleyecek?Üstelikte kendi iç eleştirisini geliştirememişse, eleştiri degil sadece tabanından alkış bekliyorsa yanlış kararlarından dönmeye kim zorlayacak? Diyelim ki ülkemiz de kaynak israfı ve yanlış yatırımlar var bana göre, ben tepki göstemeyecekmiyim… Kaynak israfı sürekli kamu binası yapılması ve kamu kurumların da lüks araba saltanatı içinde olunuşu ve yap işlet yöntemi yerine, devletin yap işlettir yöntemine geçmemesi,( örnegin bir baba yigit aranan araba üretiminde, elektirikli araba modelinin üretiminde) teknoloji üretmek yerine sürekli teknoji tüketilmesi, vergi adaletsizligi (asgari ücretten alınırken beyana dayalı olanların çok düşük oranlarda vergi ödemesi, lüks tüketimden ve finanssal getirilerden alınmaması dolaylı ve dolaysız vergi oranları) gibi onlarca kararın ülke olarak toptan borçluluğa neden olması (Kamu, Özel kurumlar ve vatandaşların) Bunların yanlış olduğunu iktidar partisi içinden eleştiri gelerek öz denetimin sağlanamaması gibi sorunları eleştirmeyelim mi? Gezi gibi tepkilerin provakasyonlara kurban edilerek (marjinaller ve iktidarlar tarafından) toplumun öteden beri tepkisizleşmemesine neden olunuşu toplumsal olarak, hem ekonomik, hem sosyal hemde teknoloik gelişmemizin önünde ki engeller olarak düşünüyorum… Gelişmek için doğru kararlar gerekir,doğru kararlar ise ortak aklın ürünü bilimsel bilgilere dayalı kararlardır… Sanırım bizim öyle bir sorunumuz yoktur, çünki dogu tipi toplumlar da lider ve ekibi her şeyi bilmektedir… Ona tepki göstermek isyandır….
Ne yazık ki tepki gösterme gelenegimiz de olmadığı için Gezi gibi olaylar her zaman provakasyona acık hale gelmektedir… Gezi olayları da Aşırı sol, Anarşist grublarla iktidarın provakasyonuna gelindiğinden dolayı iyi anlaşılamamış ve toplum olarak tekrardan tepkisizlik ve atalet içine düşmüşüzdür diye düşünüyor… Bundan sonraki tepkilerde, tepkiye öncülük eden organize bir lider kadronun, düzenlemesi, STÖ lerinin de katılarak planlı tepkilerin gerektiğini gezi olayları ortaya çıkarmıştır…
Son olarak demokratik toplumlar da, iktidarlara vatandaşın tepki gösterme hakkının olduğunu, ama bu tepkilerin sınırsızca, kontrolsüzce, plansızca olmaması gerektigini…. İktidarın ise eleştiriyi, makul tepkileri makul karşılaması geregini düşünerek hatırlatır… Yanlış bulunan toplumsal kararlara tepkisizligin toplumsal atalete düşerecegini tepkisiz toplumların nasıl atalet içinde yaşadıklarını görerek demokratik hukuk kurallarına, kamusal alada ki güvenlige dikkat ederek tepki gösterme gelenegi olan topluma doğru gidişe yardımcı olunması gerekgini öncelikle aydınlara, sonra vatandaşlara, sonra devletin iktidarını vatandaşı temsilen kullananlara önerir… Sonra da her olayı devrim malzemesi yapan ama her olaydan sonra toplumun tepkisini alan ve provakasyonlarıyla toplumu tepkisizleştiren Sol ve Anarşist gruplara devrim için tepki degil demokratik sınırlarda tepki gösterme geregini hatırlatır… Gezi olaylarının ruhunu ve toplumun tepki gösterme yetegini öldürenlere selam ......
Yanlış kararlar da demokratik tepki göstermek dilegiyle iyi günler diler, selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek --- Haziran 15 --- www.vatandasfirki.com
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|