EKONOMİ Mİ, EKOLOJİ Mİ SORUNU DAHA ÖNEMLİ?
(Su Sorunu(Kıtlığı) Geliyorsa, Önlemimiz Nedir?)
Dünya ısınıyor, iklim değişikliği yavaş yavaş kapımızı çalıyor, bilim insanlarının bilgisayarlarla yaptıkları modellemelerde neler olacağı aşağı yukarı görülüyor, biliniyor… İklim değişikliğini tetikleyen nedenler insan faktörümü, dünyanın kendi döngüsü mü tartışılıyor… Bilim adamlarının cogunluğu bu ısınmanın insan kaynaklı olduğunu ifade ediyor, biz insanlar ekonomik ısınmayla ilgilendiğimiz kadar içinde bizim de yaşadığımız ekolojik dengenin bozulmasıyla neden ilgilenmiyoruz onu da anlamış değilim…
Küresel ısınma ve iklim değişikliği ile ilgili hazırlanan rapora göre en çok etkilenecek ülkeler arasın da ülkemiz Türkiye de var.. ABD merkezli dünya kaynakları enstitüsünün son raporu dünya nüfusunun neredeyse dörtte birinin su kıtlığı riski ile karşı karşıya olduğunu, Türkiye, ise 'su kıtlığı riski listesinde' 164 ülke arasında 32. Sırada olduğunu rapor etmişler… Bu rapor bir gelecek öngörüsüdür, bu rapor bir tehlike habercisidir, biz insanlar bilim insanlarının uyarılarını dikkate alacağız mı, yoksa rapora karşı kör, sağır, dilsiz numarası mı yapacağız?
Ülkemiz coğrafyasın da bu ısınmanın belirtilerini görüyoruz, Akgöl, Karagöl, Tecer kurudu, Burdur Gölü de alarm vermeye başladı, birçok yüzey suyu kurudu, birçok dere akmaz oldu, bunlar dikkatlice doğaya bakanların gördükleri durumdu… Rapor üzerinden hareket edecek olursak, en riskli ülkelerin şunlar olduğunu görüyoruz… ”Tatlı su kaynaklarının hızlı bir biçimde tükeneceği öngörülen, su kıtlığı riski listesinin ilk beş sırasında yer alan Katar, İsrail, Lübnan, İran ve Ürdün var…
Hazırlanan rapora göre su kıtlığı riskinin en fazla olduğu 17 ülkede tatlı su kaynaklarının yüzde 80'i ya tüketilmiş, yada kullanılmayacak kadar kirletilmiş durumda.
Bu araştırma sonuçlarına göre, aralarında Hindistan, Pakistan, Türkmenistan ve Suudi Arabistan'in da bulunduğu 27 ülkenin "yüksek seviyede su kıtlığı tehlikesi" ile karşı karşıya bulunduğuna vurgu yapıyor. Ülkemiz Türkiye’nin durumu da pek içler acıcı olmadığı görülüyor, Türkiye ise 'su kıtlığı riski listesinde' 164 ülke arasında 32. sırada yer alıyor, yani sorun yaşayacak ülkeler listesinde 32’inci sıradayız… Su kıtlığı nasıl ortaya çıkıyor, içme suyu öncelikli olmak üzere, kullanma suyu talebinin karşılanamaması durumunda ortaya su kıtlığı çıkıyor… Bizde toplum olarak bu sınırda olduğumuz anlaşılıyor… Daha net konuşmak gerekirse, yıllık su rezervleri kişi başına bin 700 metreküpün altına düştüğünde bölgenin su kıtlığı yaşadığı kabul ediliyor.
Öte yandan uzmanlar, küresel ısınma sebebiyle bu durumun daha da kötüleşeceği uyarısında bulunuyor, bizim yöneticilerimiz, biz, kısacası insanlar olarak yakın gelecekte gelecek olan bu soruna karşı ne gibi önlemler alıyoruz… Devletimizin planları nedir, acaba kaç sulama projesi, kaç baraj yapma planları var, bu kadar büyük şehirlerde su sorununu nasıl çözecekler, siyasilerimizin düşünceleri nelerdir? Ne gibi önlemler alıyorlar, bunları bilsek geleceğe doğru daha güvenle bakardık…
Yat ekonomi, kalk ekonomi, ne olacak bu ekoloji, birazda ekolojik sistemi düşünelim mi? Düşünmek dileğiyle, önerisiyle selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 9.8.19 – vatandasfikri.com
|
|