SENDİKA ve İŞ HAYATI
Sendika nedir, ne iş yapar, kime karşı kimin hakkını savunur, toplumsal görevi nedir, bunlar üzerine düşünelim mi? Mesela, AVM ve zincir marketlerde çalışanlar sendikalı olsa günlük kaç saat çalışmaları gerekirdi, şimdi kaç saat çalışıyorlar? Bu fazla çalışma için fazla ücret alıyorlar mı, yoksa patronları veriyorsa veriyor, vermiyorlarsa vermiyor mu? İşte sendika bu gibi durumlarda, iş yerlerinin hukuki, sosyal, sağlık şartlarına uygunluğunun ölçülerini izler raporlar, uyulmadığında tepki gösterir… İşte sendika bu nedenle önemlidir, sendika İşçilerin iş, kazanç, toplumsal ve kültürel, sosyal haklar gibi konular bakımından çalışanların haklarını korumak ve daha da geliştirmek için aralarında kurdukları birliklerdir… Ülkemizde birçok şey gibi buda aksak bir şekilde yürümektedir… Bir iş, durum, kurum neden aksak yürür, o işi yapanlar ve devletin kurumları önemsemez de ondan…
Örneğin ilk suçlu kimdir sendikacılığın bu kadar geri plana atılmasında bence sendikacılardır, ikinci suçlu ise 12 Eylül döneminde yazılan iş kanunlarıdır, bu kanunları aşacak şekilde yönetmelik, tüzük gibi sendikaların, çalışanların aleyhine uygulayan hükümetlerdir… Birde patronların lükslerinden taviz vermemek için düşük ücret, uzun çalışma zamanını kendilerinde hak olarak görmeleri desek… Bunun gibi on neden sıralasak, neredeyse aşağı yukarı biz işçiler de dahil olmak üzere hepimiz kenarından, köşesinden suçluyuz… Kısaca sendikacılığın içine ettik, şimdi bunu nasıl temizleriz? Önce biz işçiler sendikaların bizim hak ve hukukumuzu koruyacak örgütsel yapılar olduğu bilincine ulaşacağız… Sonra sendikacılar ideolojik saplantılara düşmeden amaçlarının işçi hak ve hukukunu korumak olduğu bilincine ulaşacaklar.. Sonra kamu yöneticileri sadece patronları korumakla toplumsal düzenin, çalışma barışının korunamayacağını anlayacaklar ki… O zaman sendikanın, sendikacılığın, iş barışının öneminin bilinci topluma yerleşir… Sendikacıların başka bir önemli hataları da, üye kayıt etmek için yaptıkları yanlışlar…
Bir iş yeri düşünün, bu üstelik de kamu kurumu, kamu yönetiminin siyasal anlayışı değişince ardından yeni siyasal anlayışa yakın sendika yöneticilere gidiyor, bizim sendika burada örgütlensin… Orada kamu adına yöneten kişiden tabir caizse işçilere baskı yapın ki bizim sendikaya geçsinler der gibi… O kurumun örneğin belediye başkanı hemen talimatı veriyor, şu sendikayı bırakın, bu sendikaya geçin… Tabiki bu karara mevcut örgütlü sendika direniyor, bu sendikayı destekleyen işçiler direniyor.. Orada bir gerilim başlıyor, sen geçtin, o geçmedi, bu bazen yıllarca sürüyor… Bu iş yerinde sözleşme yetkisi alma, alamama durumu ortaya çıkıyor ki, bu ara dönemde sözleşme yapılamıyor ve işçiler mağdur oluyor, örnek vermek gerekirse… Ben bir belediyede çalışıyordum Türk İş’e bağlı belediye iş, sendikası örgütlüydü… Sonra belediyede yönetim değişti, ilk yapılan sendikanın değiştirilmeye çalışılması oldu, bunu belediye başkanı ve iş yerinde yeni örgütlenmeye çalışan sendika birlikte yapıyordu… Sonunda belediye başkanının istediği sendika belediyede örgütlendi… Bu sendika değiştirme süreci 4-5 yıl sürdü bu arada mevcut sözleşme yetkisi olan sendika sözleşme yapamadı, biz enflasyonun %50-60 olduğu bir dönemde dört yıl zam alamadık ve asgari ücretten zam almaya başladık… Bence işçilik hayatımın en zor dönemiydi, sadece ücret için değil, baskılar, zorlamalarla.. Asıl sorun şuydu! Bunu başka bir yazı konusu yapalım, sendika -2 diyerek yarın devam edelim.. Şimdilik iyi günler dilerim..
Hüseyin Benek -- 29.4.19 – vatandasfikri.com
SENDİKA
Sendika nedir, ne iş yapar, kime karşı kimin hakkını savunur, toplumsal görevi nedir, bunlar üzerine düşünelim mi? Mesela, AVM ve zincir marketlerde çalışanlar sendikalı olsa günlük kaç saat çalışmaları gerekirdi, şimdi kaç saat çalışıyorlar? Bu fazla çalışma için fazla ücret alıyorlar mı, yoksa patronları veriyorsa veriyor, vermiyorlarsa vermiyor mu? İşte sendika bu gibi durumlarda, iş yerlerinin hukuki, sosyal, sağlık şartlarına uygunluğunun ölçülerini izler raporlar, uyulmadığında tepki gösterir… İşte sendika bu nedenle önemlidir, sendika İşçilerin iş, kazanç, toplumsal ve kültürel, sosyal haklar gibi konular bakımından çalışanların haklarını korumak ve daha da geliştirmek için aralarında kurdukları birliklerdir… Ülkemizde birçok şey gibi buda aksak bir şekilde yürümektedir… Bir iş, durum, kurum neden aksak yürür, o işi yapanlar ve devletin kurumları önemsemez de ondan…
Örneğin ilk suçlu kimdir sendikacılığın bu kadar geri plana atılmasında bence sendikacılardır, ikinci suçlu ise 12 Eylül döneminde yazılan iş kanunlarıdır, bu kanunları aşacak şekilde yönetmelik, tüzük gibi sendikaların, çalışanların aleyhine uygulayan hükümetlerdir… Birde patronların lükslerinden taviz vermemek için düşük ücret, uzun çalışma zamanını kendilerinde hak olarak görmeleri desek… Bunun gibi on neden sıralasak, neredeyse aşağı yukarı biz işçiler de dahil olmak üzere hepimiz kenarından, köşesinden suçluyuz… Kısaca sendikacılığın içine ettik, şimdi bunu nasıl temizleriz? Önce biz işçiler sendikaların bizim hak ve hukukumuzu koruyacak örgütsel yapılar olduğu bilincine ulaşacağız… Sonra sendikacılar ideolojik saplantılara düşmeden amaçlarının işçi hak ve hukukunu korumak olduğu bilincine ulaşacaklar.. Sonra kamu yöneticileri sadece patronları korumakla toplumsal düzenin, çalışma barışının korunamayacağını anlayacaklar ki… O zaman sendikanın, sendikacılığın, iş barışının öneminin bilinci topluma yerleşir… Sendikacıların başka bir önemli hataları da, üye kayıt etmek için yaptıkları yanlışlar…
Bir iş yeri düşünün, bu üstelik de kamu kurumu, kamu yönetiminin siyasal anlayışı değişince ardından yeni siyasal anlayışa yakın sendika yöneticilere gidiyor, bizim sendika burada örgütlensin… Orada kamu adına yöneten kişiden tabir caizse işçilere baskı yapın ki bizim sendikaya geçsinler der gibi… O kurumun örneğin belediye başkanı hemen talimatı veriyor, şu sendikayı bırakın, bu sendikaya geçin… Tabiki bu karara mevcut örgütlü sendika direniyor, bu sendikayı destekleyen işçiler direniyor.. Orada bir gerilim başlıyor, sen geçtin, o geçmedi, bu bazen yıllarca sürüyor… Bu iş yerinde sözleşme yetkisi alma, alamama durumu ortaya çıkıyor ki, bu ara dönemde sözleşme yapılamıyor ve işçiler mağdur oluyor, örnek vermek gerekirse… Ben bir belediyede çalışıyordum Türk İş’e bağlı belediye iş, sendikası örgütlüydü… Sonra belediyede yönetim değişti, ilk yapılan sendikanın değiştirilmeye çalışılması oldu, bunu belediye başkanı ve iş yerinde yeni örgütlenmeye çalışan sendika birlikte yapıyordu… Sonunda belediye başkanının istediği sendika belediyede örgütlendi… Bu sendika değiştirme süreci 4-5 yıl sürdü bu arada mevcut sözleşme yetkisi olan sendika sözleşme yapamadı, biz enflasyonun %50-60 olduğu bir dönemde dört yıl zam alamadık ve asgari ücretten zam almaya başladık… Bence işçilik hayatımın en zor dönemiydi, sadece ücret için değil, baskılar, zorlamalarla.. Asıl sorun şuydu! Bunu başka bir yazı konusu yapalım, sendika -2 diyerek yarın devam edelim.. Şimdilik iyi günler dilerim..
Hüseyin Benek -- 29.4.19 – vatandasfikri.com
|