DÜŞERKEN UCUYORUZ SANISI!! // ALKIŞLARLA BATMAK!!!
Bir ülke batarken, yönetici yerli ve milli politikalarımız sürüyor, ekonomimiz uçuyor, pik yaptı derse, yaşamasından umut kesilmiş hastaya ne yersen ye denmesi gibi bir şeydir, hastanın bu durumdan haberi yoksa, sevinçle alkışlarla karşılaması gibi bir durumdayız sanki...
Sürekli dış güçler saldırıyor, TL’nin degerimi düşüyor, dış güçler operasyon yapıyor diyorlar, onlar operasyon yaparlar, bu onlar için gayet normal olan durumdur... Normal olmayan ise ülkemiz sınırları içinde, hazinemize faizle, liramızın degerine paralarıyla operasyon yapıyorlar diye veryansın ederken, aklımıza şu soru gelmiyor mu, onlar operasyon yaparken bizim elimiz armut mu taşlıyor, yabancı güçlere operasyon izni veren hükümete ne demeliyiz? Hükümet dindaşımız, hükümet milletdaşımız deyip alkışlayacakmıyız?
Hem dışarıdan saldırıyorlar hem de içeriden söylemine gelince, bu nasıl bir ifade Allah aşkına bırakın devlete sisteme, hazineye saldırıyı trafik kurallarını bile ihlal edince neler olacagını bilen biz vatandaşlar nasıl bu söyleme inanıyoruz? Ne acıdır ki, bu söyleme inanıyorsak hükümetimizin devletimizin zaafiyetine de inanıyoruz demektir... Güvenilecek yerlerin zafiyet içinde olduğunu göstermek bir toplum için en büyük fitnedir, çelişkidir... Dış operasyon var TL’ye deyip bunu alkışmak yerine, bu operasyonlara karşı bizim hükümet ne yapıyor demek gerekmez mi? Aşırı siyasal düşünce zihinsel olarak kör eder, göremeyiz, iktidar sahiplerini kibirleri kör eder göremezlerse... Allah akıl korusun bizi...
Bizim kaderimiz ile Ülkenin kaderi birleşti, yani bizden başkası bu Ülkeye yaramaz, yönetemez demek, ya kibir belirtisi yada demokrasi dışına çıkma niyetinin göstergesidir... Umarım alkışlayanlar neyi alkışladığını, bu sözleri söyleyenlerde sözlerin anlamını biliyordur... Demokrasilerde hükümet seçimle degişir, bunu tecrübe ettik ve pekte bir şey olmaz belkide yeni hükümet daha iyi olur... Bizden başka bu ülkeyi kimse yönetemez demek ne anlama geliyor üzerine düşünerek mi, alkışlıyoruz? Yönetirim diyen muhalefete ne diyoruz? Her şeyin sorumlusu dış güçlerle devam edecek olursak, en çok bu dönemde dış güçlerin operasyonlarına maruz kalıyorsak, acaba hükümetimiz ülkemizi dış operasyona acık halemi getirdi sorusu ortaya çıkar ki, bunu aşırı dillendirmek, bunu kabul etmek demektir. Ben etmiyorum, alkış serhoşları ediyor demektir...
Miting Alanlarında Heyy Dış Güçler “Bize Boyun Egdiremezsiniz” Diyen, Bizim de “Dik Dur Egilme Millet Seninle” Diyerek Alkışladığımız Hükümet Yetkilileri Ne Yapmış? Adeta dış güçlerin operasyonuna ekonomi piyasaları açmış, yetmemiş sıgara, tekel, alkol, sakız, sigortacılık gibi sektörlerde adeta teslim etmiş denilebilir... Hadi bunlar yapıldı, bu da yapılır mı diyecek, bir durumda şu...
2001 krizinden sonra, dış güçlerin adımı diye suçladığımız ekonomist, Kemal Derviş programında yurtiçinden borçlanmanın ancak kendi milli paramızla yapılabileceği kuralını kim degiştirmiş? Dış Güçler mi? Kendi ülkenden kendi vatandaşlarından Amerikan doları ile borçlanma kuralı getirilmiş, TL’nin deger kaybetmesine dolaylı da olsa katkı sunulmuştur. Alkışlayacakmıyız, alkışşş, yoksa bir vatandaş olarak bu nedir diye, hükümeti partisi siyasetcilerine, sorular mı soracağız? Hükümetin yanlışını bile yüksek perdeden savunan akademisyelere ve gazetecilere ne oluyor beyler ülke zarara uğruyorken vatandaşları ve hükümeti uyarması gereken sizler neden vatandaşlarla birlikte alkışlıyorsunuz diye sormayacakmıyız? Akışlarla zarara doğru... Son büyük yatırımlar ise borçlanmak yerine garantilerle...
Yol/Köprü/Şehir Hastanesi/Tünel Geçitleri/Hava Alanları yaptık, yolcu garantisi/Hasta Garantisi/Geçiş Garantisini hep Amerikan doları ile verdik... Yerli ve milliyiz ya, bu ticarette cıkacak sorunların çözümü için ise yabancı mahkemelerde çözülecek diye sözleşmelere yazdık... Sonra TL deger kaybedince, fiyatlar artınca dış güçler operasyon yapıyor diye, sorumluluğu dış güçlere yükledik... Bu ara ne oluyor ve biz bu olanları alkışlıyoruz...
Yaşanılanlar, bu yapılanların bir sonucu oluyor, bu sonuç Amerikan dolarının TL karşısındaki değeri son 10 yılda, 2010 da 1500 Lira olan 1dolar 2020 de, 8,30 lirayı geçtiyse, biz dizi hatalar zinciri sonucu buraya gelmemiz lazım geldiğini düşünmemiz gerekir... Biz duygusal siyasetle, sonucu neden sanıyoruz, oysa nedenlerin sonucu olanlar bunlar... Örnegin 23 Nisan 1920 de meclis hükümeti kuruluyor, ilk meclis hükümetinin 2-3 yılı savaşlarla, Kurtuluş savaşıyla geçiyor, imparatorluğumuz yıkıldıktan sonra anavatan sayılan Anadoluya Türkiye’ye yogun bir göçmen geliyor ilk yıllarda... Sanki o zamanlar dış güçler yok, Ankara Polatlı'ya gelmiş dış güçler, işgalci güçler olmuşlar... Bütün bu hükümetlerin 100 yılda toplam borçlanmaları 130 milyar dolar olmuş, sadece 18 yılda son hükümetimizin dış güçlerden aldığı borç para 300 milyar dolar civarın da.... Dolar neden cıkıyor anlayabiliyormuyuz, başka paralarla kıyaslandığın da, dolar cıkmıyor TL miz düşüyor, yoksa dolar dolsa ne olur, dolmasa ne olur mu diyoruz??!!! Son olarak kim zarar görüyor? Sorusuna cevap arayalım mı?
Dış borçlarımız 420-430 milyar dolar, yılbaşındaki kur ile hesapladığımızda TL bazında 2,5 trilyon lirayken, şimdi aynı borcun TL karşılığı 3,4 trilyon lira olmuş, bu farkı kim, ödeyecek, öyle veya böyle biz T.C vatandaşları, ödeyecek bu borçları... 420 milyar dolar dış borcun sadece beşte birini 2011 yılında 105 milyar 879 milyon dolar, dış ticaret acığı vermişiz, son 10 yılda 735-740 milyar dolar dış ticarette acık vermişiz... Bizi uyaranlarla ise zenginligimizi, itibarımızı kıskanıyorlar diye dudak bükerek kibirli bir gülüşle karşılamışız... Alkol sarhorluğu yerine iktidarda güç, vatandaş olarak da duygu alkış serhoşu olmuşuz, adeta batışımızı alkışlamışız...
Hükümet yanılmış, yanlış karar almış, biz vatandaşlar ve entelektüeller, akademisyenler uyarmak yerine alkışlamışız, uyaran istisnaları bu ithamın dışında tutmalıyız... Sonra bir dış güç gelmiş, bu son dış güç virüs, adı covit-19, tamda olagan üstü akceleri bile seçim öncesin de harcadığımızdan, bu virüs başımıza hem saglık, hem ekonomik, hemde psikolojik sorun olmuş... Umutsuzluk yok, her zararın bir karı, her sorunun bir çözümü vardır... Allahtan, akıldan, insandan, bilgiden, bilimden, vatandaştan, hükümetten, devletten umut kesilmez, yeterki biz toplum olarak toplumsal alanda, kişisel olarak kişisel alanda sorunları neden sonuç ilişkisi içinde, sorumluluklarımızı dış güçlere yüklemeden, sorumluluk bilinciyle çözmeye çalışalım çözülür, Çözmek dilegiyle... Selam ve sevgilerimle...
Hüseyin Benek – 31.10.20 ** vatandasfikri.com
Kaynaklar
1* https://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kahveci/bir-ulke-batarken-1587550
2* https://www.karar.com/yazarlar/ibrahim-kahveci/sudan-ucuz-ulke-1587542
3* https://paracevirici.com/doviz-arsiv/merkez-bankasi/gecmis-tarihli-doviz/2010/amerikan-dolari
4* https://www.dunya.com/gundem/dis-ticaret-acigi-2011039de-yuzde-477-artti-haberi-164938#:~:text=D%C4%B1%C5%9F%20ticaret%20a%C3%A7%C4%B1%C4%9F%C4%B1%202011%20y%C4%B1l%C4%B1,ten%20y%C3%BCzde%2056'ya%20geriledi.
6* http://www.dildernegi.org.tr/TR,274/turkce-sozluk-ara-bul.html
|