DÖRDÜNCÜ KUVVETE OPERASYON

Demokrasilerde devletin kuvveti üçe ayrılır biri yasamadır, yasa yapar bu meclistir, buradaki vekiller, yasa tasarısı önerileriyle veya hükümetin önerileriyle, kendi vicdanlarına  göre oy vererek yasaların yapılmasını sağlarlar.. Bu normal işleyiş de böyle olur, bizde genelde lider ister vekiller onaylar, onun için bu kuvvet sakat işler… İkinci kuvvet ise yargıdır, yargının halini ise yargıya güven araştırmalarının sonuçlarından öğrenebilirsiniz, burada da sorun yaşıyoruz, diğer kuvvet ise yürütmedir, yürütme artık baskın kuvvet haline gelmiştir diğer bütün kuvvetleri gölge de bırakacak kadar… Devletin gücünü paylaşması gereken Kamu kurumların da durum böyle de artık gelişmiş demokrasiler de dördüncü kuvvet sayılan medya da farklı mı?

Tam bu noktada bunları halka anlatacak demokrasinin dördüncü kuvveti medya ayağı da kimi kez sermaye müdahaleleriyle, kimi kez direk satın almalarla, kimi kez operasyonlarla dördüncü kuvvet de nerdeyse %80-90’ı yürütmenin direk veya dolaylı kontrolüne geçtiği gözlenmektedir … Böylece  haber ve bilgi kaynaklarımız da gün be gün baskı altına alınmakta, adeta susturulmaktadır… Bütün bunlardan sonra hala demokrasiyiz diyebilecekmiyiz? Bakın soru nasıl tuhafımıza gidiyor değil mi?  Birçok şeyi en olmadık zamanda kafamız karışıkken tartışıyoruz, şimdi birisi diyecek ki demokrasi zamanı değil darbe yapıldı… Digeri ise demokrasiden vaz geçersek sorunlarımız daha da artar demekte… Bur arada konunun uzmanları, akademisyenler, entelektüeller ortada yok, olanları da dinleyen yok… Bu ne demektir biliyormusunuz? Düşünmeden hareket ediyoruz demektir, düşünmeden fanatikçe hareketler toplumsal dokumuzu bozacaktır, müsamaha, hoş görü, saygı, sevgi kalkacaktır, çatışma için zemin hazırlanacak demektir.. Bunu kendi ellerimizle yaparsak yarın içimizde ki sorun yaşayan, yaşattığımız gruba dış destek gelecek ve olay bizim istemediğimiz sonuçlara kadar gidebilecektir… Bunun için farklı düşünceleri, bunların seslerini dinleyeceğiz bir Türkiye okestrası kuracağız yoksa sesleri kısmak en kolay yol, ama soruna gebedir… İşte medyanın sesi de bu nedenle önemlidir…

Aslın da muhalif medyanın susturulması demek muhalefet partilerin susturulması demek desek yeridir, böyle bir durum da muhalefet sesini nasıl topluma ulaştıracak ki? Topluma sesi ulaşmayan muhalefet topluma projelerini, politikalarını, iktidar eleştirilerini ulaştıracak ve demokrasiyi nasıl işletecek iktidar alternatifi olacak ki? İşte görüldüğü gibi farklı seslerin medya topluma ulaşmanın kanallarıdır, bu kanallar kapandıkça muhalefet kapanmış olur… Demokrasi kapatılmış olur, daha önemlisi toplumun bilgilenme kaynakları kapatılmış, toplum sağırlaşmış, körleşmiş kendine bilgiyi ulaştıran tek haber kaynağına mahkum olmuş olur…

Bunun bir tık ileri ise otoriter sistemdir, bu nedenle Yargımız, Hükümetimiz, başkaca yönetimin için de yer alan yönetenler, bu arada her şeye evet diyen vekiller, lütfen kantarın topuzunu ayarlayın, bu terazi her şeyi çeker derseniz o zaman durum vahim demektir… Dilim varmıyor, Allah korusun iyi şeyler olmaz, büyük bir kaygılı topluluk var, korkuları kullanacak ve korku pompalayacaklar da var, hatta başka ülkeler de olduğu gibi bu grupları direk çatışmalar da kullanacaklar da var… O zaman aklımızı başımıza devşirelim, demokrasi oyununu kurallarına göre oynayalım, oynamalıyız diye düşünüyorum…

Terör örgütleriyle mücadele edilmesin mi diyenleri duyar gibiyim, edilsin, edilmelidir de ama demokratik hukuk kuralları çerçevesince, yoksa yazılı kurallarımız olmazsa devlet nasıl oluruz, adil devlet yazılı hukuk kurallarına uyan devlettir, adil yönetim hukuka hakka, demokratik hukuk kurallarına göre icraat yapan yönetimdir.. Bunları hepimiz biliyoruz, ne yazık ki sadece muhalefet olanlar söylüyor, iktidarın da bunları söylediği gün gerçek demokrat olduğumuz gün olacaktır..

Son olarak küçük bir araştırma yapalım mı? Ne kadar muhalefet gazetesi kaldı, yayın organı kaldı, tv kaldı…

Şimdi ilk olarak gazetelere satış sayılarına göre bakalım, sonra belki yazı çok uzadı demezsek tv lere de bakarız…

                GAZETE ADI       FİYATI (Kuruş)  SATIŞ SAYISI    

1             HÜRRİYET GAZETESİ       100         321.923 - Merkez

2             SABAH GAZETESİ             100         303.872  - İktidar yanlısı

3             SÖZCÜ GAZETESİ             75           281.565  -  Muhalif

4             POSTA GAZETESİ             75           280.655   - Merkez

5             TÜRKİYE GAZETESİ          75           145.509   - İktidar Yanlısı

6             MİLLİYET GAZETESİ         100         138.281  -  Merkez Medya

7             HABERTÜRK GAZETESİ  100         124.937 -  Merkez Medya

8             FOTOMAÇ GAZETESİ     75           123.140 -  İktidar Yanlısı Spor Gazetesi

9             YENİ ŞAFAK GAZETESİ   75           112.226 – İktidar yanlısı

10           TAKVİM GAZETESİ          75           109.703 – İktidar Yanlısı

11           GÜNEŞ GAZETESİ            75           105.166 – İktidar Yanlısı

12           AKŞAM GAZETESİ           75           103.077 – İktidar yanlısı

13           STAR GAZETESİ 75                         102.885  -  İktidar yanlısı

14           VATAN GAZETESİ            75           102.04 -  Merkez Medya

15           FANATİK GAZETESİ         75           98.230   -

16           CUMHURİYET GAZETESİ              52.607   -  Muhalif

17           KARAR GAZETESİ             75           52.347   - İktidar yanlısı

18           AYDINLIK GAZETESİ        150         51.034   - Muhalif

19           YENİ AKİT GAZETESİ       75           50.492   - İktidar Yanlısı

20           KORKUSUZ GAZETESİ    50           37.772   - Muhalif

21 -         ORTADOGU                       --           ---           - Muhalif

Şimdi tv lere de baksak aynı şeyi belki daha vahim bir durumu göreceğiz, işte bu nedenle muhalif gazetelere sahip çıkmak gerek, yoksa haber kanallarımızın hepsini iktidar kontrol ederse, biz nasıl sağlıklı haber alırız, toplum olarak iktidar alternatifi çıkaracak muhalefeti nasıl örgütleriz… İşte bu nedenle Demokrasiye sahip çıkmak muhalif basına sahip çıkmakla özdeş hale gelmiştir… Dilerim daha başka muhalif gazetelere baskılar, baskınlar yapılmaz… Ama muhalif gazeteler, İktidar yanlısı gazeteler de gazeteci dillerine dönmelidir, siyasetçi dili ile konuştukları, haber verdikleri de ortadadır…  Son olarak her şeye rağmen muhalif sesler demokrasinin sesidir der, bunlar kısıldıkça demokrasiden uzaklaştığımızı hatırlatır… Demokratik sistemi demokrasinin gereklerine göre işletelim dileğiyle… Selma ve sevgilerimle…

Kaynaklar

1-      http://www.turkuvazyayin.com.tr/

2-      http://gazetetirajlari.com/