|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
EKONOMİYİ DARALTAN NEDENLER – 4 |
EKONOMİYİ DARALTAN NEDENLER – 4
(Vatandaşlara Rapor)
Altı, Atıl Kamu Personeli, Personel Fazlalığının ve Şişkin Maaşların Ekonomi Üzerin de Daraltıcı Baskısı
Kamu Personellerinin maaş ve ödenekleri, abartılı bina ve araç kira ve cari giderlerin kaynak savurganlığına neden olarak yatırımların yavaşlamasına tüketimin artmasına neden olması ve kaynak eksiliğinin yatırım eksikliğine dönüşerek ekonomik daralmaya neden olduğunu söyleyebiliriz. Evet bunu söyleyebiliriz ama kim dinler kimse… O zaman sorun burnumuzun dibine gelince birini suçlamak gerek kim suçlu, valla gördüğüm sorumluların suçlanamadığı, sorumsuzların suçlandığıdır. Personel alımlarını kim yapıyor, personel alırken örneğin 60 bin personel alınacak deniyor… Ne kadarına ihtiyaç var deniliyor mu? Ben gençlerimizin iş sahibi olmasını isterim ama işe girerek işsiz kalmalarını değil işe girerek üretime topluma katkılar yapmasını isterim… İşe giren kişi, iş sahibi oldum, gelirim var diye üretmeden tüketim yapar, yani gencin işsizken sosyal maliyeti varken işliyken ekonomik maliyeti var olur. İnsanlara neden iş verilir? İşte bu sorunun yanıtı özel sektörde farklı, kamu sektöründe farklıdır… Ayrıca çalışma şartları, maaşlar da çok farklıdır… Bütün bunlar bir dengeye oturtulmalıdır, nasıl mı, aynı işi yapan kamu görevlisiyle, aynı işi yapan özel sektör çalışanı arasında ki maaş farkını, size özel okullarda çalışan öğretmenle, kamuda çalışan öğretmen farkına dikkat çekerek incelenmesi gergini söylesem yeter mi? Ayrıca haftalık girdikleri ders saatlerinden bahsetmiyorum, etütlerden bahsetmiyorum, özelde çalışan öğretmen kamuda çalışandan iki kat daha fazla çalışıyor, kamuda çalıştığının yarısı kadar maaş alıyor desek yeridir… Kamu hem personel giderleriyle, hem her alanda savurganlıklarıyla topluma hizmet etmiyor, sanki toplum onlara hizmet ediyor hale gelmiş durumdadır… Ben bu örnegi öğretmenler üzerinden verdim, siz hemşireler üzerinden inceleyin, asgari ücretlilerin üretime katkısı ve kamu çalışanlarının ortalama üretime katkısını değerlendirin… Nasıl bir kaynak ve emek savurganlığının yaşandığını görürsünüz. Bu saydıklarımızın yanına daha başkalarını da ilave edebilirsiniz, nemi mesela kamu araçlarının araç başına yakıt tüketimini incelersek yine şaşacak rakamlara ulaşırız… Özel güvenlik ve kamu güvenlik görevlileri arasındaki maaş farklarına bakarsak, cemaatlerin hocalarının maaşlarıyla Diyanetin imamlarının maaşlarına bakarsak şaşkınlığımız yine devam edecektir. Cemaatlerde Allah rızası için nerdeyse karın tokluğuna gönüllü yapılan ibadet ve din hizmetleri kamu görevlisi olunca ciddi maaşlara dönüşüyorsa… Bu maaş alanlar üretime neden olmuyorsa ekonomik daralma bugün olmazsa yarın olacak demektir… Dileriz o yarın bugün değildir…
Neden olmayan paraları, tasarrufa ve üretime dayanmayan paraları piyasa canlansın diye parasal genişleme diyorlar sanırım piyasaya verirseniz piyasa canlanır ama üreterek değil tüketerek canlanır, bu da saman alevi gibi bir tık ömrü olur.. Ben zaten artık fiziki yatırımlar döneminin ve ekonomide parasal, sanal paraya dayalı oyunların sonuna geldiğimizi düşünüyorum artık varsa yoksa teknolojik değeri yüksek ürün ve bunu kendi ihtiyacından fazla üreterek başka piyasalara satabilme yeteneği bizim geleceğimizi belirleyecektir… Tüketim bir yetenek değildir… Üreterek büyümek için ekonomik alt yapımızı yeniden düzenlemeliyiz…
selam ve saygılarımla…
Hüseyin Benek -- 13.12.16 – vatandasfikri.com
Kaynaklar
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|