BARIŞ GÜVERCİNLERİNİ VURMAMAK GEREK!!
BARIŞALIM MI – SAVAŞALIM MI?
( 1 Eylül Dünya Barış Günü)
Barış İçin Ne yaptın?
Savaş ve Barış her savaş nihai olarak barışla sonuçlanır bu güzel, ama savaşmadan barış inşaa edilemez mi? Bence edilebilir, kişiler dâhil kurumlar, devletler, topluluklar, toplumlar yani insani olan her şey sınırlarına özgürlüklerine, haklarına hukuklarına dikkat ederse, savaşmak yerine barış içinde yaşayabiliriz… Evet evrensel bir adalet anlayışı ve bu anlayış üzerine hak, hukuk sınırlarına ederse insanlık savaşmadan barışı içinde yaşanabilir… Bu nasıl olacak derseniz… Bizce şöyle olabilir..
Önce neden kavga eder insan, neden savaşır devletler, düşünelim mi? Evet, ekonomik nedenler ağır basıyor, başka toplumların zenginlik kaynaklarını talan etmek, ganimet olarak el koymak için yapılır, hala da böyledir… İnsanlar neden çatışır para makam ve kadın derler, artık bu kadın işini kadın değil cinsellik de diyebiliriz… Çünkü kadınlar da artık cinsel istekleri için çatışıyorlar… Burada demek istediğim savaş topluluklar ve devlet arasında olur, çatışma kavga kişiler arasında olur.. İnsanlar birde inanç nedeniyle savaşırlar kimi dinini yaymak için, kimi de başka dini inançların saldırısından dinini korumak için savaş yaparlar… Başka vatan sayılan toprağı korumak için savaşılır, bence makul bir savaştır bu… Vatanını işgal etmeye çalışanlara karşı direnmek haktır, bence kutsal olan savaş da belki de budur… Şimdi barış günün de kutsal savaştan bahsetmek, tuhaf ama benim ülkeme saldırana buyur gel diyemem… Savaş böyle durum da haktır, ama buna rağmen barışı esas almak zorundayız.. “Savaş öldürür, yıkar, Barış yaşatır, yapar, onarır. Fikri Adil “
Evet barış yaşatır, bunu hepimiz biliyoruz ama ben şuan Ortadoğu’da, yaşananlara bakıyorum da, ne için savaştıklarını bile bilmeden aynı nidalarla Allahüekber diyerek dini referanslarla savaşıyorlar… Gerçekten de Allah adına mı yoksa başka nedenlerle mi savaşıyorlar? Bunu düşünmek zonrundalar/zorundayız, iktidar sahiplerinin bir oyunu mu bu? Yoksa gerçekten de din adına mı yapılıyor savaşlar… Hem din adına savaşmak da ne demek din diyor ki din adına zorlama, bu doğru, ben doğruluğuma güveniyorum, insanlar düşünürse kabul edecek diyor… Biz ne yapıyoruz? Ben böyle inanıyorum sende inanacaksın, ya inanmazsam, seni öldürürüm… Beni de, senide Allah yarattı, biz ona iman ederiz, sen de iman edersin, onun yarattığına saygısızlık, öldürmek diğer acıdan ona yapılan saygısızlık değil mi? Din adına savaşmayı kutsallaştırmak akıl işi değildir, ancak yine vatanı olduğu gibi dini inancınızı/inancımızı savunmak hakkımız olduğunu unutmadan inanma hakkına saygı duymalıyız… Bunun için laiklik kavramını daha da genişletmeliyiz… Böylece bu alanda barış inşaa edebiliriz… Her gün Kendimize ister kişisel tartışmaları, kavgaları, küskünleri, ister topluluklar arası olan çatışmaları engellemek için, ister devletlerarası savaşları durdurmak için kendimize Barış için bugün ne yaptın diye sormalıyız… Barış için ne yapıyoruz? Barış huzur demektir, mutluluk demektir, yaşamak ve yaşatmak demektir, bunun için barış için çok şey yapmamız gerekir…
Ekonomik alanda ise size bir müjde vereyim mi, ister toprak, ister enerji kaynakları için savaşma zorunluluğu yakın zaman kadar ortadan kalkacağını düşünüyorum… Neden mi? İsrail’in toprağı bizim ülkemizin toprağıyla kıyaslandığın da çok küçük, ama biz onlardan tarım için tohum alırız, yine Hollanda nerdeyse bizim bir ilimiz olan Konya kadardır toprağı ama Tarımsal ürün ihracatı ise bizim iki katımız kadar olduğunu sanıyorum… Toprağın verimli kullanılması işte böyle olur.. Enerji kaynaklarına gelince artık güneş ve rüzgâr enerji kaynağımız olacak böylece petrol, enerji için savaşma gereği de kalmayacak… Daha başka alternatif enerjiler devreye girecek enerji içinde savaşma nedeni ortadan kalkacağını öngörüyorum… Ama diyorsanız ki insanlar savaşma için başka nedenler bulur derseniz… Silahlar o kadar gelişti ki, emin olun zorunlu değilsek savaşmayalım derim… Savaşların bundan sonra korkunç yıkımları ve çevre felaketlerine neden olacağı da aşikârdır… Barışamama nedenimiz nedir dersek? Biz insanlar, yoksa barış güvercinlerini vurduk da barışı ondan mı tesis edemiyoruz? Barış diyen barış öneren barış güvercinlerini vurmamak gerekir…
Öte yandan biz sadece insanları öldürme ve yaptığımız fiziki yapıları yıkma acısından savaşı değerlendiriyoruz savaşın çevreye verdiği zararı hiç düşünmüyoruz… En az insana verdiği zarar kadar çevreye de zarar verdiğini görmemiz bilmemiz gerekir.. İnsana ve doğal çevreye bu kadar zarar veren şey olan savaş da bu kadar ısrar etmemizi anlayamıyoruz… Aslında çevreye verilen zarar insanlığa da verilen zarar olduğu bilincini özümsemeliyiz ki savaşlar azalsın, barışlar inşaa edilebilsin… Savaş da değil barış da ısrar etmemiz gerektiğini düşünmeliyiz ve insanlık adına bunu dilemeliyiz.. Barış; barış diye haykırmalıyız… Barışalım, barışın, Barışsınlar, herkes barış için daha çok caba harcaması dileğiyle… Selamlar ve Sevgiler ve Barışlar…
Hüseyin Benek --- 1.9.16 – vatandasfikri.com
|