BU NASIL EKONOMİ?
Ekonomi dediğimiz de ne anlıyoruz, kaynak, üretim, paylaşım mı, yoksa parasal oyunlar mı, bak seçim olacak, piyasayı canlandırmamız gerekiyor… İyide ne ile canladıracağız üretimden gelen kaynak var mı, tasarrufdan elen kaynak var mı, yok!! O zaman borçlandıralım haziyeyi verelim krediyi borçlandıralım vatandaşı, ya tüketim ithalatı artırır, ithalat dadışacıkları artırırsa… Yeni borçlenmeye ihtiyac duyar hale gelmez miyiz? Bu soruyu soran adam için kimse iyi gözle bakmadı, hatta bazıları hızı alamadı dış mihrak diye bile suçla… Ekonomik sakatlık devam ediyor…
Aradan 10 yıl geçiyor, dünya ülkeleri nezdinde borçluluk oranmız artıyor, buna paralel gelirimiz artmıyor, o zaman bize borç verenler son 15-20 Yıl içinde bir trilyon dolar acık veren ekonomiye borç veremeyiz diyorlar…. Sizin risk primiz artı diyolar ve dünya paa piyasasında %1-2 olan faiz sizi için 4-5 bazende altı diyorlar… Sonra bir seçim daha geliyor, Lider istanbulu kazanan Türkiyeyi kazanır diyor… İyi de anketler iş ortada hatta rakip partiyi işaret ediyor, o zaman piyasaya para vermemiz gerekiyor, neden insanlar tüketsin bize oy versin, iyi de borç alamıyoruz, hazinede para yok, piyasaya nasıl para verecegiz? Araştırın bakalım kenarda köşede ne kalmış… Danışmalardan biri müjde, müjde kaynak buldum… Nedir o kaynak olaganüstü akceler efendim orada durup duruyor… Hımmm, bakın bakalım nasıl kullanılacak, kim kullanacak MB başkanı efendim… Cağırın gelsin merkez banlası başkanını sayın başkan böyle bir durum var piyasaya hareket getirmemiz lazım bu nedenle olaganüstü akcelere ihtiyacımız var olmaz efendim, neden o kaynaklar olaganüstü haller için ayrılmışda ondan… Ama bizim bu seçimi kazanmamız lazım İstnbulu kaybedersek Türkiye’yi kaybederiz… Efendim demorkasilerde iktidar degişikliği normaldir, başka birler gelir yönetir… Ama olagan üstü akcelerin harcanması normal degildir… Banka başkanını ikna edemeyen başkan başkanı degiştirir daha uysal bir başkan gelir,olaganüstü akceler piyasaya verilir… Sonra Olaganüstü hal olarak salgın gelir, kısıtlamalar esnafları, vatandaşları, eve hapseder…
Vatandaşların bircogu işini kaybeder, esnafların dükkanları kapatılır, esnaflara önceki yılları ciroları üzerinden ödeme yapılması gerekir, pandemi izni veirlenlere aldıkları maaş üzerinden ücretlendirme gerekir.. Ama olaganüstü akceler harcandığı için kaynak yoktur… Ne yapalım nerden kaynak bulalım derken, işsizlik sigortası akla gelir, ufak tefek kanuni düzenlemeler ve yönetmeliklerle işsizlere dagılacak fon pandemide olaganüstü akce gibi kullanlır ve esnafa, zorunlu izinli olanlara bu fondan ödeme yapılır… Eee bu ödemeler piyasayı canlandıramaz, ne yapalım, ne yapalım para basalım piyasaya verelim, para enfilasyonu artırırsa, artırsın, varsın dediler parayı bastılar… Bu parayı hangi sektöre, kimlere verelim diye düşünülürken, biri dedi ki, en düşük gelir gruplarına vey geliri olmayanlara verelim, bu direkt piyasaya en alt gelir grubu eliyle girecek ve bu grubun yoksulluğuna az da olsa merhem olacak… İyi de buradan bizim destekleyecegimiz sektör nasıl kazanç sağlayacak? Sağlayamaz efendim, o zaman başka formül bulun…. O zaman bu bastığımız paraları araba ve konut kredisi olarak dagıtalım.. Hım şimdi oldu, iyi de bu yüksek faizle kimse bu krediyi almaz, o aman %76 -%86 krediyi dagıtalım gitsin… Bu iki sektöre basılan paralar kredi olrak verilerek vatandaşlar yine borçlandırıldı, Almanyada araba fiyatları %45-50 düşerken bizde bunlarıda gecen orada araba fiyatları ve ev fiyatları fırladı… Sonrası işte şimdi ki durum, önümüdeki ayda işten cıkarmalar serbest bırakılacak ve en alt gelir grubundakiler ve işsizler yoksuluklarıyla daha da başbaşa aklacaklar.. Bu nasıl ekonomik anlayış, daha doları kontrol etmek için harcnan kaynaklara gelmedik, o kadar piyasaya dolar verdik, doları kontrol edebildik mi? Yok, dış mihraklar mı doları artırıyor biz mi?
Borç aldığımız paralarla ne yaptığımız, bize düşünce verebilir, bize borç verenler fabrika yapmayın diyor mu, yok, yol ve iadethane yağın diyor mu, yok, baraj yapmayın, hükümet konagı yapın diyor mu, yok… Hayvancılığınıza teşfik vermeyin, diyor mu yok, üniversitelerinizde bilimsel gelişmeye nedne olacak projeleir dsteklemeyin diyor mu, yok… Parayı verenler dış mihrak hıovardaca arabaya betona harcayan biz, daralınca da sucu attığımız dış mihraklar… Bindik bir alamete gidiyoruz, bilinmeze… Son olarak…
Ekonomi yönetimimize para basmayı bu parayı da, önclikle üretime neden olacaklara teşfik, önceki teşfik gibi deği söleşemeli teşfik, 1 ton buğday üret 300 kg normal fiyattan teşfik gb.. Sonra alt gelir grubuna ve geliri olmayanara sosyal yardım olarak dagıtmayı öneriyorum ki, yapılan ekonomik hataları vatandaşlarımız daha az hissetsin…
Son soru ekonomi mantığımız var mı, bu mantık hangi ekonomi törsine dayanıyor, bu teorilere ve mantığa göre palnlarımız nedir? Ya da teori, mantık yoksa, nasıl krizden, salgınla birlikte ekonomik buhrandan bahsediliyor, nasıl cıkarız? Öyle veya böyle cıkılırda daha az zararla nasıl cıkılır, cıkılması dilegiyle.. Selam ve Sevgilerimle..
Hüseyin Benek – vatandasfikri.com – 11.7.2021
|