AHLAKİ//AHLAKSIZ SEÇİM
Ahlaki olmayan seçim mi var dediğinizi duyar gibiyim, tabii ki bilinçli ahlaksızca seçim olmaz, olmamalı olursa zaten buna ahlaksızlık deriz… Yani iyi varken kötüyü seçmek ahlaksızlıktır, bunu 2500 yıl kadar önce Platon söylemiştir… Bilmeden yanlış olanı, yani kötü olanı seçersek, yine sorumluluğumuzun olduğunu unutmayalım, seçen bizsek seçimin iyi olmasından sorumluyuz… Bilgi sahibi olmadan seçim yapıyorsak işte buna da, ahlaksızca seçim diyebiliriz… O zaman ahlaki seçim nasıl olmalıdır?
Bir akli melekelerimiz olmalıdır, iki akıl seçim yapılacak kişi, nesne, durumla ilgili bilgilendirilmelidir, üç, seçilecek kadar sayı olmalıdır, bu en az ikidir, tek bir seçenek varsa bu seçim zorunlu seçimdir… Dört akıl, bilgi, seçeneğin yarı sıra seçende özgür irade gerekir, şöyle düşünün birkaç seçenek var ama biz irademizi kullanamıyoruz, birileri bize zorla birini seçtiriyor, seçimlerimizin üzerinde gölge, zorlama var ve ahlaki bir seçim yok diyebiliriz…
Ahlaki bir seçim için, ülke yönetimine yönetici seçiyorsak üç- beş kez daha dikkatli olmalıyız, kulaktan dolma bilgiler yerine doğru bilgiler edinmeliyiz… Her iki, hatta üç tarafı da dinlemeliyiz, sadece seçeceğimizle ilgili bilgi yeterli bilgi değildir, seçtiğimiz ve seçmediğimiz seçeneklerle ilgili bilgilenmeliyiz ki, seçimlerimiz doğru, iyi, güzel ve ahlaki olsun… Ya seçmediğimiz iyi ise, o zaman ahlaksız bir seçim yapmış oluruz ki, sanırım bilinçli bir şekil de ahlaksızlığı tercih etmeyiz, bilinçli ahlaksızlığı tercih etmiyorsak, kendimizi bilgisiz bırakarak ahlaksızca seçim yapıyorsak!!! Bu seçim kent ve ülke yönetimini ilgilendiren, yani tüm vatandaşları ilgilendiren seçimse sorumluluğumuz seçtiğimiz insanın görev alanıyla, yetki ve sorumluluğuyla genişlemekte, büyümektedir… Bunları bilerek seçelim ve seçime giderken, seçeceğimiz siyasilere bakıyorum…
Bir partilere bakıyorum, aday değil sponsor belirliyorlar gibi halleri var, parası olanları partilerimiz genel olarak vatandaşlara seçin diye aday gösteriyorlar.. Seçimlerimizin üzerinde başka bil gölgede, partilerde ön seçim olmamasıdır, parti üyesi vatandaşların aday belirlemesi yerine genel merkezlerin belirlemesi seçimlerimizin üzerinde ciddi gölge oluşturmaktadır… Bazı yerde aday olmayanları, bazı yerlerde başka şehirden adayları partiler aday göstermektedirler…
Sonra iktidar da olan parti kamu imkanlarını kullanarak, buna kamu yayın araçları da dahildir, kendilerinin seçtiği bilgi ve düşüncenin vatandaşlara daha çok ulaşması sağlayarak… Yani hem kamu imkanları, hem kamu araçları kısmen veya tamamen iktidarda olan partiyi destekler niteliğe dönüşerek… İktidar partisinin kendi düşüncesi topluma ulaşırken, iktidara talip olan partilerin düşüncesi ulaşamıyor… Seçimin üzerinde yine gölge oluşuyor…
Siyasetçilerin dili ise ayrı bir sorun, hatta fitne üretiyor bile diyebiliriz, karşılıklı öyle bir dil kullanılıyor ki, iki kişi yüz, yüze bunları söylese garanti kavga çıkar… Bu kadar sert, bu kadar ayrıştırıcı, bu kadar düşman ilan etmenin toplumsal soruna neden olacağı niye düşünülemiyor, anlamış değilim…
Ayrıca seçimlere ilgisiz vatandaşların sayısının da artığı ile ilgili söylemler var, yani sizin de, bizim de için de yaşadığımız bir ülke, bir şehir iyi seçimlerle iyi idare edilecek, kötü seçimlerle kötü idare edileceği, umurumuzda değil mi demek istiyorlar, bu ilgisiz vatandaşlar, bunu da anlamış değilim…
Ahlaki seçimden baştan bahsettik, seçim üzerinde ki gölgelerden bahsettik, bütün bunları biz dikkate almazsak, kötü seçim yapmış oluruz ve iyi varken, kötüyü seçmenin de ahlaksızlık olduğunu Platon denen düşünürün bize 25 asır önce söylediğinden de bahsettik.. O zaman tüm vatandaşlara hayırlı seçimler diler, Selam ve Saygılarımı Sunarım…
Hüseyin Benek -- 30.3.19 *** vatandasfikri.com
|