ÇIĞLIK
(Vatandaşın Çığlığı Yöneticilerin Kulaklarında Çınladı mı?)
Bir ceza yazma vakasına tepki gösteren bir vatandaşın çığlığını Polis duymadı, vatandaşları temsilen meclisteki vekiller de duymadı, sosyal medya eğlenceye aldı, bu kadın neden çığlık atıyordu? Kimse merak etmedi birçok kişi komikliğine sosyal medyada bu çığlığı paylaştı iyi de yaptı, kadın vatandaşın protestosun amacına ulaştı, düşünen düşündü düşünemeyen düşünmedi, hak veren verdi, vermeyen vermedi… Olayın aslı neydi?
Bu protesto üzerine düşünelim mi? Çığlık atan vatandaş Özlem Atan Tarlacı… Boğaziçi, İTÜ gibi üniversitelerde eğitim görmüş Haliç Üniversitesi'nde görev yapan bir akademisyen… Ben görünce anladım çıldırdığı için çığlık atmıyor, belki de protesto etmek için çığlık atıyor dedim… Sonra olay hakkında yazmayı düşünürken Deniz Zeyrek Sözcü gazetesinde yazdı… Bir vatandaş nasıl çıldırtılır aslında bu tür olayı binlerce vatandaşın yaşandığı da bir gerçektir… Sadece yaşayanların biliyor, binlerce sessiz çığlık işitilmiyor, çığlık atsın atmasın artık cezanın istenmeyen davranışı engellemek yerine adaletsiz bir vergiye dönüştürdüğü yüzbinlerce aka var oluğu biliniyor... Eğitimine bakarsak, görevlerine bakarsak, giyimine, kuşamına bakarsak, tepkisinde ki asalete balarsak vatandaş Özlem hanım gerçekte rast gele, kontrolsüzce tepki verecek biri değil… Onu korumakla görevli olan polis, adeta bunu eğlence olsun diye yapıyor, sıkılmadan, düşünmeden birde bunlar paylaşılıyor… Kamu görevlisinin görevi vatandaşa hizmettir, güvenlik görevlisinin görevi vatandaşa güvenli ortam yaratmaktır, vatandaş kamu ilişkilerinde artık kamunun değil vatandaşın önceliği olmalıdır, vatandaş öncelikli kanunlar, yönetmelikler, davranışlar kamu da akim kılınmalıdır… Kılınabilecek mi, yoksa lüzumsuz olarak cezayı yiyen herkes Özlem hanım gibi bilinçli bir şekilde çığlık atsın ki vatandaşın çığlığı, tepkisi daha gür çıksın ve siyaseten yöneticiler başta olmak üzere, milletvekilleri, kamu yöneticileri vatandaşın çığlığını duyabilsin… Başkasının can güvenliğini tehlikeye atanlarla, kendi can güvenliğini tehlikeye atanların farklı değerlendirilerek cezalar yazılmaları gerekir ki… O kamu görevlisi arkadaşlar, kendini vatandaşın yerine koysa, sadece bir seferde maaşının %10-13 kadar kendine ceza kesilse ne düşünürlerdi?? Şimdi yazılan cezaya bakalım, vatandaş neden çıldırmış onu bir vatandaş olarak anlamaya çalışalım..
Vatandaş Özlem’in aracı durdurulmuş nedeni ise seyir halinde telefonla konuşmakmış, bu arada emniyet kemeri takmadığı görülmüş, ayrıca aracının da fenni muayenesi yokmuş… Yani vatandaş yönetmeliklere göre üç kusur işlemiz ve cezası da şuymuş! Telefonla konuşma cezası: 108 TL Emniyet kemeri takmama cezası: 108 TL Aracın fenni muayenesinin olmamasının cezası: 108 TL Toplam: 324 TL eyvallah… Ama vicdanlı bir yönetmelik/kanun olsa, vicdanlı bir kamu görevlisi bunları uygulamış olsa bu cezalardan sadece birini yazar diğerleri konusun da, üstelikte bir hanım vatandaş olduğu için daha da bir nazikçe uyarır iyi akşamlar, iyi günler der, vatandaşı çıldırtmadan yolcu ederdi… Yok ceza yazacak bir vatandaş bulduk ya, sonuna kadar gidilecek, hatta o rencide edilecek bir şekilde çekilen video paylaşılacak, yetmez çıldırtılacak, öylede olmuş… Ceza yazmaları devam etmiş, bakın ne kadar ceza yazılmış? Vatandaş Özlem’e sadece bir sefer tam tamına 578 TL ceza kesildiği bilgileri de var… Trafik kanununu mu, yönetmelik mi, bilemediğim bildiğim tek şey artık bu işleyişin radarla, sebepli, sebepsiz durdurmalarla ceza yazma aracına dönüştürüldüğüdür… Uygulamada ki kanuna göre “ehliyeti yanında bulunmayan” sürücüye 235 TL ceza kesileceği yazıyormuş… Vatandaşın ehliyeti var ama kırık olduğu söyleniyor… Yapılan açıklamadaki üç cezaya ehliyetsizlik cezası da eklenirse toplam cezası ancak 559 TL oluyor ki… Vatandaş çıldırıyor, size bir şey söyleyeyim mi daha çok çıldıran vatandaş göreceksiniz, çok çıldıracağız, çünkü 2019 bütçesinde 6 milyon, yani eski parayla 6 katrilyon ceza yazılacağı öngörülüyormuş…
Sinir krizi geçiren bu kadın vatandaş üzere iyi düşünmek gerek, önce biz vatandaşlar, o vatandaşın yerine kendimizi koyarak düşünmeliyiz, aynı anda vatandaşa ne kadar ceza yazılabilir ki, yoksa kamu yöneticileri yetmez arabasını elinden mi, alınsaydı diye düşünüyorlar ki… Bir seferde aracın vergisini aşan ceza kesilemez maddesi mi, kanuna eklenseydi, yada kamu görevlilerine vicdani duyarlılık eğitimi mi verilseydi de…Vatandaş çıldırtılmasaydı, bence bu çığlık ister sinir kriz nedeniyle atılsın, ister protesto için atılmış olsun, yerinde atılmış bir çığlıktır.. Sadece kamuyu vatandaş adına yöneten yöneticilerin durumu kurtaran açıklamalar yerine vatandaşı çıldırtmayacak yönetmelikler, genelgeler yayınlamaları gerekmektedir… Vatandaşın Çığlığı Siyaseten, Bürokraten Kamu Yöneticilerinin Kulaklarında Çınlamalıdır… Umarım bu çığlık, TBMM den, Cumhurbaşkanlığından, İçişleri Bakanlığından, Emniyet Genel Müdürlüğünden, Trafik daire Başkanlığından duyulur, vatandaşlar bir daha çıldırmazlar… Ya da vatandaşa çıldırtılmayacak bir şekilde davranılır dileklerimle, ricamla, selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek --- 4.12.18 – vatandasfikri.com
Kaynak: https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/deniz-zeyrek/ciglik-atmasin-da-ne-yapsin-2772763/
|