VATANDAŞLARA ve YÖNETİCİLERE EKONOMİK RAPOR (2021)
(Asgari Ücretle Çalışanlar ve Asgari Ücretle Yaşayanlar)
Türkiye sürekli dış ticaret açığı vermektedir, bunun en önemli nedeni ise ara malı ithalatıdır ki, ithalatımızın neredeyse yarısına denk gelmektedir… İkinci neden ise enerjide ithalata (dış alıma) bağlı oluşumuzdur, bu neredeyse ithalatımızın dörtte birine denk gelmektedir… Son zamanlarda bazı tarım ürünlerini de ithal ettiğimizi görmekteyiz, önce şunu bir kenara yazalım, ithalat, dışardan mal ve ürün almak, ihracat ise dışa mal ve ürün satmak tır… Dışardan hammadde, mal, ürün, teknolojik araç gereç, silah, enerji(doğalgaz, petrol) aldığımızda para çıkışı oluyor, toplumumuz fakirleşiyor demektir… İhracat ise dışa mal, ürün araç gereç her neyse satmak demektir, buda para girişine neden olduğundan zenginleşmemize ve toplum olarak refah seviyemizin artmasına neden olmaktadır… Son 20 yıla, 40 yıl baktığımızda düzenli dış ticaret açığı, zararı veriyoruz, toplam ne kadardır derseniz, son 10 yıla bakalım mı?
Detaylara girmeden son 10 yılda 752,544,762.000 dolar dış ticaret açığı vermişiz, borçlanmamızın ana kaynağı da işte bu açıklar ve tasarruf eksikligidir… Şuanda borcumuz kaç lira bakacak olursak, benim kişisel borcum 30.000 lira civarında, toplumun genel olarak borcuna bakınca ben kendi halime şükrediyorum desem yeridir… Toplam dış borcumuz 2020 yılı itibarıyla 421,8 milyar dolar olduğu görülüyor.. Bu rakam ödendikçe azalıyor, borç aldıkça artıyor, yani takdir edersiniz ki sabit değildir, bu nedenle sayının değişmesi yanıltıcı olmasın.. . Dış acık, borçlar bu oranda, işsizlik ne oranda derseniz, aynı enflasyon gibi bu durumda tartışmalı, kayıtlı işsizlikle, açıklanan işsizlikle, gerçek işsizliğin çok fark olduğu tartışılıyor anlaşılıyor.. Size çeşitli kaynaklarda işsizlikle ilgili sayılar/oranlar vereceğim bunları inceleyin detaylı incele için kaynaklara bakın öneririm…
-
-
-
-
-
işsizlik oranı % 13,4 olarak açıklandı, TÜİK verilerini kullanarak hesaplarsak geniş işsizlik oranı % 23,8 çıkıyor…Kaynak: https://twitter.com/mahfiegilmez/status/1315614152468160512
Şimdi sayıları görüyoruz bazıları ay farkıyla değişiyor, bazıları kimi işsiz saydığına göre değişiyor, kısacası herkes durduğu yere göre bakıyor, muhalefet ise işsizliği nasıl yüksek gösteririm diyor, iktidar yanılışıysa nasıl düşük gösterebilirim diyor.. Bunu kurumlarımızda yapıyor, sivil toplum örgütlerimizde yapıyor, biz vatandaşlar gerçeği öğrenmekte zorlanıyoruz, gerçeği bilmediğimizden, akıl bilgiyle, düşünür, doğru bilgi olursa doğru, yanlış bilgi olursa yanlış düşünür ve ona göre davranır.. Yanlış bilgi ve düşünce bizim yanlış kararlar alamıza neden olur, yanlış kararlar çoğaldıkça, siyasi, ekonomik, sosyal kötü yaşayışlarda başlar…
Son 120 yılın en ağır ekonomik krizini yaşayan insanlık gelir dağılımının en adaletsiz olduğu dönemi de yaşıyor. İngiliz yardım kuruluşu Oxfam'ın raporuna göre, en zengin 26 kişinin serveti dünya üzerindeki 3.8 milyar insanın servetine denk düşüyor. Bu eşitsizliği insanlık daha fazla taşıyamaz, sosyal barışlar bir bahaneyle bozulurlar.. Devletler, Yönetimleri, Birleşmiş Milletler Örgütü daha başka düşünce kuruluşları, Sivil Toplum Örgütleri en alt gelir grubunun refah seviyesini düzeltmek için bu duruma müdahale etmek zorundadır..
Bazı sayılar veriyoruz, bu verdiğimiz sayıları kaynaklardan daha detaylı inceleyebilirsiniz, bunlar makro (genel, toplum) bakış, birde mikro (yerel, kişi) bakış var, orada durum nedir derseniz, ondada bakalım mı?
Mikro kişisel ve işletmeler acısından ekonomiye baktığımız da durum daha da zorlaşmaktadır…
İşsizler vardır en zor durumda olanlar onlardır, en düşük emekli maaşı alanlar vardır (1500 -2000 Lira arası) ikinci zor durumda olanlar ise bunlardır.. Üçüncü zor durumda olan ise Asgari ücret alanlardır, bunların içinde ise taşeron olarak çalışanların durumu daha da kötüdür… Yoksulluk ve aclık sınırınız Aralık 2020’de açlık sınırı 2.748 TL, yoksulluk sınırı 8.570 TL olarak bir sendikamız tarafından belirlenmiştir.. Kaynak: http://arastirma.disk.org.tr/?tag=aclik-ve-yoksulluk-siniri
İkinci açlık ve yoksulluk sınırı raporu ise başka bir sendikamızdan, Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 2.589,94 TL olarak…
Yoksulluk sınırı ise Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 8.436,27 TL olarak.. Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 3.146,98 TL olarak belirlenmiştir… Kaynak: http://www.turkis.org.tr/ARALIK-2020-ACLIK-VE-YOKSULLUK-SINIRI-d478752#sthash.S3WE7Ven.dpuf
Bunlar olması gereken ekonomik ve sosyal yaşamın ölçüleri, ya olan nedir derseniz, bazılarını yukarıda verdim, asgari ücreti de inceleyerek yazıya son verelim.. Mikro ekonomide işletmeleri de kendi imkanlarınızla araştırın ve bu konuda bir fikrimiz olsun ki.. Geleceğe doğru ayna tutarken işletmelerin sermaye gücü, borçluluk oranı, kapasite ve açılma/kapanma oranları gibi birçok ekonomik durum bize ışık tutacaktır…
Türkiye’de asgari ücreti 2 bin 825 lira 90 kuruş olarak belirlendi dolarla karşılığı ise, şu anlık 381 dolara denk gelir.. Bu bir tespittir, asıl sorun aşırı kur ve gıda fiyat atışları, mal, ürün fiyatlarındaki aşırı oynaklıklar… Daha aradan 1 ay geçmeden yapılan zamlarla asgari ücretle geçinen vatandaşlarımız daha çok zor durumda kaldılar ve kalacak gibi… 7 milyona yakın sığınmacının, yarısına yakını günlük işlerde kacak çalışması, koronoya dayalı hizmet sektörünün yaşadığı sorunlar ve bu soruna dayalı olarak işsiz kalanlarımız da düşünülürse… Sorunlarımız daha da artacak diye düşünebiliriz… O zaman, ne yapmalıyız? Birleşmiş Milletler bu konuda insanlığı ve ülkelerde ki siyasi ve ekonomik yöneticileri uyarıyor…
Dünya genelin de yoksulluk var, eşitsizlikler var, işçilerin örgütsüzlüğü var, Latin Amerika ülkelerinde bu sorunlar daha katmerli yaşanıyor, her sekiz kişiden en az biri işsiz, birçok sosyo-ekonomik ve siyasi sorunların yaşandığı Latin Amerika ile ülkemizi kıyaslamamız lazım, yaşanan aksilikler (15 Temmuz, Suriye Sorunu, Virüs Covit19), üretmez yatırımlar… Derken ülkemiz ekonomik hayatı bozuldu ve bunun vatandaşlara yansıması ekonomik olarak eşitsizliğin, işsizliğin, yoksulluğun artması şeklin de oldu…
Asgari ücrete maaş zamları arasında en yüksek zam (%21) yapılmasına rağmen, market enflasyonu %30-40 ile kıyaslandığında hatta yumurta/zeytin/peynir/yağ gibi gıda ve temel ihtiyaç maddeleri karşısın da alım gücü kaybı yaşanmıştır… Öyle raporlar vaki asgari ücrette bazı Latin Amerika ülkelerinden 4 ülkeden geri de olduğumuzu gösteriyor… Avrupayla kıyaslayınca bazı iktidar alkışcıları ve sermaye şakşakçıları hemen itiraz ediyor, işte size Ekvatordan asgari ücret kaç liraymış bir yıldır ?
Asgari ücretin Türkiye’den yüksek olduğu başka bir ülke ise Dünya Bankası raporlarına göre 2020’de ekonomisi yüzde 9,5 küçülen Ekvador. 400 dolar olan asgari ücrete bu yıl zam yapılmadı. Ulusal İstatistik Enstitüsü(INEC) bir ailenin temel ihtiyaçlarını karşılaması için 711 dolar gerekiyor.
Başka Latin Amerika ülkelerine bakacak olursak Venezuela (2 dolar), Küba (87 dolar), Haiti (105 dolar), Nikaragua (123 dolar) ve Dominik Cumhuriyeti (187 dolar) dışındaki ülkelerde asgari ücret 200 doların üzerinde… Bu ülkelerde uzun süredir kaotik bir ortam var… Meksika’da ise asgari ücretler yaklaşık 215 dolardan başlıyor, diğer ülkelerde asgari ücret şöyle: Arjantin’de 243 dolar, Kolombiya’da 264 dolar, Bolivya’da 308 dolar ve Paraguay 311 dolar civarında… Bu ülkeler istikrara kavuştular akavışamadılar… 213 milyonluk nüfusuyla Latin Amerika devi olan Brezilya’da asgari ücretle çalışan 49 milyon kişi ayda 210 doların altında kazanıyor; 4 kişilik bir ailenin sadece mutfak masrafları ise 130 dolar olarak hesaplanıyor. Ekonomisi 2020 yılında yüzde 4,84 küçülen ve ulusal para Realin dolar karşısında yüzde 27 değer kaybettiği ülkede, bir yıl önce asgari ücret 260 dolara tekabül ediyordu.. Bu ülkelerde durum bu, yalnız bunların hiç birisi G20 ülkesi değil… Ekonomileri ilk 20 büyük ekonomide yer alamıyor buna rağmen bizden yüksek ücretler de var, düşük ücretler de.. Asgariücret emeğin taban ücretidir, onun için çok dikkatli belirlenmeli ve asgari ücretlilere sadece ücret üzerinden değil… Vergi muafiyetinin yanı sıra, eskiden olduğu gibi vergi iadesi, SGK prim indirimi, belediyeler #istanbulBüyükŞehirBelediyesi #AnkaraBüyükŞehirBelediyesi, #İzmirBüyükŞehirBelediyesi #KonyaBüyükŞehirBelediyesi, #BursaBüyükŞehirBelediyesi toplu taşımada indirimli bilet gibi asgari ücretlilerin yanı sıra işsizler de öğrencilere olduğu indirimli biletle… Patronlar ve aileleri lüks yaşamlarından %30-40 vaz geçerek asgari ücretlilere bayramlarda veya yılda her mevsimiz girin de ikramiye vermelidirler… Bu desteklerle desteklenmeli ki, bu yaşanılan eşitsizlikler, biraz olsun giderilebilsin, en alt gelir grubun da yaşayan millettaşlarımız, dindaşlarımız, vatandaşlarımız rahatlamış olsun… Ekonomimizin diğer bir ayağı da ithalattan da anlaşılıyor.. Üretememektir, hadi teknolojik ürünler üretemiyoruz ar-ge miz zayıf , üniversiteler koltuk kapma yarışından dolayı patent ve icat çalışmalarında zayıf düşmüşler.. Sorunlar öngörülemezse yaşanıyor, sorunları besliyor, sorunlar kronik hal alıyor.. Bizde kimse sorunların sorumluluğunu almıyor ve bir dış suçlu bulunuyor.. Ona kızarak öfkemizi atıyoruz, sorunu yaşamaya devam ediyoruz.. Kimse gelip bizim sorunumuzu bizim çıkarlarımıza göre çözmez, bizim sorunumuzu fırsat bilir, kendi çıkarına çözüyormuş gibi yaparak.. Bizi sorunlarla baş başa bırakır… Kendi ekonomik, sosyolojik, teknolojik sorunlarımızı kendimiz çözmek dileğiyle.. Selam ve Sevgilerimle..
Hüseyn Benek – vatandasfikri.com –26.1.2021
Kaynaklar
2* https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrkiye%27nin_d%C4%B1%C5%9F_ticareti#:~:text=
T%C3%BCrkiye'nin%202018%20rakamlar%C4%B1yla%20ihracat%C4%B1,en%20y%C3
%BCksek%2024.%20%C3%BClke%20konumundad%C4%B1r.
8* https://tr.euronews.com/2019/01/21/en-zengin-26-kisi-dunya-nufusunun-yarisi-kadar-servete-sahip
|