EN ÇOK YAZDIĞIM KONULAR
En Çok Sorun Ettiğim Konulardır!!
Sık sık yazdığım konular arasında bir siyaset, iki ekonomi, üç dini düşünce, dört kültürel erezyon, beş Suriye meselesi, altı teknolojik gelişmeden uzak kalış… Bütün bunların sonucu olan sosyal sorunlar, yedi terör, gibi konular üzere yazıp duruyoruz…
Bunları ben çok bildiğimden veya çok sevdiğimden yazmıyorum, toplum olarak devleti yöneten hükümetler olarak buralarda yaptığımız eksiklikler, yanlış kararlar hepimizi doğrudan etkiliyorda ondan yazıyorum..
Siyasetcinin doğrusunu seçemezsek ülkemiz geri kalır, kalmış mı? 1950 de Kore savaşında bölünen G. Kore ile kıyaslayın onlar ekonomik olarak neredeymiş nereye gelmişler? Orası çok uzak diyorsanız Almanya ikinci dünya savaşının göbegindeymiş, 1949 da savaş bitmiş savaş tazminatları ödemek zorunda kalmış üstelikde girmediğimiz ikinci dünya savaşından, sanki biz daha mı mağlüp çıkmışız nedir? Almanyanın ekonomik durumu nedir bizim nedir, orada asgari ücretli kaç kg peynir, benzin, şeker alıyor bizde ne kadar? Son 15-20 yıldır ytilyon dolar dış ticaret zararı verdik, neden? Ekonominin siyasal yönetim ayagında ciddi sorun var ve bu sorun ben beni bildim bileli devam ediyor, bu siyasetçileri dış gücler mi seçiyor biz mi, tabiî ki biz!!!
Ekonomik durum kötü, ekonomik eşitsizlikler dahada berbat, dünyada ilk beşe giriyoruzdur herhalde, daha önceki yazılarımdan biliyorum ilk beşteyiz hep… Dur erinmeyelim Ebem derdiki erinenin ne oğlu olmuş, ne kızı neden ebe derdim erindiklerinden o işi de yapmamışlar da ondan derdi … Sizin adınıza google de sordum soruyu aldım işte cevabı… “Türkiye, Brezilya, Meksika ve Hindistan gibi ülkelerle birlikte dünyada gelir dağılımının en eşitsiz olduğu ülkeler arasında yer alıyor.”Bakın vurguya bakın en eşitsiz olan ülkeler diyor!!!
Siyaset böyle, ekonomik durum böyle hem üretmiyoruz hem az üretileni eşitsizce paylaşıyoruz, ayrıca işsizliğimiz de ekonomik sorunlarımızın artısı… üçüncü konu neydi dini inanç pardon dini düşünce….
İnancı Allah yargılar biz dini düşüncelerin, dini yorumların doğruluğunu yanlışlığımı tartışabiliriz, örnegin biri inanıyorum derse onun ne kadar inandığını Allah bilir… Bu dini düşünce alanındakiler meslek taassubuna batmış kendilerini dini düşünür sanan insanlarla dolu bir alan, aynı mac yorumu yaparlar gibi rahat, rahat yorum yapıyorlar.. Her yorumun ardına vallahide billahide günah diyorlar, kaynakları nedir kendi salmaları veya kendilerinin cemaatinden önceki sallamalar! Dördüncü konumuz nedir demiştik, kültürel erezyon..
Ben buna degersizleşme erezyonu diyorum, kültür bize bir deger verir, yalan konuşma der, biz bunun yerine yalan konuşursak toplumsal güven sorunu yaşanmasına nende oluruz.. Herkesin yalan konuşacağını bildiğimiz için güven kalmaz, güven olmayan yerde ne olur? Bunun gibi ahlak alanında onlarca sorun yaşanır, son zamanlarda en çok yaşanılan sorun ahlakın cinsellik alanına hapsedilişi olmuştur.. Kısa etek giyeni Ahlak sorunlu sanan biri, ihaleye fesat karıştırmayı, kamu malıyla lüks yaşmayı normal sayabilmektedir…
Beş Suriye meselesi, herkes alkışlarken baştan yazdım emperyalistlerle iş tutmayalım, biz sevmesek de, sevsek de, komşumuza emperyalist bir devletin çökmesine izin vermeyelim dedim.. O zamanda dedim, Şimdi de diyorum ki, Suriyenin toprak bütünlüğü bizim için önemli, orada güvenli bölge degil güvenli ülke yaratılması bizim ülkemizinde güvenliğini direk ilgilendirir hale gelmiştir.. Son iki terör olayınında sorumluları o bölgeden ülkemize gelenler degil mi? Altı teknoloji dedik ama madem konu teröre geldi, buradan devam edelim…
Ülkemiz uzun yıllardır terörle ve bunların uzantılarıyla mücadele ediyor, onbinlerce can verdik, veriyoruz da… Mücadelede yılgınlık olmaz, bu beka sorununa neden olabilir, bu nedenledir ki, sadece silahlı mücadeleyle bu tür sorunlar aşılamaz.. Artık sorun uluslararası hale gelmiştir. Bilinenin aksine terör örgütü en güçlü konumdadır, kişi sayısı olarak da, kontrol ettiği toprak parcası olarak da, arkasına dünyanın süper gücü ABD’yi alarak da, Suriyede ki otorite boşluğundan yararlanarak da bu güce ulaşmıştır.. Şimdi yapacağımız çok boyutlu mücadele, uluslararası alanda diplomasiyle, ülke içinde yumuşak güç dediğimiz kültürel, sosyal, ekonomik alanlarda boşluk bırakmayarak… Gerektikçe silahlı güce başvurarak devam etmeliyiz… Umut ediyorum en kısa zamanda bu sorunu aşarız, ayrıca müzakere kapısınıda acık tutmalıyız… Son olarak yedinci sorunumuz Teknoloji üretememek..
Hemen İHA üretiyoruz ya diyen anlayış bizi aşırı savunmacı mantıkla yenilikci arayış içinde olmaktan uzak tutmuş olabilir, şimdi ucak almak için kimin kapısındayız ABD, Hava savunma sistemi almak için kimin kapısındayız ABD ve Rusya, Araba almak için kimin kapısındayız Almanya, takım dezgahları almak için kimin kapısındayız Almanya, cep telefonu, bilgisayar televizyon …. … …. Say say bitmez kimin kapısındayız Çin’in, Buğday, dogalgaz, petrol almak için kimin kapısındayız Ukrayna ve Rusya’nın… Demekki bir teknoloji ve üretim sorunumuz var, o zaman bu sorun nasıl aşılır, ülkemizin, toplumumuzun potansiyelini kullanarak, neden kullanmıyoruz? Bu kadar çok yol ve kamu binası yapmaktan bu alana kaynak kalmıyor olabilir mi? Ülkemizi belediyeyi yönetir gibi yöneten bir yönetim var, belediyede ne kadar çok beton dökersek, o kadar çok başarılı gibi görünebiliriz, oysa ülke yönetiminde beton dökmek kaynakları heba etmek olabilir.. Betona döktüğümüz kaynakların yarısını teknolojik projelere dökmüş olsaydık, bu alanda hatırı sayılır bir gelişme olmazmıydı? Her neyse…
Sorunlar bunlar ve hepsininde akla mantığa yakın çözümleri var bulunmasını, çözülmesini dileriz.. Selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek – vatandasfikri.com - 2.12.2022
Kaynaklar
1* https://www.dogrulukpayi.com/bulten/turkiye-gelir-dagilimda-dunyanin-en-esitsiz-ulkelerinden-biri
|