YASAMA DENETİMİ (Hakkıyla Meclis Denetimi)
(Belediye Meclislerinde, Başkanın Partisinin Çoğunluğu Sağlayamaması, Yasama(Meclis) Denetimi Yapılmayan Ülkemizde Yasama Denetiminin Önünü Açacağının Umudunu Doğurdu.)
Bir parti düşünün, bu partinin liderinin Başkan olduğunu düşünün, meclislerdeki partisinin çoğunluğuna dayalı olarak, her kararı aldırdığını, her kanunu çıkardığını düşünün, bu kararlar ne kadar hakkaniyetli olur, ne kadar adaleti sağlayacak kanunlar, hukuk kuralları olur? Şehrin meclisi ise ne kadar şehrin ortak alanlarının düzenini sağlayan kararlar olur? Olmadığını zaten hepimiz biliyoruz, yönetenler bile şehirlere ihanet ettiklerini kendileri ifade ediyor, ihanetin önüne meclis denetimleriyle, yasama denetimleriyle geçileceğini de, yine az çok okuyan, siyasete kafa yoran herkes biliyor…
O zaman, topal ördek diye dalga geçmek yerine, belediye başkanı bizim partimizden olmasa bile iyi kararlarına evet, yanlış karalarına da hayır demeyi önermek yerine, oy almak için, belediye başkanlığı, meclis desteğinden mahrumsa sembolik olur, çalışamaz demek, benim partim kazanmasa çalıştırmam demektir.. Bu ise ben ve biz yönetirsek ülkede iyi şeyler olsun, ben ve biz yönetemezsek ne olursa olsun demektir… Oysa sorumluluk sahibi bir siyasetçi şunu demeli değil mi? Meclislerde bizim üyelerimizin çoğunluğu olsa da belediye başkanı toplum yararına bir iş yaptığında onu destekleriz, kamu zararına bir iş yaptığında ise ret ederiz… Bunların da gerekçelerini de kamuoyuyla paylaşır, anlatır, oylarını vererek temsilci seçen vatandaşların hakkı olduğunun da, gereğinin sorumluluğudur… İşte bu sorumluluk bilinci ve meclis denetimleri yönetimlerin daha az yanlış kararlar almasına neden olacaktır… Bizde durum tam tersidir, lider, başkan ne derse ona evet denir… Çıkan kanunun ne öngördüğü, kimlerin nasıl olumlu, olumsuz etkileneceği konusu düşünülmeden hükümet isterse, kanunlaşır, istemezse kanunlaşmaz… Şimdi şu soruyla devam edelim mi? Cumhuriyet ve parlamento tarihimizde hükümetin istediği kaç kanun teklifi ret edildi? Ben araştırmadım ama tanıklıklarımdan şunu söyleyebilirim, bir elin parmakları sayısını geçmez… Demek ki meclislerimiz yasama denetimi yapmıyor, yada demokrasi kültürümüzün olmamasından kaynaklı yapamıyor… Belediye meclislerinden örnekle devam etmek gerekirse…
Belediyeyi kim denetleyecek, ilk deneyleyecek olan belediye meclisleridir, denetliyor mu, belediye meclis üyeleri ile belediye başkanı aynı partiden olursa denetim olmaz… Denetlenmeyen başkan ise keyfi kararlar alabilir mi, evet… Bu keyfi, kendi çıkarı veya grubunun çıkarı için alınacak kararların engellenmesi, şehrin, toplumun genel yararının dikkate alındığı kararların alınması, ancak belediye meclislerinin denetimiyle mümkündür… Belediye meclisleri belediye başkanını nasıl denetleyebilir?
Bunun aynısı hükümet eden partinin meclisteki kanun tekliflerine evet veya hayır deme tavrına götürelim, ne görüyoruz? Her gönderilen kanun teklifine evet diyoruz, neden diye sorulduğunda grup başkanı, başkan bunu istiyor da ondan diyen bir vekiller grubu düşünün burada nasıl yasama denetimi olur? Melis denetimi yoksa belediye başkanının üzerinde, yasama denetimi, yoksa hükümetin üzerinde, o ülke başka ülkelerle kıyaslandığında kötü idare ediliyor demektir… Size son önerim ise G. Kore ile Türkiye’nin son 70 yılını değerlendirin ne göreceksiniz bakalım, iyi idare edilen ülke ile kötü idare edilen ülkenin farkını göreceksiniz… Daha iyi yönetilmek ancak yöneticilerin, yasama meclisi, yargı, muhalefet, medya, sivil toplum kuruluşlarının denetimiyle mümkündür, denetlenmesi önerisi ve dileğiyle… Selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 21.6.19 – vatandasfikri.com
|