|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
ÇALIŞMA SÜRELERİ ve ŞARTLARI |
ÇALIŞMA SÜRELERİ ve ŞARTLARI
(Neredeyse en kötü çalışma şartları bizde!!)
Türkiye’de işçi hakları sürekli geriliyor, çalışma hayatı, ister zaman, ister şartlar olarak giderek daha da kötü bir hale geliyor. Uluslararası örgütlerin yayımladığı raporlar da bu şartların kötülüğünü tespit ediyor. OECD verilerine göre Türkiye, 36 ülke içinde ‘en uzun çalışılan ülkeler’ arasında birinci sırada bulunuyor. Bu uzun çalışma süreleri, (üstelikte çoğu angarya olarak) çalışanların fiziksel ve ruhsal sağlığı, toplumsal ilişkilerini ciddi bir şekil de olumsuz olarak etkiliyor… Buna kim dur diyecek derseniz iki kurum var, biri çalışma bakanlığı aracılığıyla devlet, ikincisi sendikalar… Ne yazık ki iki kurum da bu olay karşısında sağır, dilsiz kör… İşçiler ise tepki gösterememekte gösterdiklerin de ise işlerinden oluyorlar, olumsuz koşullarda çalışan işçi arkadaşların çoğu asgari ücretli ve sendikal örgütlülükten de mahrum… Örgütsüzlük ortak tepki geliştirememeye neden olmaktadır….
Konu CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt, Türkiye’deki uzun çalışma sürelerini ve bu durumun sebep olduğu meslek hastalıklarını Meclis gündemine taşımasına rağmen hala ne hükümet duyuyor, ne sendikalar, ne de çalışma hayatını denetleyen denetci firmalar ve müfettişler…
Bu soru önergesin de Bozkurt, OECD’nin 2015 yılı ‘Daha İyi Bir Yaşam Endeksi’ne kaynaklık eden İş-Yaşam Dengesi alt endeksindeki verilere yer verdi. Buna göre Türkiye, endekste yer alan 36 ülke içinde çok uzun saatler çalışan işçilerin oranı sıralamasında yüzde 43’lük oranla birinci sırada bulunuyor.
Uzun ve sağlığa önem vermeyen çalışma şartlarına dayalı olarak her yıl 100 bin meslek hastalığı görülüyor…
Tıbbi araştırmalara göre fazla çalışmanın, çalışanların fiziksel ve ruhsal sağlığında ciddi problemlere yol açtığını vurgulayan Bozkurt, SGK verilerine göre Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) ‘Gizli Salgın’ olarak niteliği meslek hastalıkları nedeniyle, Türkiye’de 2014 yılında en az 7 bin 756 kişinin yaşamını yitirdiğini belirtti. İş kazalarında da Dünya birincisi mi, kincisi mi, neyiz, sanki çalışma alanı değil savaş alanı gibi can kaybediyoruz…
Bir de kayıtlara geçmeyenlerin de olduğunu hepimiz biliyoruz, Türkiye’de yılda en az 100 bin meslek hastalığı ve bu sebeple en az 20 bin ölüm yaşanıyor. Buna karşın ülkede sağlıklı bir tanı sistemi olmadığı için bu ölümler kayıtlara başka şekilde geçiyor.
Ülkemiz işçileri Dünya İşçileri arasın da en kötü şartlar da çalışılan 10 ülkeden biri! Evet, en kötü çalışma şartlarına sahip, en uzun çalışma sürelerine sahip, en düşün ücret!! Neden? Patronlar kendisine, çocuklarına, karısına ve sevgilisine daha iyi ev ve araba alsınlar diye olabilir mi?
Bu Bilgileri Küresel İşçi Hakları İndeksi de Doğrulamaktadır.
Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC), işçiler için dünyanın en kötü ülkelerinin yer aldığı Küresel İşçi Hakları İndeksi’ni yayımladı. 141 ülkeden toplanan verilerle oluşturulan indekste Ülkemiz ilk kez en kötü 10 ülke listesine girdi. Listede Türkiye’nin yanında Belarus, Kamboçya, Çin, Kolombiya, Guatemala, Hindistan, İran, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri yer alıyor. Görüyorsunuz ki hangi ülkelerle değerlendiriliyoruz, itibarımız bina yapmakla değil, başka ülkelerle değerlendirilmekte olduğunu unutuyoruz…
Şimdi bunlar uluslararası raporlar, bu raporları bir kenara bırakalım, diyeceğim ama dünya bunlar üzerinden bizi çağdaş dünyada mı, yoksa ortaçağ dünyasın damı yaşadığımıza karar veriyor… Bunu bir kenara bırakmayalım ve bir perakende sektörün de çalışan bir işçi abiyle daha dün konuşdum… Anlattıkları köle düzenin günümüze taşındığının delilleri niteliğindeydi…
Selamlaştım, yumurta alacaktım, bir hal hatır soralım dedim… Nasılsın dedim, idare ediyoruz dedi ve arkasından şu soruyu sordum…. abi günde kaç saat çalışıyorsun, Cevap 12… Devam ediyorum çalışma sürelerini biliyormusun evet 8 sat günlük, haftalık 48 saat eder.. Ben öyle tatili de yapmıyorum aha şu köşede karnımı doyuruyor, bir müşteri de gelirse yemeyi bırakıyor o işi hallediyorum ve yemeğime devam ediyorum, agız tadıyla bir yemek yiyemedim uzunca bir zamandır… Günde öğle yemek tatilini de sayarsak beş saat fazla çalışıyorsun mesai veriyorlar mı? Ne mesaisi bir de erken gidiyorsun diye kızıyorlar Allah dan evim yakın uzak olan arkadaşlara Allah sabır versin… Patronlar çıldırmış gibiler… Abi sorması ayıp da kaç para maaş alıyorsun? Asgari ücret… Sonra birlikte, kaç saat mesayi alması gerektiğini hesapladık neredeyse günde 5 saat fazla çalıştığı için maaşı kadar mesai verilmesi gerekiryordu… Ama bir saat bile mesai verilmiyordu… İkimizde nerede bu yasaları uygulayan devlet görevlileri, nerede işçi haklarını savunan partiler, nerde işçi örgütü sendikalar diye kendi kendimize dertleşmeye devam ettik… Ayrılırkende Allah bize sabır versin dedik… Gercekten de işçilerin çok, hemde çok sabıra ihtiyacı var… Bu kadar olumsuzluklara rağmen ayrıca genel olarak da şöyle bir alışkanlık oldu, maaşları zamanında ödememe alışkanlığı, neden şirket zorda… Ya ayıp oluyor bak patronların, çocuklarının trilyonluk arabaları bak bura da… Bazıları köpeklerine bile biz işçilerden daha çok para harcıyor o daha çok zoruma gidiyor… Yetkileri, sorumluları biz işçilerle birlikte hareket edecek siyasal grupları bu sorunun çözümü için birlikte hareket etmeye davet ediyor… Selam ve saygılarımı sunuyorum…
Hüseyin Benek --- 11.6.2016 – www.vatandasfikri.com
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|