Altılı Masa ile Muhalefetin Altın Cağı!
Kim ne derse desin, muhalefet altın cağını yaşıyor, birinci neden 20 yıllık hükümetin yorulması, devletin kurumlarında güçler ayrılığının güçlerin birligine doğru dönüşmesi, denge ve denetimden uzaklaşılması… Sivil toplum örgütlerinin etkisizleştirilmesi, buna sendikalarda dahildir, akademinin siyasallaşması… Gördüğüm en etkili tepki gezi olaylarının ise hükümet tarafından itibarsızlaştırılması, geziye katılan marjinal grupların tepkiyle, talepler yerine iktidar istemesi üzerine etkisizleştirilen bir gezi olaylar sonucu… Vatandaşların tekrar tepkisizlige gömülmesi, 15 temmuz kalkışması, pandemi döneminde ki sorunlar, sınırlandırmalar derken… Muhalefetin tam da umutsuzluğa düştüğü an, ana muhalefet partisi liderinin altılı masayı kurması ve bu masa etrafında oluşan gücün muhalefet için iktidara gelebilme umudu doğurması muhalefete altın cağını yaşatmaktadır…
Ben iktidar destekcileri gibi, biz olmazsak tufan diyecek degilim, demokraside iktidarların degişmesi normaldir, hatta 20 yıllık iktidarın degişmesi, degiştirilmesi demokrasinin farzlarındandır… Şimdi gelişmiş demokrasilere bakın 2 bilemedik 3 dönemle iktidarda kalmayı sınırlandırmışlar… Sizce neden? Uzun süreli iktidarlar güçler ayrılığını bozarak, denge ve denetimi bozmaktadırlar, bu bozuluşa dayalı olarak devletin işletişinde kamusal anlayış bozulmakta ve bu bozulma sonuç olarak topluma olumsuz yansımaktadır… İstikrar derken tamda denge ve denetimin bozulduğu uzun dönem iktidarlar istikrarsızlıga neden olmaktadır, bu nedene de dayalı olarak, demokrasinin normali olan iktidar degişikliği zamanı gelmiş gibi görünmektedir… Ayrıca…
Hükümetin bazı sözleri vardır, örnegin 2023 de ülkemiz Türkiye ilk on ekonomi arasında olacaktır, kaçıncı ekonomi, 21 belkide 22… Örnegin, milli gelir 25 bin dolara çıkarılacak diye miting meydanlarında sözler verilmiştir, milli gelir 9 bin dolara, hatta daha aşagılara düşmüş, yanlış politikalar sonucu düşürülmüştür… Sonra, dindar görünecegiz, dindar olunacak diye imam hatip liseleri, ilahiyat fakülteleri sayıları artarken, muhafazakar kesimlerde dahil olmak üzere dinden uzaklaşmalar görülmektedir…. Kamuya ait olan binlerce hektar arsa satılmış, kamu yani devlet en küçük, en fakir hale getirilmiştir… Pandemi kara, daha çok kara dayalı liberal ekonomi yerine temel ihtiyacları üreten kamucu/devletçi ekonominin geregi ortaya çıkarmıştır… Hükümet tanzim satışlarla kamucu ekonomiye dönmüştür, şimdi kamu marketleri eliyle parakendecilige de girmiş bulunmaktadır.. Ben bunun normal olduğunu düşünenlerdenim… Bütün bunlar yaşanırken muhalefetin bölünmüşlüğü, bazı muhalefet gruplarının (Süleyman Soylu, Numan Kurtulmuş) hükümet tarafından iç edilişi… Muhalefeti tüm olumsuzluklara rağmen etkisiz duruma getirmiştir, tam bu arada Kemal Kılıçdaroğlu, muhalefetin etkisizliginin demokrasi konusunda beka sorununa nende olacağını görmüş, egoları, istekleri bir kenara bırakmış altılı masa etrafında muhalefeti adeta yeniden örgütlemiştir… Böylece muhalefetin altın cağı başlamıştır, bu cağ nasıl iktidara yürür derseniz?
Ben birlik ve beraberlikle derim, altılı masa büyük bir uzlaşma kültürüyle kuruldu, büyük bir müzakere, istişare kültürü oluşturdu, demokrasi kültürü ile oluşan masa daha güçlensin isteniyorsa ki, masada ki tüm liderlere, onların parti örgütlerine (Kemal Kılıçdaroğlu,CHP, Meral Akşener, İYİP, Ali Babacan,DEVAP, Ahmet Davutoğlu,GP, Temel Karamollaoğlu,SP, Gültekin Uysal, DP) ciddi sorumluluk düşmektedir.. Görünen odur, liderler sorumluluk bilinçlerinin farkındadır, muhalefetin altın cağını demokrasinin altın cağına dönüştürerek, iktidara taşıyabilirler.. Taşınması, ülkemiz vatandaşları içinde hayırlara vesile olması dilegiyle.. Selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 20.9.2022 – vatandasfikri.com
|