KUDÜSÜ BİZ BAŞKENT İLAN ETTİK (Nasıl mı?)
Herkes bilir ki insanlar sizin yapıp etiklerinize göre, insanlar size davranır sergiler, siz içinde yaşadığınız insan topluluğuna kendinizi, kendiniz kabul ettirirsiniz… Bu nasıl olur derseniz? Düşünsel katkılar sunarsınız, insanlar size düşünsel olarak saygı duyar, ekonomik katkılar sunarsınız sizi ekonomik olarak takdir eder… Çerçeveyi biraz genişletelim mi, bilimsel gelişmişliğiniz, ekonomik, askeri gücünüz, diplomatik beceriniz, uzun ve kısa vadeli dış ve iç politikalarınız, net ve flu tavırlarınız, toplumsal birlikteliğiniz derken… Başkalarının size ülke ve toplum olarak nasıl davranacağının işaretlerini verir… Bu işaretler uzun zamandır, net bir şekil de görülüyordu, Irak komşu bir devleti işgal etti, sonra kendi işgal edildi, şimdi kendi sorunlarıyla meşgul… Suriye neredeyse yıkıldı, direndi işgal edilemedi ama başka bir sorunu görecek dermanı yok… Libya sorun yaşıyor ama dünya kamuoyu ilgisiz, aşiretler boyutunda yaşıyorlar, düşman olarak sadece karşı aşireti görebiliyor, yerelleştikçe evrenselden uzaklaşıyorlar, uzaklaşıyoruz, onlar ve birçok Müslüman ülke ve toplum artık Kudüs’ten çok uzaktalar… Yemen sorunu, Katar Arabistan sorunu, Arabistan, İran Sorunu, Türkiye’nin yanlış yatırımlar(Sadece Beton Bina) nedeniyle ekonomik güçsüzlüğü, İran’ın uzun süredir ambargoya maruz kalmasının neden olduğu ekonomik güçsüzlük… Mevcut ele avuca gelir üç- dört ülke…
Her şeye rağmen üç-dört ülke var Biri Türkiye, Diğeri İran, Öbürü Arabistan, son olarak da Mısır, bu dört ülke birlik içinde hareket etmek zorundalar… Umarım aradaki çatlakları bu olay onarır, kültür coğrafyamızda bu bölgeye karşı yapılacak saldırılara karşı birlikte tavır alınır… Ne diyorduk, Kudüs’ün başkent oluşunu biz ilan ettik bu karar da hepimiz katkısı var…
Müslüman ülkelerin aşiret ve meshep bataklığı, otoriter yönetimlerin denetlenemez ve şartları dikkate almayan davranışları, sürekli inşaat, sürekli fiziki yatırımlarla ekonomik güçsüzlük ve kaynakların israfı… Bir bina yapılıyor ne işe yarar, ne üretir, hangi teknolojik gelişmeye neden olur diye düşünemeyecek kadar bina fetişmi yaşıyor Müslüman ülkeler, gök delenler yaparken, teknoloji üretemiyor, buna dayalı icatlar yapamıyor… Biz, Müslümanlar tarihimizin en kötü dönemlerini yaşıyoruz, bunu kabul etmez ve nedenleri, sorumluları bulamazsak… Nerede yanlış yaptık da bunlar yaşanıyor, yine tek sorumlu başkaları mı, yine sorumluyu okyanus ötesinde mi arayacağız? Sorunu iyi teşhis edemezsek duygusal tepkiler veririz Kudüs için bir şeyler yaptık, yapıyoruz havası estiririz, yöneticilerimiz duygumuzu, gurumuzu okşayan çıkışlar yaparlar… Bizde alkışlarız, bu duygusal patlamalar biraz tepkiden sonra kaybolur, karşı taraf buna gazları alındı der…
Şimdi bölgenin yeni oyuncuları kim, Rusya, Türkiye, İran, bu üçlü gibi bir başka üçlü daha hatta Mısırı da işin içine alarak dörtlü yapabilirsek, burada sorun daha az yaşanır… Bu dörtlüyü Rusya’nın da desteği ile bu coğrafya da bizim dışımızda ki oyun kurucuların oyunlarını bozucu faktör olacaktır… Burada bu anlaşılmaz, akıl dışı, saldırgan politikalarıyla her geçen gün sahada ve diplomasi masasında kendini başarısız hisseden ABD, bu son kararıyla ben yoksam burası daha da çok mu karışır demek istiyor… Yani burada ABD’yi onurlu bir geri çekilme fırsatı verilmelidir diye düşünüyorum… Ancak böylece agresif, ergen tavırları minimize edilebiliriz, işte bunun için de diplomatik zeka gerektiriyor… Başka ne gerektiriyor?
İster teknik zeka, ister yönetim, işletme zekası, ister ekonomik maliyet fayda analizleri yapan zeka, ister siyasal zeka yoksa… Birileri bu boşluğu doldurur, sizin bıraktığınız her alan da at koşturur, işte Kudüs’ün başkent ilan edilmesinin nedenleri bunlardır, nedenleri bilmeden sonuçları, sorunları göremeyiz… Sadece kızarız, neden sonuç ilişkisi bizim ufkumuzu açacaktır.. Umarım bu olay ufkumuzu acar atalet uykusundan, Müslümanların uyanmasına vesile olur ümidiyle, selam ve saygılarımla..
Hüseyin Benek – 7.12.17 – vatandasfikri.com
|