VATANDAŞ YAPADIKLARINIZLA!!!
Toplumlar belli bir toprak parçasını vatan yaparlar üzerinde devlet kurarlar devletleri de hukuki, anayasal, siyasal bir sisteme bağlı olur… Bizde siyasal sistem günümüzün en iyisi kabul edilen cumhuriyet ve demokratik sistemin kabul edildiği bir siyasal sistem de yaşıyoruz.. Neden en iyisi olduğu kabul edilen dediğimizi açacak olursak..
Bir defa devleti kim yönetecek sorusuna çok net cevap veriyor, bu siyasal sistem, devleti vatandaşların en çok oyunu alan lider ve parti yönetecek der.. Başka siyasal sistemlerde ya devlet vatan bir kişinindir, yada darbe ile ele geçirmiş devletin başına oturmuş kişinin ailecek yönetim hakkı vardır, bunları savunmak özenmek bana pek akıllıca gelmez… Her neyse konumuz neydi nereye geldik, vatandaş yapamadıklarımız, kimler, vatandaş yapamadıklarımızla ne yaparız?
Çok sıkıntılı bir konu, çok rahat yorum yapamıyorun, birilerini rahatsız edecegim diye korkuyorum, yazmaktaki amacım birilerini rahatsız etmek degil, ortak akla, ortak bilgiye, ortak amaca, ideale, ülküye, emele, barışa huzura, katkı sunmaktır… Kimi vatandaş yapamadık, neden yapmadık, hiç düşündünüz mü?
Örnegin PKK ve onun legal siyasetteki siyasi taşoronu HDP’ye oy verenlere bölücü deriz, onlar bizden ayrı yaşamak istiyorlarsa, nedeni hiç sorduk mu? Biz onları neden tam anlamıyla T.C vatandaşı bu vatanıa bağlı kimseler yapamadık.. Bağlı olan Kürt vatandaşları istisna ederek bu soruyu soruyorum… Ülkemizin en gelişmemiş bölgesi neresi, kamu görevlileri oraya gitmeyi sürgün neden sayarlar? Neden son 40 yılda o bölgede ki çatışmalar da 50 bini aşkın vatandaş can verdi? Bu bölgede kişileri neden vatandaş yapamadık, orada emperyalist oyunlara düşmüş siyasal Kürtler ile kendi halinde yaşayan Kürtleri neden ayıramadık.. Genel olarak şiddete bulaşmış siyasal gruplar nasıl inisiyatifi ele aldı ve toplumda bir karşılığı oldu? Bunlar sosyloglar, psikolaglar, ilahiyatcılaar, siyasetciler ortak olarak mevcut durumu düşünmeli.. Neden ortak bir vatan, devlet, bayrak vatandaş duygusu yaratılamıyor çözüm aranmalı ve bulunmalıdır.. Böylece o bölgede yaşayanlar vatandaş yapılabilir, yapılmadığında işte sonuç bu çatışmalar olur.. Devlet ve siyasiler din, etnik köken gibi sosyal kimlik siyasetinden, söyleminden uzak durmalıdırlar ki… Vatanda yaşayanlar kimlik siyasetiyle bölünmemeli vatandaşlık esaslarıyla, hukukuyla birleştirilmelidir… Vatandaş yapmadığımız bir grupta dini kimlikleriyle öne çıkanların bir bölümü…
Bunlara siyasal İslamcılar deniyor, İslamı devletin sistemi olması için mücadele ettiklerini söylüyorlar.. İslam devlet sistemi olabilir mi? Yorumlarla olabilir, yorumlar ne kadar İslamdır, bu sefer de insan yorumu devreye girer ve din ilk kaynaktan uzaklaşmaya başlar.. Bu nedenle dünya üzerinde kendilerine dini devlet diyenler hep sorunlu yönetimler olmuşlardır, olmaya da devam etmektedir.. İslami yönetim sistemi Peygamberimizle ölmüştür, neden derseniz? Kuran ve Peygamberimiz şu kişi Müslümanları yönetecek dememekte.. Bazı ayetlerde ahlakı, bazı ayetlerde adaleti yönetenlere önermektedir. Örnegin daha İslam bu yayılmamışken ilk dört halife döneminde yaşanan fitneler düşünülürse, bu fitnelerin nende olduğu çatışmalarda ölenler düşünülürse… fitneyi önleminin yolu seçimdir, seçileni güçler ayrılığıyla sınırlandırarak seçilmediğinde yönetimi bırakması sağlanmalıdır ki.. Fitne çatışma çıkmasın bunun adı da demokrasidir… Dönelim bazı Müslüman vatandaşların, demokrasiyi ret etmelerine ve vatandaş olmamak için direnmelerine, mürşidin karşısında ölü gibi duran kişi, nasıl milletin iradesiyle seçilmiş TCMM yaptığı yasalar karşısında yasalara uyan vatandaş olamaz ki.. Yine burada yasalara uyan Müslüman kardeşlerimizi istisna tutarak… İslam’ı iktidara getirecegiz diyen daha çok da kendi zihinsel olarak algısına dayalı yorumları iktidara getirme cabalarıylasistem dışı emelleri olduğu duyumları alıyoruz… Demokrasi ve Cumhuriyet zaten dini bir sistemdir der.. Şu düşünceyle bunu desteklerim.. İslam neyi koruru beş şeyi canı, aklı, nesli, mülkü, dini koruyor,Cumhuriyet ve demokraside bu beş şeyi koruyorsa ki koruduğunu görüyoruz yaşıyoruz.. Hele hele liberalizm kapitalizm tuzagına düşmüş muhafazakar Müslümanların Cumhuriyete ve demokrasiye diyeceği bir şey yoktur.. Müslüman kardeşlerimizde vatandaş olmaya davet ediyor, devlet adına Müslüman gruplara karşı yapılan ötekileştirici dilden vazgeçildiğini görüyor seviniyorum.. T.C devletiyle Müslüman vatandaşlar arasındaki az da olsa kalan sorunların aşılması umuduyla, devletimizi devlet, vatandaşımızı vatandaş olarak kabul edilmesi önerisiyle…
Dini yorumlardan biri olan Alevi vatandaşlarımızın yaşadığı sorunlar da ortada onlara da devletimizin vatandaş gibi yaklaşması sorunları varsa ki.. Onu en iyi alevi vatandaşlarımız bilir, onların istedi şekilde çözülmesi önerisiyle….
6-7 Eylül 1955 yılında Türkiye’deki medya tarafından İstanbul’da yaşayan Rum halkına karşı nefret söylemi içeren haberler yazılmasıyla başlayan olaylar… İstanbullu Rumların nasıl refah içinde yaşadıkları ve mutlu oldukları, Batı Trakyalı Türk azınlıklarla karşılaştırılarak sunula haberler… Bu da iki halk arasında tansiyonun giderek yükselmesini körüklüyor, bu fitne azınlık olan bu vatandaşlara karşı saldırıya dönüşüyor ve bu istenmeyen olaylar yaşanıyor… O dönemde ülkemizde yaşayan Rumlar bu ülkenin vatandaşı degillermiydi? Vatandaşıydı vatandaşların can ve mal güvenliği devletin ve vatandaşların sorumluluğunda degilmiydi? Vatandaşların derken aynı devletin vatandaşları birbirinin mal ve can güvenliğini saglamakla sorumludur degil mi? Evet..Son söz..
İster devletin dışladığı ister bizim kendi aramızda farklı inanç ve etnik kökeninden dolayı öteki saydıklarımız, vatandaşlık esaslarını aşacak kadar dışarı atılırsa, kendilerini dışarıda sayarlarsa sosyal sorun gruplar arası çatışmaya dönebilir.. Buna örnek Kürt vatandaşlarımızın yaşadıkları sorunlardır.. Bu sorunlar sadece devletimizin yanlış politikalarıyla degil vatandaşlarında uzlaşmaya yanaşmamaları, öte yandan dış güçlerin propagandasının söylemlerine inanıyorsa.. Vatandaş olamıyor ve yapılamıyorsa catışma kaçınılmaz olur.. Vatandaş olunması ricasıyla, yapılması önerisiyle selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek – vatandasfikri.com – 6.9.2022
|