AVM’LER ÜRETMEZ!
(Alışveriş Merkezlerin de Üretim Olmaz, Tarla da, Fabrikada Üretim olur)
Son 20-25 yıldır, sürekli olarak Fabrikadan daha çok AVM yapıyoruz, şehirlerin çevreleri, içleri mantar gibi AVM’lerle doldu… Ankarayı düşünelim Eskişehir yolu, İstanbul yolu, sayılmayacak kadar bu merkezlerle doldu… Şehrin içindekiler de düşünüldüğün de sayıları ben deyim 200 siz deyin 300, büyük Marketleri de sayarsak, sayı belki de bini bulacaktır… Bazı büyük marketler alışveriş merkezleri şeklin de dizayn ediliyor…
Bu alış veriş merkezleri ne üretir, hiçbir şey, hiçbir şey üretmeyen yerlere neden bu kadar yatırım yapılır? Para kazanmak için, tabiki insanlar para kazanacaklar, tabiki ticari özgürlükler olacak, ama bunu mal ve hizmet üreterek yapılacak, sadece hizmet üreterek bir yerde tıkanılır… AVM ler sadece hizmet üretir, yani birilerinin ürettigi malları raflarına kor ve bunun komisyonundan para kazanırlar, emlakcılar, komisyoncular neyse AVM de odur… Kısacası tüketimi körüklemek için basar reklamı, kampanyayı, tüketime katkısı olduğu ortadadır…
Üretmiyor, tükettiriyor daha bir başka olumsuzluğa daha neden oluyor… Bu olumsuzluk da küçük esnafları ortadan kaldırıyor olmasıdır… Evet küçük esnaflar onlarla rekabet edemiyor ve dükkanları birer, birer kapanıyor… Dolayısıyla para küçük esnaflar aracılığıyla topluma yayılacakken ne oluyor, o şehrin paraları, her şehir de birkaç yüz aileye toplanıyor… AVM’ler böylece eşitsizlikleri de besliyor… Ne yapılabilir dersek?
Önce, tüketimi körükleyecek ticari mekanizmaları geri plana atacagız, üretimi artıracak ticari şartları ortaya çıkarak yasal düzenlemeler yapacagız… Gerci AVM’ler şehir dışına çıkarılacaktı ama nafile, parayı kontrol edenler daha etkililer… Bunun için üreten herkes gerekirse vergi istisnalarıyla, üretilen ürün üzerinden teşviklerle üretim kapasitemizi artıracak seferberlik başlatılacak… Yoksa bu AVM modası bizim ekonomik dengemizi bozacak… Ayrıca yabancı AVM’lerin oranı nedir AVM’ler için de bilmiyorum ama bu alanda da yabancı yatırımcılar var… Hem ithalatla aldığımız ürünler, hem parakende satışlar yabancıların kontrolün de olursa, ekonomik hayatımız yabancıların kontrolüne gecer… Ekonomik hayatın kontrolü demek o devletin siyasal olarak elinin kolunun bağlı olması demektir… Elimizi kolumuzu bağdan kurtarmanın yolu, az tüketmek, çok üretmekten geçmektedir… AVM’ler üretmez ki!!!
Bunu biliyoruz ama AVM seferberligine devam ediyoruz, her üç AVM’yi bir fabrika desteklemezse o ülke, o toplum bu AVM’lerin raflarını yabancı ürünlerle doldurmak zorun da kalır… Sanırım öylede oluyor… Bütün kaynaklarınızı üretime katkı sunmayacak alanlara yatırırsanız, bilmeden üretim kapasitenize darbe indirmiş olursunuz… Evet üretim alanlarına yatırım yapmak istemiyor sermayedarlar, bir kamu arsası alınıyor, üzerine ya bir AVM yada bir 15-20 katlı bilmem ne tavır yapılıyor… Bunlar ne üretiyor? Hiç… AVM ler kolay para kazanmanın yolu, olmuşlar…
Bunların yaptığı en güzel şey toplumun tabanına yayılmış paraları, en üstdeki %1 göndererek toplumsal eşitsizligi körüklüyor, olmasıdır… (Son 15 yılda en üstteki %1 ekonominin %34’ünü kontrol ederken şimdiler de %54’ü kontrol etmeye başlamışlar.) Yapılmasın mı, yapılmasın mı? Tabiki yapılsın, hem AVM, hem bu gösterişli binalar ama üretimden kazanılan paralarla… Yani adamın fabrikası vardır, çok para kazanmıştır, bunu nereye yatırıyım der yapar bir AVM, bir tavır… Bu ekonomik tavırdır… Yoksa, tarımda, sanayi de artı deger üretmeden yapılan her tüketim borçla yapılacaktır… Sanırım öyle oluyor, ülkemizde ki kamu, özel ve kişisel borçlanmalar son 10-15 yıldır tavan yaptı ve ekonominin dengesini bozmak üzere… Nasıl bozar derseniz borç demek gelecekteki gelirlerin ipotek altına alınması demektir… 1- 2 yıl bu paralarla ekonominiz hızla büyür sonra duraganlaşır, bu borçları da, fabrikalara degil de, AVM ve Tavırs denen binalara harcarsanız Allah korusun bu duraganlık kalıcı olur… Sanırım öyle oluyor…
İçini kendi ürettiklerinle dolduramadığın her alışveriş merkezi bizi yabancılara müşteri yapan yer olarak ticari hayatımıza giriyor ve girdi… Üretim evleri fabrikalara degil de, Tüketim evleri Alış Veriş Merkezlerine üstelikte üretimden degil borçlanmadan dogan kaynaklarımızı yatırırsak, yanlış ekonomik kararlar vermiş oluruz… Yanlış ekonomik karar ne demektir, zarar demektir… Zarar da ısrar eder önlem almazsak ne gelecektir iflas gelecektir… Önlem alacaklara duyurulur… Daha çok ürettiğimiz de, daha çok refah seviyemiz artacaktır düşünleriyle, Selam ve sevgilerimle,
Hüseyin Benek – Temmuz 15 – www.vatandasfikri.com
|