GENÇLER KENDİNİZE DİKKAT EDİN, BİZİ ÖLDÜRMEYİN
(Ölüm ve Gençler)
Bir cenaze defedilmesine tanıklık yaptım, Behzat abimizin yeğeniydi, yaş daha henüz 20-22 yaşların da öyle ki yaşını bile sormadım, bu yaşa ölüm yakışmıyordu… Daha yaşayacağı çok zaman vardı, daha yapacağı çok iş vardı, Annesi sana her şey yakışıyor ölüm bile yakışmış oğlum diye ağlıyordu… O anaydı, ağlasa anam ağlar, gerisi yalan ağlardı… Burada ananın canı yanmış ve o yanan yürekten çıkan yangınının kokusu sanki hepimizi dağlamıştı.. Hepimiz ağlıyorduk ana başka ağlıyordu, hepimiz üzülüyorduk ana daha başka üzülüyordu, o anaydı, o canının bir parçası sayıyordu evladını…
Sonra defin işlemleri başladı köyün nüfusuna rağmen çok kalabalık bir cenaze töreniydi, Sefanın ölümü hem ona hem köylülere hem de bize sürpriz olmuştu… Genç yaşta, ölümün uzak olduğunu düşündüğümüz çağda ölüm geldi yakaladı bir anda… Gezmeye gitmişti, gençti kabı kabına sığmıyordu, evden sacını taraya taraya, güle oynaya, çıkmıştı, eve döndü hepimizi ağlata ağlata… Sefa bizden izinsiz gelmişti yine de bizden izinsiz gidecekti öyle de etti… Gelişine annesi, babası, şimdi üzülen kolu komşu sevinmişti, gelişine sevinilen kişinin üzülünürdü gidişine öylede yaptık… Üzüldük, biz bir üzüldük Ana yüz yüzüldü, biz yüz üzüldük ana bin üzüldü… Bende içimden şöyle dua ettim, Allah’ım bu gencimiz Sefa’mızı bize sen verdin, biz de bu gencimizi bugün sana geri veriyoruz, biliyoruz rahmetinden sual olmaz, merhametinden sual olmaz bu yüzden rahmetinden umutluyuz, bu gencimiz Sefa’yı rahmetinle, merhametinle adaletinle değerlendireceksin… Onun günahlarını affedecek, bu dünyada bizim onu yaşatamadığımızdan daha çok Sefamızı cennetinde yaşatacaksın, umudundayız diliyoruz…. Defin işlemleri Kuranla Duayla yapıldı, hepimiz ölüm üzerine düşünüyorduk, bir ara Mehmet abiye abi ölüm var biliyoruz, buna rağmen biz insanlar neden alavere, dalavere, yalan, yanlış, ahlaksızlık, adaletsizlik yapıyoruz dedim.. Onun cevabı da Anadolunun bilgece tavrıyla oldu, hırs hırs dedi, evet gerçekten de hırs daha fazlası daha fazlasını, hakkımızın çok üzerin de çok şey istetiyordu bize… Ölüm bile ders olamıyorsa ne olacak abi dedim… Mehmet abi; kanaat dedi, şükür dedi, sabır dedi, bende içimden Allah razı olsun abi dedim… Sonra Definden sonra Cemevin de yemek ikramı yapılacağını ilan edildi… Hep beraber yemeğe gittik…
Anneye baktım yemek yiyecek hali yoktu, zaten niyeti de yoktu, o Sefasıyla birlikte ruhunu da Sefanın yanına defnetmişti… Cenazeye gelen kolu komşu ikram edilenleri yedi, ama ben kendi hesabıma yemek mi beni yedi ben mi yemeği anlayamadım, anladığım şuydu… Yediğim yemekleri ciğiniyordum ama boğazımdan aşağıya yutkunmama rağmen gitmiyordu… Orada tekrar Allah sevenlerine sabır versin diye düşünerek bana sunulan yemeği yemeye çalıştım… Sonra düşünmeye devam ettim…
Bizde gençken kendimizi korumuyorduk, sanki ölüm çok uzakmış gibi geliyordu, aslında ölümden de korkmuyor çok kolay risklere giriyorduk… Gençliğin verdiği uçarılıkla, cesaretle biz ölümün üzerine giderken, aslında sadece kendimiz gitmiyorduk, Anamızı, Babamızı da yarı canlı bırakacağımızı, bıraktığımızı unutuyorduk… Şimdi Sefanın anası yaşıyormu sanıyorsunuz o yarı canlı, bundan sonra hep can çekerek, canı yanarak yaşayacak, o artık lütfen yaşıyor… Siz gençlerden ricam kendinize lütfen dikkat edin… Siz sadece kendinizden sorumlu değilsiniz, sizi sevenlerden de sorunlusunuz… İşte bu yüzden çok dikkat etmelisiniz? Kendinize dikkat edin bizi de öldürmeyin… Sefanın ailesine Behzat abiye sabırlar dilerim… Gençlere ölüm yakışmıyor, dikkat edin gençler derim… Selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 3.9.16 – www.vatandasfikri.com
|