SURİYE DE SON DURUM
(Çözüm İçin, Bütün Yollar Aynı Yere Çıkıyor)
Yeni şehit haberleri geldi, içimiz yandı, ama anaların içi daha çok yandı, onların yüreğini sakinleştiriciler bile sakinleştiremedi… Allah şehitlerimize rahmet Analara/Babalara ve milletimize sabır versin… Siyasetçilerimize de bu sorunu çözme feraseti… Sorun nasıl çözülür?
Önce sakin olmalıyız, şehitler üzerine bu sözü söylemek duygusuzluk gibi görünse de, sorunun daha fazla büyümemesi, daha fazla canımızın yanmaması için ne yapmalıyız, üzerine aklıselimle düşünmeliyiz… Sakin olmalıyız, akıllıca davranmalıyız, sorundan en çok zarar gören iki ülke olarak, sorunu çözmek için elimizden geleni yapmalıyız? En çok zarar gören iki ülke birisi savaşın, İç çatışmanın devam ettiği Suriye ve ikinci ülke ise ister göç dalgasıyla, ister bizzat operasyonlarımızla bizim ülkemiz Türkiye… Bu arada başka bir şey daha oldu, yarım asrı aşan stratejik müttefiklerimiz de bozuldu, NATO’ nezaketen yanımızda durdu, ABD’ ise bizim savaş içinde olduğumuz terör örgütüne silahlar yığdı, kara birliği olarak ilan etti.. Gelinen nokta bu, şimdi ne yapılabilir?
Suriye’nin toprak bütünlüğünü kim savunuyor, Astana’da sözleşmeye imza atan ülkeler ve Suriye’nin meşru hükümeti… İyide biz meşru hükümetle görüşemiyoruz, neden, Hükümetimiz daha iyi bilir ama sanki bu olay devletlerarası ilişkiden çok kişiler/yöneticiler arası karşılıklı atışmaya dönüştü de ondan… Bu çatışmanın ülkemize maliyeti ne derseniz, sığınmacılarla, oradaki askeri operasyonlarımızla ben deyim, aylık 300 milyon dolar, siz deyin aylık 500 milyon dolar… Bunlar yerine gelir sayısal rakamlar, ya kaybettiğimiz canlar!
Bizim kişisel ilişki gibi ya dost, yada düşman diyerek görüşüp veya görüşmeme kararı almamız ne diplomasiye, ne devlet politikasına uymayan davranışlardır… Oradaki büyük devletlere bakıyoruz, hem kendi aralarında, hem terör gruplarıyla, hem meşru hükümetle görüşüyorlar ve orada kendi çıkarlarının gereği neyi gerektiriyorsa onu savunuyorlar… Bizim çıkarlarımız neyi gerektiriyor?
Öncelikle Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasını, doğru mu doğru, bunu en çok kim ister Suriye hükümeti ve biz… Bu konu için Suriye hükümetiyle görüşmek gerekir mi? Evet…
Sonra, buradaki Suriye vatandaşlarının geri dönebilmeleri için yine Suriye hükümetiyle iş birliği gerekiyor değil mi? Evet.. Sonra…
Dogu Akdeniz konusunda Müttefik arıyoruz değil mi, ta gidip Libya ile anlaşmak yerine, Suriye ile anlaşırsak, Doğu Akdeniz deki haklarımızı daha iyi korur muyuz? Evet…
Bizim inşaat lobicilerine de bir uyarı, çünkü hükümet üzerinde çok etkililer, Suriye savaşı sonrası oradan inşaat ihaleleri almak için kimle görüşmek gerekiyor? Suriye merkezi hükümetiyle…
Efendim, biz Suriye ile değil onların Destekçileri İran ve Rusya ile görüşüyoruz, bana komşumdan, arkadaşımdan haber gönderenler olduğunda, komşum ve arkadaşım bu habere kendi, duygu, düşünce hatta zaman zaman isteğini katıyorlar değil mi? Evet…
Burada da aynı oluyor, her ülke hesabını kendine göre yapıyor ve bu hesaplar çeliştiği ortada sorun bu nedenle çözülemiyor… Çözmek mi istiyoruz? Evet…
Önce Kendimize, Sonra Suriye ye yardımcı olmak için zaman geçirmeden Suriye hükümetiyle görüşmeyi bırakın hemen anlaşmalar yapılmalıdır… Üstelikte zaman kaybetmeden! İyide askerlerimizin kanı yerde mi kalacak, kalmadı sanırım 76 Suriye askeri vurularak kanları yerde kalmadı… Biz böylede düşünemeyiz, bu sorunu çözmek için bazen kan kusup, kızılcık şerbeti içtik diyebilmeliyiz…
Sorunun çözümü iki ülkenin işbirliği ve oradaki terör örgütlerinin, vekaleten savaşan savaşçıların temizlenmesinden geçiyor… Kim Temizleyecek Suriye hükümeti ve Türkiye, bakın görüşme yine gerekiyor… Kısacası nihai siyasal çözüm için Rusya, Türkiye, İran ve Suriye bu sorunun çözümün de anlaşmalılar, çözüm için bu saydığımız ülkelerin birlikte hareket etmesi gerekiyor…
Umarım sorun bir an önce çözülür, Suriye ye barış gelir, insanlar, insanlarımız ölmez, Suriyeli misafirlerimiz ülkelerine dönerler… Selam ve Saygılarımla…
Hüseyin Benek – 4.2.20 – vatandasfikri.com
|