SİYASAL SÖYLEMLERE ALKIŞ !?!?
Liderlerle Duygusal Bag Kurulması Sınırı!!
Bir araştırmada okumuştum, siyasilere güven zayıfmış, ama herkes kendi mitinginde liderini sınırsızca alkışlıyor, ellerini patlayıncaya kadar…
Her lider, karşı gruba, başka lidere en abes sözlerle saldırdıkca alkış, alkış…
Efendim ABD de enflasyon yüzde 8.2 çıkmış, hükümet enflasyon ile mücadele kararı almış… Bizde pahalılık yok, varsada dış güçler saldırıyordur!?!
Millet ittifakının adayı nerede bizde aday tek, karar net Alkış Alkış ….
Enflasyon son 40 yılın zirvesindeymiş kimin umurunda, pahalılığın nedeni kim diye sorulduğunda muhalifler hükümet, hükümet taraftarları dış güçler diyor… Dünya tamamen bizim olmadığına göre her dönemde her zaman dış güçler vardı.. Orhun yazıtlarında dış güç Çinliler, Osmanlının kuruluşunda Bizanslılardı… Dış güç melesinde olduğu gibi, Liderlerle bu yoğunlukta duygusal bag kurulması bizim yanlışları görmemize engel olabilir…
Harf devrimi olmasaydı biz bilim ve teknolojide uçacaktık, biz mezar taşlarımızı okuyamıyoruz Alkış alkış … Oysa konu dil bilimcilerin (filologların) işi…
Türkçe en kolay hangi alfabeyle yazılır, Türkçe sesleri en iyi hangi alfabe ile çıkarılır, dünya ile en iyi entegrasyonu hani alfabe sağlar, bu soruları uzmanların cevaplarından okumak politikacıları böyle alkışlamamak gerekir… Bir zamanlar en çok alkış alan siyasetçimiz şunu demişti ve alkış da almıştı…
Türkçeyle düşünce üretilmez, o zaman Trükler düşünemez mi demek istedi anlamadım, bunu alkışlayanları hiç anlayamadım.. Bence üretilir… Daha öncede bir siyasetçimiz Türkçeyle felsefe yapılmaz demişti bunun üzerine ülkemizin saygın Profesörlerinden birine, bir seminerde Türkçeyle felsefe yapılmaz mı diye sormuştum, ben bu sözü hakaret sayarım, o kadar çok felsefecimiz dilimiz Türkçeyle felsefe yapıyor görmüyormusun demişti.. Hocam bakın bir siyasetçi böyle diyor açıklasanıza dedim, bunlar felsefi tartışmalar degil, siyasal tartışmalar, ben felsefe akademisyeniyim dedi, konuyu kapattı… Taze bir siyasal yönlendirme açıklaması ise şu!?
Ekmek fabrikasında ekmek üretilmiyor açıklaması yapan bir siyasetçiye, ekmek fabrikasının yöneticisi efendim buyurun üretimi içerden görün diyor… Açıklamasına güvenmeyen ama taraftarlarından yogun alkış alan siyasiler hala alkış alıyorlar… Devam edelim mi?
Efendim süte ulaşamayan çocuklar var, kim söylüyor bunu muhalif kanallar, bağımsız ekonomistler, bunlar bizi güçsüz gösteren haddini bilmezler, bunları ne yapmalı!?
Ya susturulmalı, efendim ifade özgürlüğü anayasal garanti altında, o zaman itibarsızlaştıralım, ne diyelim efendim… Bunlar PKK işbirlikçileridir diyelim, FETÖ’cü ağzıyla konuşuyorlar diyelim… Bunlar Fetö ile resim vermediler efendim, o zaman montajlayın halk inanır… Öylede oluyor…
İhracat patlaması yapıyoruz, Cumhuriyet tarihinin ihracat rekorlarını kırıyoruz, alkış, alkış…
Takdir edersiniz ki gecen seneki maaşı almıyoruz maaşımız sürekli artıyor, enflasyondan kaynaklı bir zam geliyor maaşlara, buna rağmen gecen seneki aldığımız un kadar, un yükselmiş maaşa rağmen alamıyoruz… Yani fakirleşiyoruz… O zaman şu akla geliyor bu kadar ihracat rekoru kırıyorsak, toplum olarak zenginleşmemiz gerekiyor degil mi? Bence evet, o zaman burada bir eksik bilgi var, Nedir bu? Burada ithalat rakamları eksik, ihracat aynı bizim maaş gibi her yıl artıyor ama ithalat daha çok artıyor, buna yalan diyen arkadaşların, son 20 yıllık dış ticaret acıklarına, zararlarına bakmasını öneriyorum… Neyi alkışladığımızı iyi düşünmeyi de önererek devam ediyorum…
Yol yaptık, hastane yaptık, hükümet binası yaptık, adliye sarayı yaptık, okul yaptık, köprüler yaptık, cami yaptık, yapılan hizmet için teşekkür eder, alkışlarız da, ya yapılmayanlar!!!
Örnegin en çok ne ithal ediyoruz, telefon mu, telefon üretecek Ar-Ge atölyeleri, bu araştırma geliştirmeye baglı telefon üretecek fabrikalar yaptık mı? İHA yaptık ya, o yapan işletmeye teşekkür ediyor ve devam ediyoruz, yaptıklarımızla gurur duyalım ama yapamadıklarımızı da görelim degil mi? Üstelikte bunları siyasetçiler yapmıyor, devletin kurumları, akademisyenler, bilim insanları, sermaye sahipleri siyasetciler ile birlikte yapıyorlar.. Hükümetlerin görevi bunlara ortam hazırlamaktır… Son olarak…
Ülkemiz bir enerji krizine doğru gidiyor, krizi anlık Rusya ya verilen tavizlerle aşıyoruz, daha da kötüsü Rusya dan enerji alırken Rusyaya burada enerji üretmesi için anlaşmalar yapıyoruz Rusyaya enerji acısından bağımlıyız, daha da yap işlet alım garantili Nükleer santrallerle daha bagımlı olacağız.. Tek kaynaktan enerji temini yanlış, alternatif enerji kaynakları yaratmak zorundayız… Neden? Ya Rusya bizden kabul edemeyeceğimiz bir siyasal talep de bulunursa nasıl siyasal bagımsızlığımızı koruyabilecegiz? Her neyse!! Son olarak?!?
Doktorlar yurt dışına gidiyorlarmış, “giderlerse gitsinler” sözünü alkışlayan arkadaşlar yarın doktora gittiğinizde doktorun size beş dakika zaman ayırdığında sizi dinleyemediginde sorumlu olarak doktoru görürseniz, sizde her şeyi alkışlama psikolojik bozukluğu olduğunu anlamanız ve en kısa zamanda bir ruh doktoruna görünmeniz gerekir… Önerisiyle..
Siyasetçileri alkışlarken mitingin atmosferinden kurtulun, yoksa siz alkışladıkca adamlar doğru şeyler yapıyoruz yanılgısına kapılabilir.. İşin doğrusu doğru şeyleri alkışlayacak kadar, yanlışa tepki gösterecek kadar siyasetten, lider etkisinden duygusal bagımsız olunması ricasıyla selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek – vatandasfikri.com – 25.10.2022
|