|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
PAPA ZİYARETİ - İSLAM'IN DÜNYA DA ALGINAŞI |
PAPA FRANÇESKO'NUN ZİYARETİ - İSLAM'IN DÜNYA DA ALGINAŞI
İslami- fobi ile İslam karşıtlığı karıştırılıyor gibi neden mi? Bir coğrafya işgal edildi oradaki işgalcilerle mücadele ederken insanlar kendi degerleriyle bir birlik sağlar ve mücadele ederler. Bu degerlere karşı ön yargılı olarak yaklaşım ise, bu ülkeleri işgal edenlerin kabahatlerini gizleme cabası olarak adlandırılabilir. İslami fobi aslında İslam'ın gücünden, dilinden korkanların kendi degerlerini koruma cabası olarak da adlandırılabilir. Bu bir yere kadar normaldir, bunu toplumlara, toplumsal paranoya olarak sunar ve yayarsanız toplumlar arası düşmanlıklara hizmet edersiniz. Bu böyle görünürken bir de ne görelim Papa ziyaretin de kendine ve inancına tam bir güven içinde davranan bir dini inanç önderi gibi davrandı ve bizi anladığını söylemlerine yansıttı. Bu nedenle Papa'nın ziyareti bir dönüm noktası olur ve her işgale karşı direniş ve iç çatışmalar nedeniyle yaşanılan şitdeti dünya kamuoyuna İslami terör diye sunulamaz, sunulmamalıdır… Papa bu ziyaretinde ki yaklaşımlarından dolayı umutla yaklaşmamıza neden olmuştur…
Bu ziyaret bir dönüm noktası olsun inançlar birbiriyle rekabet etsin ama düşmanlığı körüklemesinler, araların da diyaloğ olsun ve diyaloğ ile dünya barışına hizmet etsin siyasal ve ekonomik çıkarların üstünde insanlığın insani bir ortak sesi olsun inanç sistemleri… Olabilir mi, bu ziyarette Cumhurbaşkanımızın ve Papa'nın acıklamalarına baktığımız da umudumuz artmıştır. Papa'nın ziyaretine mercek tuttuğumuz da şunları görüyoruz…
Papa Françesko'nun ziyaretinde sadeliği tercih edişleri ve lüks araba yerine daha çok emeklilerin kullandığı bir arabayı tercih edişi de aslında inanç sistemlerinin sadeligi önerdiğini bize yeniden hatırlatmıştır… Yönetenler, liderler ve toplumların parasal sermayesini elin de tutanlar kendine buradan mesajlar çıkarır ve dünya genelin de lükse harcanan paraların en azından bir bölümünün ihtiyaç sahiplerine yönlendirilmesi sağlanabilir. Bir İslam ülkesinin yöneticisinin binlerle ifade edilen lüks araçlarının olmasının Bu liderin kendi inanç sistemiyle nasıl bağdaştırdığını ben anlayamadım, zekatını verir lüksü yaşarım ise İslam ilkelerinin kenardan dolaşılmasıdır diye düşünürüm… Konumuz batılıların İslami fobi yaratma sevdasından vazgecip geçmeyecekleri ve bu fobiyi destekleyen malzemeler veren İslam topluluklarının da artık yaptıkları her hareketi dünyanın gördüğünü ve bunu bilerek İslamı en fanatik yorumlayarak Dünyanın İslamı bu toplulukların fanatik yorumlarına dayalı, karanlık penceresinden görmesinin iki kaynagı vardır.
Biri gercekten geleneksel kültürel yaşamı ile dini yaşamı karıştıran topluluklar, dine büyük zararlar vermektedirler. İkincisi ise İslamı, bu yanlış yorumlar, marjinaller, fanatikler üzerinden gören ve bunu abartarak bu durumu fobiye dönüştürenlerin aslında amaçlarının İslamın kendi toplumlarında yayılmasından çekinmeleri olabilir.
Ayrıca, Filistin sorunun da olsun, İlk önce Rus işgali sonrasında ABD işgeli ile adeta işgallerin ve istikrarsızlıkların ülkesi haline gelen Afganistan da yaşananların çogunun işgale direnen kişilerin yaptığı topraklarını savunanlar olarak degerlendirilmelidir düşüncesindeyim… Ayrıca Arab baharı denen soğuk kışın istikrarsızlıklarının yaşandığı kaos ortamın da yaşanılan sadırıların, karşılıklı ekonomik ve siyasal çıkar için savaşan gruplar olduğu da unutulmamalıdır. Bunların sanki İslam adına savaşan savaşcılar gibi dünya kamuoyuna sunulmasının İslami-fobiyle degil aslında İslam karşıtlığıyla acıklanması gerektiğini düşünerek, Papa'nın bu ziyaretiyle bu tür algı yaratma cabalarının önüne geçilir düşüncesi doğmuştur…
Papa Françesko, ziyaretinin başka bir okumasının ise bizim çok ihtiyacımız olduğu bir okumadır ki buda Hiristiyan Mesheplerininin kendi aralarında diyaloğlarını gün be gün artırararak bu sorunu komple aşmak üzere olduklarını görüyoruz. Batılı toplumlar inancın neden olduğu çatışmaları laiklikle, siyasal iktidarı ele gecirme ve bırakmayı da demokratik işleyişle çözdüğü için batılı toplumlar tüm enerjilerini daha iyi nasıl yaşarıza harcamaktadırlar… İslam ülkelerinde yaşanılan siyasal, sosyal ve ekonomik istikrarsızlıklar batılı ülkeler de yaşansaydı, yada 1600 – 1700 lü yıllarda yaşanılanlar Hiristiyanlığın mı toplumlara dayatmasıydı? Dolayısıyla dinlerden çok onu kendi kişisel amaçlarına ulaşmak için kullanan mensublarının suçudur yaşanılanlar…
Dilerim dünyanın her neresinde şitdet ve savaş varsa, din adamları siyasetcilere baskı yaparak daha az şitdet ve savaşa neden olunur dilek ve umudumla selam ve segilerimle…
Hüseyin Benek – Kasım 14 – www.vatandasfikri.com
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|