|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
TOPLUMA MALİYETİMİZ -2 |
TOPLUMSAL MALİYET ANALİZLERİ -2
(Toplumsal Maliyetimiz Neden Arttı?)
Daha önceki yazılar da maliyeti artıran nedenlerin kaynakları üzerinde durmaya çalıştık, bu yazı da ise net maliyetler üzerin de duracağız…. Bizim bu toplumun ferdi olarak bu topluma katkımız ve maliyetimiz var…. Katkısı çok vatandaşlardan oluşan toplumlar zengin toplumlar, katkısı maliyetinden az toplumlar ise fakir toplumları oluşturmaktadır… Bunu daha iyi anlayabilmemiz için altı kişilik bir aile üzerinden anlamaya çalışalım mı? Evet daha anlaşılır olacağını düşünüyorum… Ayrıca bunlara nasıl bakıyoruz onun üzerinde de durarak konuyu anlamaya çalışacağız…
Bizim aile toplumun da altı kişi yaşıyoruz, ailenin gelirini iki kişi sağlıyor, iki yaşlı, bir kişi öğrenci, bir kişi işsiz, ailenin geliri 4000 lira altı kişi paylaşması gerekiyor değil mi, evet… Dörtbin lirayı altı kişiye paylaştırırsak 666 lira alınması gerek, yalnız, bir de elektrik, telefon, su, doğalgaz ve mutfak giderleri gibi giderler var… Bunlar ortak gider olduğu için genel gelirden ortaklaşa ödememiz gerekmektedir bunlar da bin lirayı bulmaktadır, bu bin lira düşüldüğün de paylaşılacak para 3000 liraya düşmekte ve bu paylaşımın nasıl olacağı ise aile siyasetinin, yani toplum olarak kabul ettiğimiz bir siyasal sistem üzerinden yapılmaktadır… Bunu şöyle ifadelendirebiliriz, bizim toplumsal siyasetimiz, sadece o para getiren iki kişiyi mi önceleyecek, yoksa herkesin bir yaşam ölçüsüne göre mi bir paylaşım belirleyeceğiz… Zaten siyasetin temel konusu da budur… Siyaset kültür üzerinden yapılmaz reel gerçeklikler üzerinden yapılır, ama kültür bu gerçeklikleri etkiler, bu gerçeklikler karşısın da nasıl tavır takınacağımızı kültürümüz belirler, ama kültürümüz diyerek hayatın gerçeklediklerini yok sayarsak başarısız bir toplum oluruz, mutsuz bir toplum oluruz, nitelikli yaşamdan uzaklaşmış bir toplum oluruz…
İşte tam bu nedenlerden dolayı, paylaşım problemi toplumların temel problemidir desek abartmış olmayız, bu paylaşım gönül ister ki en adil şekil de olsun yukarıdaki ailede iki kişi çalışıyor yani toplumsal üretime katılıyor varsayarsak geriye kalan dört kişiyle bu gelir paylaşılıyor… Bu iki kişinin çalıştığı yerde oluşan üretim ilişkisinden, artı değerden acaba bu iki kişi hak ettiğini alabiliyor mu? Bakın başka bir sorun yine paylaşım sorunu bunu yine siyaset belirler ama biz siyaseti nasıl yapıyoruz, içimizden en zengin olanları siyasete gönderiyoruz ve meclisimiz fakirleri temsil etmiyor ve meclisten ne yazık ki adil paylaşıma yönelik yasalar çıkmıyor… Diyelim ki üretim araçlarına sahip kişiler haklı olarak üretimden çok pay alacaklar ne kadar alacak, %90 -80 işte bunu yine siyaset belirliyor, nasıl belirliyor? Bu siyasetin konusudur? İşte bunun için kapitalizm, sosyalizm, sosyal demokrasi, liberalizm gibi siyaset yöntemleri ortaya çıkmıştır… Biz siyasal tercihlerimiz yaparken aslında paylaşım tercihlerini yapmış oluyoruz… Biz nasıl bir paylaşım istiyoruz, bunun için üretimden kim ne kadar pay alıyor bunu bilmemiz gerekir değil mi? Önce bunu öğreneceğiz ve bunun üzerinden toplumsal maliyet analizleri yaparak yazımıza devam edeceğiz..
Şimdi çeşitli varsayımlar var, hangisi tam gerçeği yansıtır üzerinde duracağız ve anlamaya çalışacağız… Bir bakış acısına göre en üstte ki %1 toplumun geliriniz neredeyse %60-20’’ini alıyor bunlar ülkemiz nüfusu dikkate alındığın da 7900 kişi toplumun gelirinin %%60-70 ini alıyor… Geriye kalan kalan 78921 kişi ise toplumsal üretimden %30-40 oranın da faydalanıyor… Ayrıca geriye kalan %60-70 arasında da paylaşım eşitsizlikleri aşağı yukarı aynı şekil de bu eşitsizlikler devam ediyor.. Üstelik te en altta bulunanların toplumsal üretime en çok katkı sunanlar olduğunu görüyoruz… Yani ülkemizde ücretle çalışanların maaşlarına baktığımız da ise 1300 ile 30.000 – 40000 arası değişiyor… Buda eşitsizliğe neden oluyor, işlerin önemi tabiki önemlidir.. İşlerin toplumsal iş bölümünün yapılarak işlerin görülmesi sırasında yetenekler, nitelikler tabiki önemli, ama toplumsal iş bölümü acısından çöpçülüğün önemsiz olduğunu iddia edebilirmiyiz? Bence yok… İşte bu nedenle toplumsal iş bölümünde toplumsal üretimden üretime katılmayanların az alması normal, üretime katılanların çok alması normal, ama bu aşamalarda ki paylaşımlarda, bu kadar eşitsizlik anormaldir… Geleceğin sorunu nedir dersesiniz işte bu eşitsizliklerin neden olduğu sosyal sorunların artacak olmasıdır… Biz toplumsal maliyet analizlerine geri dönelim mi?
Şimdi bu toplumsal üretimden, çok, çok üstelikte çok hak etmedikleri kadar alanlar, bu aldıklarını lüks aracılığıyla tüketime dönüştürüyorsa, bizim gibi toplumların zaten üretim sorunu var, bir de geliri aylık 5000 liradan fazla olan herkesin aşırı lükse bulaştığını düşünün… O toplumda tasarruf yapacak bu grubun lüks ve tüketim tuzağına düşmüş olmaları toplumun yatırımlar için yeni kaynak yaratacak tasarruf kaynaklarının kesilmesi demek ki… Bu bindiğimiz dalı kesmektir… Nereye kadar devam eder ekonomik bir krize kadar derimm… Bu toplumun hakkını gasp edenler, bunu yatırıma dönüştürmeyip, lüksle çar-cur edenler... Bizi de, kendinizide düşünün ... toplumun trilyonlarını saçma sapan eylencelik oyuncaklara(lüks araba ve yatlara) vermek gerekir mi? Senin normalin, benim hayalim olmuşsa, burada sorun var demektir.
Son önerim ise…. Ey tüketim çılgınları, toplumsala maliyetinizi düşünün, tüketim hırsınıza gem vurun.
Madem toplumsal üretimden en çok siz alıyorsunuz, eyy tuzu kurular, o zaman yeni yatırımlardan da siz sorumlusunuz, yapmadığınızda hep beraber krizlere gireceğiz, toplum size bu kadar parayı harcayın diye vermiyor, yatırım yapın diye veriyor… Yapmadığımız da toplumsal maliyetleriniz tavan yapıyor, size dur demek farz oluyor… Sonuç da ben de sizinle sıkıntı çekeceğim, hatta 2000 lira olan gelirim, 1600 liraya düşecek sıkıntımız daha artacak sen ise ticaret yapıyorsan iflas edeceksin… Yüksek ballı maaşlarını ya kaybedecek, yada ciddi erezyonlara uğrayacak… İşte bu nedenle derim ki, para akarken tasarruf edilir, dünya toplumlarının ortalama tasarruf oranı %25-26 iken bizde bu oran %11-12 dir… Durum budur, bu durumdan nasıl kurtulunur derseniz? Tasarrufun önemini anlatan kültürümüz üzerine, komşusu açken tokluktan çatlayanların olmaması gerektiğini öğütleyen kültürel değerlerimizi önemseyerek… damlaya damlaya göl olur ata sözünü hatırlayarak, paylaşım sorunlarını çözerek, toplumsal maliyet dengesini sağlayabiliriz.. Paylaşım sorunları artık o noktaya geldiki toplumsal aidiyet, duygularımıza zarar veren boyuta ulaştığını da hatırlatarak…. Toplumsal katkımızın, toplumsal maliyetimizden mutlaka ve mutlaka fazla olması gerektiğini düşünerek… Selam ve sevgilerimle….
Hüseyin Benek -- 31.05.2016 13:35– www.vatandsfikri.com
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|