ÜLKEMİZİN, VATANDAŞLARIMIZIN SERVET TOPLAMI VE BU SERVETİN DAGILIMI
(Gelir Dağılımında Dengesizlik, Servet Edinmede Eşitsizlik Yaratıyor)
Bu yıl yayınlanan “Küresel Servet Raporu” göre dünyada gelir ve servetin dağılımı ve değişimi hakkında bize önemli bilgiler veriyor, bu bilgiler ışığın da gelir/servet dağılımındaki adaletsizliğin acilen çözülmesi gerekiyor… Yoksa insanlık yeniden bir kölelik düzenine doğru gidiyor, hatta dönüyor diyebiliriz…
2016 yılı bilgilerine göre, dünyadaki toplam servet 255 trilyon dolar, Türkiye’nin ülke serveti 1 trilyon dolar, Dünya servetinin binde 4’ü büyüklüğünde ülke olarak servetimiz olduğu görülüyor…
Ülkemizde yetişkin vatandaşlarımızın 10 bin dolar dolayında finansal, buna ek olarak 15 bin dolar dolayında finansal olmayan serveti olduğu görülüyor…
Aynı zaman da bu yetişkin vatandaşların ortalama 6 bin doların biraz üzerinde borcu olduğu görülüyor. Borcu toplam kişisel servet rakamından düşünce, kişi başına ortalama net servet rakamı 19.585 dolar olarak hesaplanabiliyor…
Ülkenin, kişinin sahip olduğu, piyasa değeri olan, devredilebilir mülkiyetlerin, varlıkların toplamı serveti oluşturuyor. Türkiye’de dolar değeri değişince, dolara dönüştürülen servet rakamları da değişiyor vatandaşın, ülkenin servetin de iniş çıkışlar olabiliyor.
Şimdi gelelim bu servet edinmeyi etkileyen gelir dağılımına, servet dağılımı kadar, onu oluşturan gelir dağılımının önemli olduğunu unutmayalım…
Ülkemiz de, vatandaşların %72.6 serveti 10 bin doların altında olduğu… Dünya genelinde orta sınıf serveti olarak kabul edilen 10 bin dolar ile 100 bin dolar arası servete sahip olanlar, nüfusumuzun %25.4’ünü oluşturduğu. Nüfusun yüzde 1.8’inin serveti 100 bin dolarla 1 milyon dolar arasın da olduğu… Nüfusun binde 1’i ise milyon doların üzerinde servete sahip olduğu görülüyor… Görülüyor, görünmesine ama bu çarpıklığın sanki normal gibi topluma sunulmasının ise anlaşılır yanı bulunmuyor… Bize bu çarpıklığı giderecek politikalar üretecek siyasetçiler gerekiyor… Devam edelim mi, ülkemizin servet raporunu incelemeye…
Servet dağılımını gösteren rakamlarda, 2005 yılından bu yana Türkiye’nin toplam servetinin aynı çizgide kaldığı görülüyor. Toplam servet 2005 yılında 1 trilyon dolardı. 2013 yılında 1.4 trilyon dolara kadar yükseldi. 2016 yılında gene 1 trilyon dolara geriledi, yani son on yılda yine başa mı döndük?
Yetişkinlerde kişi başı servet 2012 yılında 28 bin doların üzerine çıkmışken, Şimdilerde bu servet,20 bin doların biraz altında görülüyor… Bunun aksine kişi başına borç ise düzenli olarak artıyor…
Kişi başı borç rakamı ise 2012 yılından bu yana 6 bin doların üzerinde seyrediyor, diğer üleklerin seret stoklarına baktığımız da ise şunları görüyoruz…
Günümüzde dünyanın toplam servetinde en büyük pay yüzde 33.2 ile ABD’ye ait. ABD’nin ülke serveti 84.7 trilyon dolar. Dünya servetinde Japonya’nın payı yüzde 9.4 (24 trilyon dolar). İngiltere’nin dünya servetindeki payı yüzde 5.5, Almanya’nın yüzde 4.9 ve Fransa’nın yüzde 4.7 oranında. Biz tekrar dönelim bize, yani ülkemize, şimdi size bizim ülkemizin son onbeş yılının servet ve borçluluk oranını sunarak yazıya son veriyorum…
Yıl 2000, ülkemizin serveti 484 milyar dolar, kişi başı servet 12342 dolar, kişi başı borçluluk ise 465 dolar… Aradan 5 yıl geçer, ülkemizin serveti 1.078 milyar dolar olur, kişisel servet ise 24384 dolar, kişisel borçlanma ise 1484 dolar olur… Aradan beş yıl daha geçer yıl 2010 olur, ülke serveti, 1.256 milyar dolar olur, kişisel servet ise 25683 dolar olacaktır… Aradan dört yıl geçer işlerimiz biraz bozulmuştur, yıl 2014 olmuştur, Ülke serveti 1.263 milyar dolar olmuş kişisel servetlerimiz 24381 dolara inmiş, borçlarımız ise kişisel olarak 6011 dolara çıkmıştır… İnceleyeceğimiz son yıl 2016 yılıdır, durum da hiçbir düzelme görülmemekle birlikte hatta daha kötüleşme söz konusudur, 2016 da, ülke olarak servetimiz, 1.063 milyar dolara düşmüş, kişi olarak servetimiz 19.685’e düşmüş, kişisel olarak ise borçluluk oranımız 6089 dolara çıkmıştır…
Durum budur, seçtiğimiz seçeceğimiz siyasetçilerden bu durumun düzeltilmesini talep edelim ve diyelim ki kamu kurumlarından öncelikli olarak başlayarak tasarruf ederek, sonra kişisel tasarruflarla kaynak yaratarak… Bu kaynaklarla gerekli gereksiz her yere çift şeritli yollar değil, dört minareli camiler değil, büyümeye neden olacak Araştırmalara, sanayi ve tarıma, fabrikaya, kamu eliyle eğitime teşvik verelim ki, ihtiyacımızı üretelim, hatta ihtiyacımızdan fazla üreterek başka toplumların bize sattığı gibi, biz de onlara mal ve hizmetler satalım gelirimizi ve servetimizi artıralım ne dersiniz? Bu da yetmez seçeceğimiz siyasetçilerden bu gelirin daha adil paylaşılmasını da talep edeceğiz ki… Toplumsal düzenimiz huzur ve refah içinde olsun, bizde mutlu yaşayalım öneririm, dilerim… Selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 24.1.18 --- vatandasfikri.com
Kaynaklar
|