KARADENİZ - 12 (Trabzon)
Trabzon
Bu ilimizin adını hafızalarımıza kazıyan ve benim de taraftarı olduğum Trabzonspor dur, Spor klübü adını duyurmuş, gelip gördüğümüz de ise bu şehrimizin güzelligi ise bizi büyülemiştir, siz de geldiğiniz de eminim büyüleneceksiniz… Doğu Karadeniz Bölgesinde yer alan Trabzon Kafkasların ve İran transit yolunun başlangıcında yer alır. Karadeniz'e kıyısı olan diğer ülkelerin limanlarıyla bağlantısı bulunmaktadır. Tarihi ve doğa güzellikleri ile dört mevsim gezip görülebilecek şehirdir. Trabzon'un Güneyinde Gümüşhane, batısında Giresun, doğusunda Rize İlleri, kuzeyinde de Karadeniz bulunmaktadır. Deniz seviyesinden başlayarak güneye doğru artan yükseklik bölgede 3000 metreyi bulur (Haldizen Dağı 3325m). Yüksek kesimlerde genellikle dağlar, tepeler ve yaylalar yer almaktadır.
En az Trabzon kadar ünlü olan bir mekan ise "sumela manastırıdır"
Trabzon'un güneyinde, Ziganalar'ın bir tepesinin yamacına yapışmış bir manastır harabesi vardır. Eteklerinde, ormanlar ile kaplı bir vadinin dibinde, Trabzon'a kadar uzanan Değirmen Deresi'nin kollarından biri akar. Halk buraya kısaca Meryem Ana der. Eski adı ise Sumela Manastırı'dır. Genellikle bu dini tesisin kuruluşunu eski tarihlere çıkarmak isterler. Birçok ve çeşit çeşit rivayet ve efsanelerin basit bir Hıristiyanlık gayreti ile yaratılarak günümüze kadar ulaştığı görülüyor. Böylece hakkında benzeri rivayetler çıkarılan tesisler de güya çok eski bir tarihe inmektedir. Sumela münferit bir örnek olmayıp, eş durumdaki birçok misalden sadece biridir.
Bu kadar eski bir tarihi yerin resterasyonu yapılırken bir aydınlama penceresinin onarımın da civisi sökülmemiş bir kalasın kullanıması ise aslın da tarihi mekanlara nasıl baktığımızın önemli bir göstergesidir. Tarihi mekanlar ya olduğu gibi korunmalı yada aslına sadık kalınarak onarılmalıdır. Bu iş uzman gözetimin de yapılmalı rast gele inşaatcılar bu iş bırakılmamalıdır. Burya çok yogun ilgi gösterlmek te olduğu aşikardır bu ilgiye karşılamak da o bölge yöneticilerinin görevidir.
Uzun Göl
Trabzon'a 99 km ve Çaykara ilçesine 19 km uzaklıkta, deniz seviyesinden 1090 m yükseklikte bulunan Uzungöl, dik yamaçları ve muhteşem orman örtüsü ile Alplerin güzelliğini geride bırakmaktadır.
Uzungöl'e Çıktığımı da ise başka bir hayal kırıklığı beklemekteymiş bizi o resimler de gördüğümüz uzun gölden eser kalmamış, bütün çevresi sözüm ona Turimz tesisi ile çevrilmiş burasının acilen sit alanı ilan edilmesi gerekmektedir yoksa gölün cevresin de ki işgal gün gelir gölün işgaline dönüşür.
Vadinin ortasında bulunan ve yamaçlardan düşen kayaların Haldizen deresinin önünü kapatmasıyla oluşmuş göl, "Uzungöl" olarak bilinir ve çevreye aynı ad verilmiştir. Özellikle yakınındaki "Şerah" köyünün yöreye uygun tarzda yapılmış eski ahşap evler, doğanın güzelliğini tamamlar özelliktedir. Yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çeken Uzungöl, sahip olduğu turistik potansiyeli bakımından çok zengindir. Çevrede trekking, kuş gözlem, botanik amaçlı turların yanı sıra daha yükseklerdeki dağların arasındaki göllere veya yakınlardaki Şekersu, Demirkapı, Yaylaönü gibi diğer yaylalara geziler düzenleme olanağı vardır.
Yaban hayatı bakımından Uzungöl çevresindeki dağlarda ayı, kurt, yaban keçisi, tilki, kafkas dağ horozu gibi çeşitli hayvan türleri barınmaktadır.
Haldizen deresi vadisinde, heyelan sonucu dere yatağının tabii baraj şeklinde kapanması sonucu oluşan göl, çevresindeki ladin ormanları ile çekici bir peyzaj sergiler, Göl kıyısında yer alan Uzungöl yerleşmesi belediye teşkilatına sahip olup, alt yapı çalışmaları devam etmektedir.
Gölün su sathı, mevsiminde gelen su miktarı ile bağımlı olarak cüzi farklılıklar gösterir ise de, genelde boyu 1000 metre, eni 500 metre, derinliği ise 15 metre civarındadır. Gölde alabalık yaşamaktadır. Turizm Merkezi olarak belirlenen alanın ilgi odağı olan göl çevresinde topografya, yerleşme alanını sınırlamaktadır.
CEPHANELİK
Fatih Kulesi veya Irene Kulesi olarak bilinen ve kitabesi olmadığından hakkında kesin bir bilgi bulunmayan kulenin İmparatoriçe Irene (1340-1341) tarafından Trabzon aristokrasisinin toplantı yeri olarak yaptırıldığı söylenmektedir. Ayrıca Yıldız Sarayı albümünde fotoğrafları bulunan yapının, II.Abdülhamit tarafından, Fatih zamanından kalma bir yapının yerine yaptırıldığı da söylenmektedir. 25 m. Yüksekliğinde iç içe yer alan kalın duvarlı iki dairevi kuleden oluşan binanın, 1877 yılında cephanelik olarak kullanıldığı bilinmektedir. Trabzon'un Ruslar tarafından işgali sırasında (1916-1918) da cephanelik olarak kullanılan yapı, 1918 yılında bir patlamayla hasar görmüştür. Günümüzde Trabzonlu iş adamı İbrahim Öztürk tarafından hazineden kiralanarak turizme hizmet vermek üzere onarılmaktadır.
Kızlar Manastırı
Sumela, Ayasofya ve Atatürk Köşkü'nden sonra Trabzon yeni bir turizm merkezine daha kavuştu. Trabzon'un en görkemli yeri olan Boztepe de bulunan ve yıllardan beri atıl bırakılan tarihi kızlar manastırı Belediye tarafından temizlenip, onarılarak turizmin hizmetine açıldı. Belediye Başkanının talimatları doğrultusunda bir aydan beri yapılan çalışmalar sonunda Kızlar Manastır'ı, Sumela manastır'ı, Ayasofya Müzesi ve Atatürk Köşkü'nden sonra Trabzon'un önemli bir turizm merkezi olarak ortaya çıktı. Manastır içerisinde Anakaya kilisesi, Çan Kulesi, Öğrenci Odaları, Misafir Odaları, Mezar Şapeli, Çilehane ve Kutsal Su gibi yerler bulunuyor. Kızlar manastarının turizme açılması dolayısıyla düzenlenen törene Trabzon valisi Sayın Hüseyin Yavuzdemir, Belediye Başkanı ile birlikte çok sayıda vatandaş ve turistler katıldı. Törende konuşan belediye Başkanı, Trabzon'a yeni bir turizm merkezi kazandırmanın mutluluğu içerisinde olduklarını belirterek, "Burası yıllardan beri içerisine girilemez ve atıl durumda bulunuyordu. Burayı restore değil, tamamen kendi imkânlarımızla ve kendi personelimizin fedakârlığıyla temizleyip düzenleyerek hizmete açıyoruz. Trabzon artık yeni bir turizm merkezine kavuşmuştur. Trabzon'a gelecek turistlerin kent de daha fazla kalmaları buradaki tarihi ve turistik yerlerin sayısına bağlıdır. Ne kadar fazla tarihi ve turistik yer olursa turistler orada daha fazla kalırlar. Bu amaç doğrultusunda Kızlar manastırı ayrı bir turizm merkezi olarak şehrimize turist çekecektir. Turistler artık sadece Sumela, Ayasofya ve Atatürk Köşkü'nü değil, burayı da gezerek Trabzon'da daha fazla kalmaları sağlanacaktır." dedi.
Trabzon Plajları: Genel olrak karadenizde denize zor girilecegi düşünülür, ama karadeniz bütün hırcınlığına rağmen hem denize girecek yerleri hem de denize girecek sakinlini bize sunar. Akçakale Plajı Akçaabat, Beşikdüzü Pirinçlik Plajı Beşikdüzü, Çarşıbaşı Halk Plajı Çarşıbaşı, Çamburnu Halk Plajı Sürmene, Kaşüstü Aile Plajı Yomra, Kalecik Plajı Araklı, Kerem Kumsal Çarşıbaşı plajları vardır deniz ve güneş için hepimizi beklerler….
Diyelimki trabzona gittiniz o zaman şunları yapmadan dönmeyin ben yarısını yaptım diger yarısını yapamadıım için pişmanım..
Aşagıdakileri mümün oladuğu kadar yapmadan Tarabzondan ayrılmamanızı öneririm…
Sumela ManastırıTrabzon'a veya komşu illere geldiyseniz, yazı başka güzel kışı ise esrarengiz bir görüntüye bürünen Sumela Manastırınıkar altında görmeden, ve ziyaret etmeden,
Uzungöl Ülke turizmine ve bölgenin tanınmasına önemli katkı sağlayan yaz kış ulaşımının sağlandığı, stresten ve şehir gürültüsünden ve hava kirliliğinden uzak, gönlünüzce eğlenip doğanın tadına varabileceğiniz ender güzelliklerden olan Uzungölü görmeden,
Sera Gölü Uzungöle alternatif turizm sit alanı olarak düzenlenen sera gölü dağ yamacının kayarak vadinin önünü kesmesiyle oluşmuş doğal bir göldür. Sahile 1,5 km, Trabzona 12 km olan gölün etrafında kamp ve yeme içme tesisleri mevcuttur. Şehir gürültüsünden uzak doğa ile başbaşa eşsiz manzarası eşliğinde zamanınızı geçireceğiniz Sera gölünü gezip görmeden,
Ayasofya Müzesi Selçuklu, Bizans ve Gürcü mimarilerinin ortak özelliklerini bir arada barındıran 13. yüzyıldan günümüze kadar değişikliğe uğramadan ulaşan Ayasofya Müzesini gezip görmeden,
Trabzon KalesiYörenin en iyi korunmuş, denizden tepelere kadar uzanan Trabzon Kalesini gezmeden,
Atatürk Köşkü Şehrin 7 km güney-batısında Soğuksu mevkiinde 19.yüzyıl sivil mimari örneklerinden olan ve Trabzon halkının Atatürk'e bir hediyesi olan Atatürk Köşkünü ziyaret etmeden,
Trabzon Müzesi (Arkeoloji ve Etnografya) 20. yüzyılın başlarında yapılmış ve çok önemli sanatsal özelliklere sahip olan tarihi konak, iki bölümden oluşmaktadır. Arkeolojik ve Etnografik eserleri ve binanın mimari özelliklerini ve iç süslemelerini görmeden,
Boztepe Semaverinizin dumanı tüterken, çayınızda demlenirken, Trabzon'un genel görünüşünü, Karadeniz'i ve günbatımını hepsini birden seyretmek için Boztepeye çıkıp görmeden ayrılmayın,
Çal Mağarası Bölgemiz mağara turizmi açısından incelendiğinde zengin bir yapıya sahiptir. Özelliklede keşfedilen ve turizm hizmetine sunulanlar arsında büyüklük ve içerisindeki sarkıtı, dikiti, kendiliğinden oluşmuş çeşitli ilginç şekilleriyle, şelaleleri ve havuzcukları ile ilimiz merkeze 55 km uzaklıkta bulunan Türkiye'nin en uzun mağaralarından olan Çal Mağarasını görmeden,
Han, Hamam, Tarihi Köprü İlimizdeki şehirleşmenin Roma dönemi öncesinden başlayıp Roma-Bizans dönemi ile devam eden ve Osmanlının Trabzon'u fethiyle önemli bir ticaret merkezi haline gelen şehrin Osmanlı dönemi camileri, han, hamam, tarihi köprü ve su kemerleri ile birlikte kentin her zaman vilayet merkezi olmuş tarihi Ortahisar Mahallesini ve Trabzon Evlerini gezip görmeden,
Cephanelikİerene Kulesi olarak bilinen ve Osmanlılar döneminde Cephanelik olarak askeri hizmetler alanında kullanılan mekanı görmeden, (Restorasyon çalışması nedeniyle iç bölümler ziyarete açılmamıştır)
Yayla Şenliklerini, FestivalleriKaradeniz halkının geleneklerine bağlılığının önemli göstergelerinden olan Yayla Göçleri ve akabinde ulusal ve uluslararası bir düzeye ulaşan Yayla Şenlikleri, bahar ayı ile birlikte başlayıp (Mayıs-Ekim arası) kış mevsiminin yaklaşmasıyla sona erer. Yayla şenliklerini, festivalleri, festivallerde kurulan dev horon halkalarını ve oksijen deposu olan yaylalarımızı görmeden,
Yöresel Yemekleri Sumela Manastırı gezisi sonrası yol güzergahında bulunan ve diğer yerlerdeki lokantalarda, yöresel yemeklerinden kara lahana dolması, kaygana, mısır ekmeğini, Trabzon ekmeğini, Tereyağında alabalığı, Hamsiköy'de Hamsiköy Sütlacını, Akçaabat Köftesini, Trabzon tereyağı ve peynirinden yapılan meşhur Kuymağı, ve adlarını saymakla bitiremeyeceğimiz yöreye özgü yemekleri yemeden, Asla ve asla dönmeyin der iyi gezmeler dilerim…
Çeşitli Turizm Aktiviteleri
Yayla Turizmi: Yayla Turizmini geliştirmek, özel sektörü teşvik etmek ve öncü örnek olmak amacıyla İlimiz Özel İdare marifeti ile biri Hıdırnebi Yaylası’nda diğeri Kayabaşı Yaylası’nda olmak üzere 2 adet Yayla Kent inşa edilmiş ve özel sektöre kiralanarak turizmin hizmetine sunulmuştur. Bir diğer yayla kentin ise Haçka Yaylası Savandoz Mevkiinde yapımı devam etmekte olup, çevre düzenlemesi aşamasına gelmiştir. Son yıllarda İlimizde özel sektör tarafından yaptırılarak turizme açılan birçok turistik yayla tesisi mevcuttur.
Kültür Turizmi:Trabzon’un önemli bir tarih kenti olduğu ve buna paralel olarak çok sayıda kültür varlığını bünyesinde barındırdığı kuşkusuzdur. Bu özelliği Trabzon’u bölge illeri arasında ayrıcalıklı kılmaktadır. İl dahilinde kentsel, doğal, arkeolojik sit alanı olmak üzere toplam 25 adet sit alanı bulunmaktadır. Kent dahilinde toplam 983 adet tescilli taşınmaz kültür varlığı mevcuttur.
Bunlar arasında Sumela Manastırı başta olmak üzere Ayasofya Müzesi, Kızlar Manastırı, Kuştul ve Vazeleon Manastırı gibi Bizans dönemi yapılarının yanında Gülbaharhatun Camii, İskenderpaşa Camii, Cephanelik, Trabzon Müzesi ve Atatürk Köşkü gibi Osmanlı dönemi eserleri başlıcalarıdır.
Trabzon turizminin önemli bir ayağını oluşturan kültür turizmi sayesinde kente önemli bir turist girdisi sağlanmaktadır.Trabzon kentinin tarihi ve kültürel dokusunu ortaya çıkarmak üzere uzun zamandan beri konuşulan ve tartışılan iki proje uygulamaya başlandı. Bunlardan biri Ortahisar Mahallesi “Turistik Amaçlı Özel Planlama Alanı” projesidir. Trabzon kentinin kurulduğu yer olan ve tarihi dokusu nedeniyle kentsel sit alanı olarak tescillenen Ortahisar Mahallesinde Kültür ve Turizm Bakanlığınca kamulaştırılan 10 bin m2’lik alan, “Turistik Amaçlı Özel Planlama Alanı” olarak yeniden fonksiyonlandırılmak üzere çevre düzenlemesi ve restorasyon projeleri ihalesi yapılmıştır.
Bu alan üzerinde, Etnografik Müze ile birlikte Kanuni Evi, Anfora Müzesi, yöresel el sanatlarının yapım ve satışının yer aldığı mekanlar ile Trabzon mutfak kültürünün tanıtımına yönelik mekanlara projede yer verilmiştir.İkinci önemli proje ise, Zağnos ve Tabakhane Vadileri Kentsel Dönüşüm projesidir. Eski kent merkezi olan Ortahisar Mahallesi’nin iki yanından geçen derin vadilerdeki yapılaşmanın tamamen kaldırılarak yeniden tarihsel konumuna uygun şekilde yeşillendirilmesi amaçlanmaktadır. Başbakanlık Toplu Konut İdaresince yürütülen proje tamamlandığında kentin imajı değişecek ve turizm potansiyeli de artacaktır.Ayrıca, Trabzon Ayasofya Müzesi ve çevresi 2. Derece Arkeolojik Sit Alanı ilan edilerek Bakanlığımızca 2004 yılında takas programına alınmıştır. Takas işlemleri sırasında mülkiyetlerin çok hisseli olmasından dolayı bir takım sorunlar yaşanmaktadır. Bu nedenle takas işlemi yerine bu alanın kamulaştırma yolu ile Bakanlığımıza kazandırılması uygun mütala edilmektedir.
İş Turizmi : Bölgesel ticaret ve sanayi merkezi olan Trabzon kentine civar ve uzak merkezlerden gelenler toplam turizm faaliyetleri içinde önemli bir yer tutar. Gelecekte ülke ve bölgedeki kalkınmaya paralel olarak iş turizminin de gelişmesi beklenmektedir.
Sağlık Turizmi:Trabzon İlinde kaplıca kaynağı bulunmamaktadır. Buna karşın çok yerde maden suları ve şifalı sular mevcuttur. Bazı hastalıklara iyi geldiği bilinen bu maden sularının bir kısmı şişelenerek piyasaya sürülmektedir.Kisarna maden suyu, il merkezinin yaklaşık 8 km güneyindeki Bengisu (Kisarna) köyündedir. Hadipazarı Maden Suyu, Çaykara İlçesi Şahinkaya Köyündedir. Acısu diye bilinen şifalı sular; Araklı İlçesi Bereketli Köyünde, Akçaabat İlçesi Acısu (Koryana) Köyünde, yine Akçaabat İlçesi Uçarsu (Kokana) Köyünde, Maçka İlçesi Akarsu Köyünde, Şalpazarı İlçesi Doğansu Köyünde, Tonya İlçesi Biçinlik Köyünde, Vakfıkebir İlçesi Rıdvanlı Köyünde, Yomra İlçesi İkisu Köyünde bulunmaktadır. İlimizde KTÜ Tıp Fakültesi Farabi Hastanesinin bulunması, çevre illerden buraya tedavi için gelenlerin sayısını arttırmaktadır.
Kongre Turizmi:İlimizde bulunan ve çevre illerdeki okulları ile de büyük bir potansiyel oluşturan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İlimiz ve Bölgede yarattığı hareketliliğin yanı sıra çeşitli kongre, panel, sempozyum ve spor müsabakalarına ev sahipliği yaparak bu daldaki turizmde de her geçen gün artış meydana getirmektedir. Kongre turizmi için gerekli olan her türlü tesis ve donanım İlimizde faaliyetini sürdüren çok yıldızlı otellerde mevcuttur.
Spor Turizmi: İl'de mevcut bulunan spor tesisleri büyük bir spor aktivitesi yaratmaktadır. Futbol en popüler spor kolu olup, tanıtımda önemli rol oynamaktadır. Birinci Ligde Trabzonspor, İkinci Lig A Kategorisinde Akçaabat Sebatspor, Üçüncü Ligde Trabzon Telekom, Değirmendere ve Of Spor takımları İlimiz spor turizminin gelişmesindeki önemli etkenleri arasındadır.
Karavan Turizmi:Trabzon sahil şeridinde yer alan Beşikdüzü, Akçaabat, Araklı, Çamburnu, Sera Gölü gibi yerleşimlerde ve Uzungöl, Hıdırnebi Yaylası, Kayabaşı Yaylası, Hamsiköy gibi yüksek plato yerleşimlerinde karavan turizmi yapılabilecek imkanlar mevcuttur. Yol standartlarının yükseltilmesi karavan turizminin gelişmesinde önemli bir ivme olacaktır
Gençlik Turizmi:Daha çok batı bölgelerinde organize edilen bu turizm türünün, okulların tatil dönemlerinde yatılı okulların konaklama imkanlarının da kullanılarak İlimizde gelişmesinde yarar görülmektedir. Yaylalar; yürüyüş turları, yaban hayatı ve doğayı seven pek çok gencin ilgisini çekmektedir.
Deniz Turizmi: Yaklaşık 115 km’lik kıyı şeridine sahip olan Trabzon, güneşli günlerin azlığı ve bol yağışlı iklim nedeniyle, deniz turizminden umulan gelişmeyi sağlayamamıştır.Son yıllarda yapımı devam eden Sarp-Samsun karayolu nedeniyle, Karadeniz kıyı bandının önemli bir kısmına dolgu yapılmaktadır. Bu dolgu çalışmaları , kıyılardaki doğal alanları olumsuz etkilemektedir. Böylece, kısmen de olsa olabilecek deniz turizmi olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu olumsuzluklara rağmen, Of İlçesinin doğusunda yer yer denize girilecek alanlar bulunmaktadır. İl merkezinin batısında ise, Akçaabat İlçesinin Mersin Beldesinde ve Beşikdüzü İlçesinin batısındaki kıyı boyunda denize girilebilecek yerler vardır. Belirtilen bu yerlerde az sayıda da plaj bulunmaktadır.
Bunları Trabzona gelirseniz yapabilirsiniz hatırlatmasıyla Abamızı sürelim Rizeye….
Trabzona Gelin ve Bunları Yapmadan da Dönmeyin
Sumela ManastırıTrabzon'a veya komşu illere geldiyseniz, bu manastırı görmanizi öneririz…
Ülkenin ve trabzonun turizmine ve bölgenin tanınmasına önemli katkı sağlayan Uzungöl de hava kirliliginden, kalabalığın ve işin stresinden ve şehirlerin gürültüsünden uzak da, doganın kucagın da gönlünüzce eğlenip, dinlenin enerji depolamadan geri dönmeyin… Uzungöl de bunları yapabilirsiniz…
Sera Gölü Uzungöle alternatif turizm sit alanı olarak düzenlenen sera gölü dağ yamacının kayarak vadinin önünü kesmesiyle oluşmuş doğal bir göldür. Sahile 1,5 km, Trabzona 12 km olan gölün etrafında kamp ve yeme içme tesisleri mevcuttur. Şehir gürültüsünden uzak doğa ile başbaşa eşsiz manzarası eşliğinde zamanınızı geçireceğiniz Sera gölünü gezip görmeden,
Ayasofya MüzesiSelçuklu, Bizans ve Gürcü mimarilerinin ortak özelliklerini bir arada barındıran 13. yüzyıldan günümüze kadar değişikliğe uğramadan ulaşan Ayasofya Müzesini gezip görmeden,
Trabzon KalesiYörenin en iyi korunmuş, denizden tepelere kadar uzanan Trabzon Kalesini gezmeden,
Atatürk Köşkü Şehrin 7 km güney-batısında Soğuksu mevkiinde 19.yüzyıl sivil mimari örneklerinden olan ve Trabzon halkının Atatürk'e bir hediyesi olan Atatürk Köşkünü ziyaret etmeden,
Trabzon Müzesi (Arkeoloji ve Etnografya) 20. yüzyılın başlarında yapılmış ve çok önemli sanatsal özelliklere sahip olan tarihi konak, iki bölümden oluşmaktadır. Arkeolojik ve Etnografik eserleri ve binanın mimari özelliklerini ve iç süslemelerini görmeden,
Boztepe Semaverinizin dumanı tüterken, çayınızda demlenirken, Trabzon'un genel görünüşünü, Karadeniz'i ve günbatımını hepsini birden seyretmek için Boztepe'yiçıkıp görmeden,
Çal MağarasıBölgemiz mağara turizmi açısından incelendiğinde zengin bir yapıya sahiptir. Özelliklede keşfedilen ve turizm hizmetine sunulanlar arsında büyüklük ve içerisindeki sarkıtı, dikiti, kendiliğinden oluşmuş çeşitli ilginç şekilleriyle, şelaleleri ve havuzcukları ile ilimiz merkeze 55 km uzaklıkta bulunan Türkiyenin en uzun mağaralarından olan Çal Mağarasını görmeden,
Han, Hamam, Tarihi Köprü İlimizdeki şehirleşmenin Roma dönemi öncesinden başlayıp Roma-Bizans dönemi ile devam eden ve Osmanlının Trabzon'u fethiyle önemli bir ticaret merkezi haline gelen şehrin Osmanlı dönemi camileri, han, hamam, tarihi köprü ve su kemerleri ile birlikte kentin her zaman vilayet merkezi olmuş tarihi Ortahisar Mahallesini ve Trabzon Evlerini gezip görmeden,
Cephanelikİrene Kulesi olarak bilinen ve Osmanlılar döneminde Cephanelik olarak askeri hizmetler alanında kullanılan mekanı görmeden, (Restorasyon çalışması nedeniyle iç bölümler ziyarete açılmamıştır)
Yayla Şenliklerini, FestivalleriKaradeniz halkının geleneklerine bağlılığının önemli göstergelerinden olan Yayla Göçleri ve akabinde ulusal ve uluslararası bir düzeye ulaşan Yayla Şenlikleri, bahar ayı ile birlikte başlayıp (Mayıs-Ekim arası) kış mevsiminin yaklaşmasıyla sona erer. Yayla şenliklerini, festivalleri, festivallerde kurulan dev horon halkalarını ve oksijen deposu olan yaylalarımızı görmeden,
Yöresel Yemekleri Sumela Manastırı gezisi sonrası yol güzergahında bulunan ve diğer yerlerdeki lokantalarda, yöresel yemeklerinden kara lahana dolması, kaygana, mısır ekmeğini, Trabzon ekmeğini, Tereyağında alabalığı, Hamsiköy'de Hamsiköy Sütlacını, Akçaabat Köftesini, Trabzon tereyağı ve peynirinden yapılan meşhur Kuymağı, ve adlarını saymakla bitiremeyeceğimiz yöreye özgü yemekleri yemeden Trabzondan ayrılmayın uyarısıyla selam ve sevgilerimle...
Hüseyin Benek - www.vatandasfikri.com - Agustos 14
Kaynaklar
1-http://www.trabzonkulturturizm.gov.tr/
2- http://www.trabzon.gov.tr/
|