İNSANIN, KAYIPLARI!!
( İnsani vasıflarını kaybeden, insan hala insan kalabilir mi?)
Her şeyin o şey olma özelligine dayalı bir özelligi vardır, o özellik onu o yapar. Bu nedenle özellikler de ki erezyonlar, kayıplar, bir noktadan sonra onu, o olmaktan çıkar… Acaba insan her şeyin önüne çıkarı, parasal ölçüleri koyarak insanlıktan mı çıkıyor, ki öyle görünüyor. Ulaşmak istedigi şeylere ulaşması engellendiğin de, buna hakkı, olup olmadığını düşünmeden saldırganlaşıyorsa, bu saldırılar da ne canı, ne malı, ne çevreyi dikkate almadan sadece kendi çıkarıyla hareket ediyorsa, aklı, düşünceyi bir kenara atarsa, İnsan, insan olarak kalabilir mi?
En önemli Aklı düşünceyi bir kenara koy, akıl ve düşünce yok say, nasıl insan olarak kalınabilir… Akıl ve düşünce yoksa diger canlılardan farkımız kalmaz.
Sevgi ve merhameti yoksa, onun yerine nefret ve saldırganlığı koymuşsak, sevgisiz ve merhametsiz insan olunabilir mi? Tabi ki savunma maksatlı öfkelerimiz de olacak ama bu sınırlı hakkaniyetli, yapıcı, haklarımızı koruma amaçlı olabilir ancak... Başka kaybettiğimiz insani vasıflardan biri de dayanışmacı ruhumuz...
Dayanışma, paylaşma, başkalarının yarasına merhem olmayı yok edersek, hayvanların bile cinsler arası dayanışma sagladığını göre göre danışma ve paylaşmayı yok sayarsak, insanlar arası yardımlaşma varmı? Daha başka neler kaybettik devam edelim mi?
Hakka, hukuka dayalı toplumsal hayat oluşturamazsak, degerlerimize dayalı normlarımızı, normlarımıza dayalı normallerimizi oluşturamazsak, aşagı yukarı farklılıklarımıza rağmen aynı dili konuşamazsak nasıl insana yakışan bir toplumsal düzen kurabiliriz. Hiç düşündük mü, acaba neden kimse kimseye güvenmez? Örnegin ben 50 yaşındayım, en az 1500-2000 yalanla, 50-60 küçük büyük dolandırıcılıkla karşılaştım, bunları bana yapan insanlar dürüstlük ve adalet, ahlak düşüncelerini nasıl yok saydılar, insana kıydılar… Adalet ve Ahlakın insana has bir şey olduğunu nasıl unutarak kaybettiler? Kaybetmediğimiz nemiz kaldı? Her kaybediş, bizim de insan olarak kayboluşumuz degilmidir?
İnsan degerleriyle insandır, degerlerini, niteliklerini kaybeden insana insan demekte zorlanırız… Kayıplardan sonra, insan görünümlü canlılar olarak kalacagız, bunun zararını hepimiz görecegiz... Bizi bir bütün olarak insan yapan bir çok vasfımız vardır.
İnsan, evet insan ne odur ne budur, insan hem kendi içinde, hemde toplumsal işleyişin içinde bazen odur, bazen budur…
Öncelikle kendi içimiz de bir çok yönümüz var, bedensel yönümüz, duygusal yönümüz, düşünce ve anlam yükleme yönümüz, dogayla, çevreyle ilişkiler yönümüz dolayısıyla bir bütün gibi dursak da biz içimizde farklı benler taşırız… İşte bu farklı benlerle ve içinde yaşadığımız toplumsal çevreyle, ve de tabiki dogayla bir okestrasyon, uyum içinde yaşayacak, yöntemler geliştirerek yaşarsak biz insana yakışan şekil de yaşamış oluruz.
Bunun için de insan öncelikle kendi iç seslerini dinlemeli ve bu seslere karşı bir denge oluşturmalı, sonra da toplumun sesi olan degerleri dinlemeli ve toplumun önem ve deger verdigi şeyler üzerine bir denge oluşturmalı sonra da dogayla arasında ki ilişkide bir denge oluşturmalıdır ki…. Kayıpları kazanca dönüştürebilelim… Kayıpları kazanca dönüştürmek için insani nitelik ve degeri korumak gerekmektedir.
İnsan nitelikleri ve degerleriyle insandır, bu nitelikler ve degerler biz insanın daha iyi arayış yolculuğun da araçlarımızdır, bu araçları kaybetmek, bizi daha iyiyi arayış yolun da araçsız bırakır ki, hiç de istenmeyen bir durumdur. Bu nedenlerle nitelikler ve degerler arası iletişim, uyum bizim insani araçlarımızı daha verimli kullanmamıza yardım eder…
Her şey dengededir, İnsan hariç, O dengesini aklıyla bulacaktır. Fikri Adil
Daha verimli kullanmak içinde, niteliklerimizi, yeteneklerimizi geliştirerek ve degerlere sıkı sıkıya sarılarak, ama bu sarılışın degişime yenilige ve daha iyi arayışına da engel olmaması geregini de düşünerek, hayat yolun da daha iyi arayışına devam etmeliyiz.
Hayat yolun da daha iyiyi yakalamak için, bedenimizle ruhumuzun, ruhumuzla bilgilerin ve düşüncelerin ve de degerlerin, degerlerle düşüncelerin, düşüncelerle, ahlakın, adaletin harman edilerek yolculuga çıkmamız gerekir. Öte yandan biz inanın da içinde olduğu doganın, çevrenin, ekolojik gerceklerin de uyumu ve dengesi gerekir ki, bu da degerlerini, niteliklerini ve yeteneklerini kaybetmemekle mümkündür. Bu nedenle insani vasıfları kaybetmemek dilegi ve önerisiyle…
Haha iyiyi arayış yolun da başarılı olmak dilegiyle selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek – Mart 15 – www.vatandasfikri.com
|