SEÇİMLERİMİZ GELECEGİMİZDİR…
Evet ister eş seçimi, ister iş seçimi, isterseniz de Ülkeye yönetici seçme işi ve ister seçmeme egilimi bizim gelecegimizdir… Bunun içindir ki seçimlerimizi düşünerek yapalım önerisiyle… Zaten düşünerek yapıyoruz demeyin… Düşünerek seçim yapan bir toplum olsaydık, 1950 yılında bizden daha geride olan G.Kore şu anda bizden bu kadar ilerde olmazdı, demek ki bu yönetici seçme işin de hatalarımız var...Bunun nedenleri üzerinde duralım biraz ne dersiniz...
Biz düşündürülmeden seçimler yapmaya zorlanıyoruz, neden mi? Mutlaka bir düşman var, mutlaka ülke tehlike de, mutlaka yönetim sistemi olarak Cumhuriyet tehlikede, ya yan komşumuz bize düşman, ya ön komşumuz… O zaman ne yapalım yangından mal kaçırır gibi düşünmeden seçimler yapalım… Bu hep böyle oldu en gerilimsiz seçimler bu seçim diyecektik ki, sürekli Ülkemizin yumuşak karnı olan Kürtler üzerinden yine provakasyonlar başladı, ama artık geçmiş ola Kürtler siyaseti öğrendi, ne ölmek istiyor nede öldürmek, provakasyon tuzagına düşmediler… Türkiye halkları için en doğru/büyük siyaset budur… Konumuz düşünerek seçim, tercih yapmaktı biz ona dönelim…
Şimdi seçim yaparken nasıl düşünecegiz, derseniz, ben şöyle düşünüyorum…. Önce partileri ikiye ayırıyorum, bir iktidar iki muhalefet…
Sonra bunları iktidar ve muhalefet olarak degerlendiriyorum….İktidar ne yapar, muhalefet ne yapar?
İktidar ne yapar, adalet ve ahlak, yasalar, kanunlar üzere, devleti toplumun istediği şekil de yönetir, yani demokrasiler de böyledir…. Yatırımları günün şartlarına, tekniklerine, ihtiyaçlarına göre yapar, hazineyi gereken yere gerektiği kadar harcar… Kamu kurumlarına kamu çalışanı alırken işinin ehlilerini alır…. Demokratik bir ülkedeyse bu iktidar vatandaşları arasında yasal, kültürel eşitliği gözeterek yasa çıkması için teklifler verir… Yasal düzene uyar Yasama, Yargı ve muhalefet denetimini kabul eder, eleştiriye ve öneriye acıktır… Bunun gibi yüzlerce şık koyabilirsiniz, kendinizce… Daha seçme işine gelemedik gördüğünüz gibi…
Muhalefete gelince, iktidarı ne kadar iyi denetledi, iktidarın yanlışlarını bulup kamuoyuna yani biz halka ne kadar acıkladı? Sonra iktidara geldiğin de hangi kadrolarla ne iş yapacağını, bu işleri yaparken programının ne olduğunu… İktidar gibi bu programı uygulamaya dönüştüremediği için söylemeleri, vaadleri ne kadar gercekci bunlar üzerin de düşünerek ülkeyi yönetecekleri seçebiliriz…
Başka düşünsel ölcüler kullanabilirmiyiz, tabiki mesela parti içi demokrasi var mı, seçilecek adayları kim gösteriyor, küçük bir halk vatandaş topluluğu olan üyeler mi, yoksa genel merkezde ki dar bir lider kadromu? Bana göre önemli bir seçim nedeni daha, seçme işinde seçilecekleri kimin belirledigi seçim için çok önemli… Yani seçecekleirnizi vatandaşlar belirlemiyorsa, (bu belirleyici vatandaşlar parti üyeleridir,) dananın kuyruğu kopuyor demektir, hangi, adayı, partiyi seçerseniz seçin siz seçmemiş olursunuz… Adayları belirleyenler seçim yapmış olurlar…
Sonra başka bir düşünsel ölçümüz de ben profosyenel siyasetcimiyim, degilmiyim sorusunun cevabını bulmaktır…. Biz vatandaşlar bu kadar siyasal ön yargılarla hareket edersek yanlış seçim yapmış oluruz… Neden mi, bizi luzumundan fazla siyasal yapmışlardır ve biz bu nedenle siyasal körlük için de olabiliriz… Mesela bu körlük nasıldır derseniz, ben şu parti dışın da kesin oy vermem, ben şu partiye kesin oy vermem, bunlar hain, şunlar dinsiz, bunlar bölücü, şunlar bizden degil, onları hiç sevmem gibi ön yargılar bizim seçme işimize aynı ön seçimsiz bir aday belirleme gibi ipotek koymaktır… Yada bir partiye esir olmaktır…
Sağ ve sol ayrımı yaparak seçim yapmak modası geçti denmesine rağmen hala geçerli olan bir seçim yapma yöntemidir… Sağ, genel olarak muhafazakardır ve Ahlak, aile, kadın erkek ilişkileri üzere, aile kurumunun önemini öne çıkararak, dini referans göstererek söylem oluşturur… Daha çok yerel düşünerek politikalarını oluştururlar. Bunun için bize sevimli gelir söylemleri eylemleri… Uygulamada ise daha bir liberal politikalar uygularlar ve genel olarak sermayeden, patrondan yana tavır koyarlar… Bu sagın karakteristik özelligidir, bazı partiler biraz kenarında da dursa durum budur…
Sol partiler ise, eşit vatandaşlık, insan hakları, özgürlük, hukukun üstünlüğü, daha çok demokrasi gibi daha evrensel degerler üzerinden söylem oluştururlar ve çalışanlardan yana tavır koyarlar… Bu genel olarak sol yelpaze de yer alan partiler de görülen durumdur. Ama moda mod ne bir sağ parti vardır, nede sol parti, partiler daha çok oy almak için olsa gerek, kitleselleştikce kendi düşüncelerinden de uzaklaşırlar… Her neyse yazı yine uzadı, bir çok arkadaş yazıların uzunluğundan şikayet ediyor, aslında haklılar da ama bana göre de konu yarım kalıyor… Neyse o yarım yerleri de siz tamamlayın mesela din ve kültür gibi toplumun genel yargılarını oluşturan, yada oluşturması gereken bir sosyolojik durumun siyasallaşarak sadece kendi sosyolojik tabanının düşüncelerini iktidara taşırsa… Ya da kültür ve dinin sadece kendi yorumlamalarıyla anlaşılmasını topluma dayatırsa… O toplumda toplumsal barış nasıl inşaa edilir üzerine düşünerek siyasal tercih/seçim işi tamamlanabilir düşüncesiyle… Bu seçimlerin gelecegimiz olduğunu unutmayarak, ülkemize daha çok demokrasi, daha çok hukuk/adalet, daha çok insan hak ve vatandaş özgürlükleri ve daha çok toplumsal barış ve huzur getirmesini dilerim…
Seçimlerin Ülkemize hayırlı olması dilegiyle selam ve sevgilerim…
Hüseyin Benek --- Haziran 15 --- www.vatandasfikri.com
|