DEPREM (Zelzele)
Deprem tarihin her döneminde olmuş, her döneminde de olacak yer yüzünün doğal yapısından kaynaklanan bir durum.. Yani bizim nefes almamız, yemek yememiz gibi doğal bir durum… Ama bu öldürüyor, evimizi başımıza yıkıyor, nasıl bir doğal durum, suda boğuyor, ateş de takıyor, soğuk da donduruyor ve biz bunları nasıl önlemlerle aşabiliyorsak, bu deprem denen doğa olayını aşabiliriz, nasıl?
Önce bina yapacağız, nereye yaparsak daha iyi olur diye düşünüyormuyuz? Depremin yoğun olarak yaşandığı fay hatlarına yapmamak gereği bu düşünce sonucu ortaya çıkar… Sonra diyelim ki benim ilçem Tosya gibi fay hattının üzerine kurulmuş bir şehir/köyde yaşıyorsunuz, o zaman depremin az etkili olduğu bölgelerde bina yapmamız gerekiyor değil mi? Bu ise dolgu değil zemini sağlam, kayalık ve tepelik bölgeler olduğunu uzmanlar söyler, bu uzmanlar deprem işiyle ilgilenen bilim insanlarıdır… Biz zemin raporlarına inat, uzmanların uyarılarına inat, sel ve derelerin doldurduğu düz alanlara bina yaparız.. Üstelikte buralar tarımsal acıdan verimli alanlardır, bu iki kere hatalı davranıştır… Bu alanlara bina yaparak, birinci hatayı, bu alanlar dolgu olduğu için depremin şiddeti daha fazla hissedilir ve yıkım daha fazla olur, oluyor da… İkinci daha ise, belenme ihtiyacımızın karşılandığı tarım alanlara bina yaparak beslenme sorununa da neden olan hata.. Bunlara iki hata daha ilave ederiz ki, bu hatalarla sanki depreme gel bizi öldür diye davetiye çıkarırız…
Bu hatalar ise binaların sağlam inşaat teknikleri üzere yapılmaması ve deprem bölgesinde yapılmaması gereken yükseklikte yapılmasıdır ki… Aslında deprem öldürmez bina öldürür deyimi böyle oluşmuştur, biz buna bir deyim olacak söz daha ekleyelim mi? Deprem öldürmez, yaptığımız yanlışlar öldürür… Şimdi biz sade vatandaşlar şöyle düşünürüz..
Tarladan imar gecede 5-10 katlı bir apartman dikse mütahidin biri yarısı kadar daire alsam da köşeyi dönsem… Biri çıkıpta dese burası tarım arazisi, imar olmaz buraya vatandaş bu adamı döver, dövemezse de söver, neden işin ucunda en kötü ihtimalle beş altı daire var buda milyarlarca lira demektir… Vatandaş kar hırsıdan dolayı gelecek depremi öngöremez, devletin kurumları neden ön göremez? Acaba devleti kar hırsıyla hareket eden vatandaşlar mı ele geçirdi? Kişi hata yapabilir, vatandaş hata yapabilir ama devlet hata yapamaz neden?
Yukardaki tüm yanlışları yapmayacak bilgi ve belgeye sahiptir, o zaman deprem bölgesine bina yapılmayacak, yapılacaksa şu standartlarda olacak, diyerek vatandaşlarını koruyacak bir deprem mekanizması kuracak.. İyi de kurdu, bu son deprem kurtarma ekipleri baya adam kurtardı, sagolsunlarda biz sonuç üzerinden hareketle olayları değerlendirdikçe, bir yere varamayız… Sonuçları ortadan kaldırmakta ne kadar başarılı olursak olalım, nedenleri oradan kaldırmadıkça deprem öldürmeye, can yakmaya devam edecektir.. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın, insanı yaşat ki çünkü can kutsaldır… İnsan bir haliyle biziz, bir haliyle anamızdır, bir haliyle babamız, diğer bir haliyle vatandaşımız, başka bir haliyle milletimizdir.. Onu yaşatmak görevimizdir, yaşatmak ricasıyla dileğiyle, selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek – vatandasfikri.com 28.1.20
|
|