SİYASETİN ABSÜRT DİLİ!!
Siyasetimiz daha önceki yerel seçimlerde de absürt’leşmişti, bizim parti kazanamazsa kaos olacaktı, üstelikte büyüklü, küçüklü tüm parti mensupları bunu diyordu… Ne oldu? Belediye seçimleri yapıldı değişen başkan değişti, değişmeyenlerle yola devam edildi… Demokrasinin doğası gereği her beş yılda bir seçim oluyor, yerel ve genel yöneticilerimizi seçiyoruz, devleti, kurumları iyi yönettiğini düşündüklerimize yönetim yetkisini yeniden veriyor, iyi yönetmediklerini düşündüklerimizin yönetme yetkisini elinden alıyoruz… Bunlar demokratik işleyişin gereği yani anayasal/yasal olarak cereyan ediyor… Siyasetçiler sanırım yönetime nasıl geliniyor, nasıl gidiliyor, nasıl aday olunuyor, aday şartları nedir, kim bizi seçiyor, seçenlerin seçme, seçilenlerin seçilme hakkı olduğu biliniyor… Biliniyor bilinmesine de, neden bu kadar absürtlük (Anlamsız Söz, Davranış, Düşünce) aynı anda yaşanıyor? Bunların toplumsal fitneye, fesata neden olduğu bilinmiyor mu?
Hepimiz siyasetçileri dinliyoruz, neden dinlenir siyasetçiler, karşı tarafa şöyle bir hakaret vari konuşsun da onlara karşı kinimiz artsın diye değil herhal de… Konuşan siyasetçiyi tartarız, bu kişi seçtiğimizde vereceğimiz görevi, yönetime işini yerine getirecek nitelikte, midir değil midir diye dinleriz… Bazı siyaset bilimciler siyasette belli oranda sert bir siyasal dil kullanılabilir derler, taraftarını taraftar tutabilmek için karşı taraf kısmen de olsa kötülenir… Kullanma zorunluluğun yoktur, nitelikleriyle, projeleriyle, yaptıkları ve yapacaklarıyla öne çıkanlar, böyle bir dil kullanma ihtiyacı duymazlar… Bizim siyasetçiler, neden duyuyorlar ki?
Topluluğa söylenen her sözün toplumda bir etkisi olmaktadır, kin, nefret içeriyorsa söz, toplumda bazıları bunların siyaseten, kendi partisinin, liderinin yanlış kararlarını gözden kaçırmak, kendilerini parti mensubu olarak, oy verir halde tutmak için söylenmiş sözler olduğunu unutur karşı gruba ya düşman olursa… İşte tam bu noktada siyasal parti sözcüleri sözlerinin vatandaş da nasıl bir etkiye neden olacağını bilerek konuşmalıdır… Sanırım seçim yasasına göre aday olan hiçbir siyasetçimiz, vatandaşlarımızın arasında düşmanlık istemez, istememelidir de… O zaman tam da bu nedenle….
İster oy almak için, ister geçen seçimlerde partilerini destekleyenlerin tekrar desteğini almak için absürt (saçma) siyaset Yapmamalıyız, Yapılmamalı, Yapmamalılar… Bu ülkede toplumsal sevgi, saygı barış, kardeşlik ve vatandaşlık hukuku olsun isteyen bir siyasetçi böyle bir siyasal dil kullanmaz, düşmanlığa neden olacak şekil de davranmaz… Başka demokratik ülkelerde seçimleri izleyin sürekli dış düşmandan bahsedilir, sürekli yabacı korkusu pompalanır, yaratılır…. Biz ise ister ister dini yorumlar, algılar üzerinden, ister farklı etnik kimlikler üzerinden, ister yaşam tarzları üzerinden, vatan, millet, bayrak gibi milli değerler üzerinden siyaset yapıyor, adeta birbirimizi düşmanlaştırıyoruz… Bu kültürel değerleri siyaset için kullanırken bir de söylem ve eylemlerimizle karşı taraf günah keçisi ilan ediliyor, adeta toplumsal sorunları siyaset aracılığıyla körüklüyoruz…
Bu kadar fitneye neden olabilecek dilin kullanılmasını anormal, absürt, yanlış buluyor… Bir T.C Vatandaşı olarak bu dilden uzak durulmasını siyasetçilerimize, vatandaşlarımıza öneriyorum… Uzak durulması gereğiyle, Selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 28.3.19 -- vatandasfikri.com
|