|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
(İktidar Sınırlandırma Sanatı -İktidar Fireni) |
DEMOKRASİ DE İKTİDARIN SINIRI
(İktidar Sınırlandırma Sanatı) (İktidar Fireni)
Bir seçim oldu, seçimde %10 barajı vardı bu nasıl aşılabilirdi, partiler ittifak yaparak aşabileceklerini düşünerek ittifak yaptılar… Sonra Cumhur – Başkan seçilmek için %50+1 çoğunluğa ulaşılması için de birlikte hareket edilmesi gerekmekte olduğu düşünülerek burada İttifaklar yapıldı.. Sadece barajı aşmak için mi, yok iktidarı talep etmek içinde ittifaklar yapıldı… Ayrıca seçime girememe durumunda olan partiler de ittifak da yer almaya çalıştılar.. İttifaklardan birinin cumhurbaşkanı adayı %52 ile Cumhur-Başkan seçildi, buraya kadar sorun yok gibi.. Ama demokrasi kültürünün tam yerleşmediği yerlerde Meral Hanım ve Arkadaşlarıyla birlikte kurmuş oldukları parti seçime girememe tehlikesi yaşarken… Aynı zaman da genel kongresini seçimden bir müddet önce yapmış olması gibi şartlar aranıyorken… Bu partinin bu girme süresi dışında kalması istenerek, bir baskın seçim kararı alınıyor, İYİP’nin seçime girememesine neden olacak bir tarih belirleniyor.. CHP stratejik bir adım atıyor, bu partiye 15 vekil göndererek mecliste grup kurmasını sağlıyor, bu partinin seçime girip giremeyeceği tartışmalarını ortadan kalkıyor…
Bu İYİP kuran kadroları çoğu MHP’de genel başkanlık yarışına girdikleri için oradan atılan ve ayrılmak zorunda kalanların kurdukları parti olduğunu hatırlatarak… Demokrasi kültürümüzün nasılda zayıf olduğunu, genel başkana karşı aday olanlara tahammülsüzlüğün demokrasi kültürüyle bağdaşmadığını sanırım belirtmeye gerek yok… Şimdi de kendilerine sosyal demokrat bir partiyiz diyen partide bu kongre sorunu yaşanacak gibi görünüyor… Sagdan da baksak, soldan da baksak Demokrasi kültürümüz zayıf… Demokrasi kültürünüz zayıfsa iktidarı nasıl sınırlandıracaksınız? Demokratik seçimleri kullanarak gelenlerin anayasaya, hukuk kurallarına göre, muhalefette kalanların hakkına, hukukuna saygılı bir şekilde devleti yönetmesini nasıl sağlayacaksınız? İşte tam burada, iktidarı sınırlandırma sorunu ortaya çıkar… Bu sorun nasıl aşılır?
Demokrasi sistem teorisyenleri, bunun için güçler ayrılığı diye bir mekanizma oluşturmuşlar… Bu şu demektir, vatandaşların çoğunluğunun seçtiği kişi ve partinin denetlenmesi, demokratik hukuk kuralları içinde yönetmesini sağlayacak, bir güç dengesi gerekir… Bunun içindir ki, güç paylaştırılmıştır.. Yani Yasayı başkaları yapacak, Yargılamayı başkaları yapacak seçilen yönetim de bunların denetiminde işleri yürütecek… Bizde demokrasi kültürü olmadığı için olsa gerek bu erkler birbirinin işine, sınırlarını aşarak çok karışır… Demokratik kaideleri de aşarak Yürütme yasamayı, yürütme yargılamayı etkiler… Şimdi ise 16 Nisan referandumunda toplum başkanlık sistemini onayladı, yasama ile yürütme ayrıldı gibi, yargı zaten ayrımıydı?
Yasama üyeleri vekilleri kim aday olsun diye seçiyor, parti lideri, parti lideri aynı zamanda Cumhurbaşkanı, burada çoğunluk Cumhurbaşkanının aday seçtiği vekillerden olursa, yasama denetimi, meclis denetimi nasıl yapılacaktır? İşte tam bu noktada CHP tabanı iki olay gerçekleştirdi, biri İYİP’ye oy vererek mecliste 44 vekille temsilini, içlerine sinmeye sinmeye sırf iktidar denetlensin diye olsa gerek…. HDP’ye de oy vererek barajı aşması sağlanmış, onların da 67 vekille temsili sağlanmıştır… Böylece Yürütmenin başı olan başkanın partisi AKP 294 vekille, Mecliste yürütme, yani hükümet, MHP’ye yasa çıkarmak için ihtiyaç duymuştur… MHP 49 vekille temsil edilmektedir, MHP’nin kilit parti olmasının önünü HDP’ye oy vererek barajı aştıranlar sağlamıştır… Bunun iyi yanı yani devletin gücünün tek elde toplanmaması, iktidarının sınırlandırılmasına neden olmasıdır… Tabiki seçilenlere güveneceğiz, tabiki onların başarılı olmasını isteyeceğiz… Öte yandan da yönetim anında denetlenmesini de sağlayacak firen, denge sistemini oluşturacağız… CHP’liler ne düşünür bilemem, bilerek yada bilmeyerek CHP tabanı iktidarı MHP ile işbirliğine zorlayacak bir stratejik oy kullanmıştır.. Ben buna iktidar sınırlandırma sanatı diyorum… Öte yandan Terör örgütüyle dolaylı, dolaysız bagı olan bir partinin meclise girmesini istemem, ama iktidarın sınırlandırılması, denetlenmesini de isterim.. İşte son seçimlerde bunlarda yaşandı, bu partiye(HDP) oy verenlere kızan arkadaşlarımıza birde bu pencereden bakın önerisiyle… Herkesin kaygısı gibi benimde kaygım şu ki, son seçim de seçilen HDP’li vekiller, emperyalistlerin taşeronu, bölgeyi kan gölüne çeviren terör örgütüyle aralarına ciddi bir mesafe koymazlarsa… Eskisi gibi PKK’ya kendilerini bağlı hisseder de, bölgelerinde yaşayan vatandaşları temsil etmezlerse barış istemiyorlar demektir, barışı baltalıyorlar demektir… İşte o zaman gerecekten de Ülkem, Vatandaşlarım Adına Üzülürüm, mecliste temsil yetkilerini barış için kullanmaları dileğiyle… Selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek --- 8.7.18 – vatandasfikri.com
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|