SURİYE MESELESİ NEDİR?
(Suriye Meselesin de Hangi Noktaya gelindi?)
Suriye meselesi, Suriye’nin iç meselesi mi, Suriye meselesi bir Meshep meselesi mi, yok bir iktidar değişikliğinin demokrasi olmadığı için topluma çatışma olarak yansıması mı daha da çoğaltabiliriz… Yoksa hakim dünya devletlerinin bu topraklarda ki bilek güreşimi? Sizin/bizim nereden baktığımıza bağlı, mesela ben orada ki Türkmenlerin güvenliğinden kaygı duyarken, diğer bir bölüm vatandaşımız da Kürtlerin güvenliğinden kaygı duyuyorlar… Bazıları meshepsel bile yaklaşıyor….
Biz Türkiye vatandaşları bile kendi aramız da bu olayı farklı değerlendiriyoruz, aramız da mevcut yönetimin devamından yana olanlar olduğu gibi ülke politikasını Esad’ın gitmesi üzerine kesin dille inşaa ettiğimiz bir dış politikayı savunan hükümet politikaları devlet politikasına dönüşmüş… Aslında hükümet politikası devlet politikasına göre dizayn edilmesi gerekirken son zamanlar da devlet politikası hükümet politikasına göre dizayn edilmekte ve dış politikamız sorunlu bir hal almaktadır.. Bu başka bir konudur ve bizim konumuz Suriye meselesidir ve bunu anlayabildiğimiz kadar anlamaktır.
Orada kimler var, kim kiminle savaşıyor, bunları kim niçin destekliyor, hangi grup kazanırsa nasıl bir sonuç ortaya çıkar, bizim görüştüğümüz gruplar, görüşmediğimiz gruplar, desteklediğimiz gruplar, karşı olduğumuz gruplar kimler… Olaya hangi yönden bakıyoruz, batılılar gibi insan hakları ve özgürlükleri demokrasi ve laiklik getirme maskesi takıyormuyuz, yoksa başka maskelerle mi oradayız… Artık fazlaca önemi yok, dünya konjektörel olarak Esad’la sorunu çözmekten yana, biz hala ÖSO ile mi sorunu çözmeyi düşünüyoruz, orada İran ne kadar güçlü ve İran’la nereye kadar çatışmayı göze alıyoruz… Rusya olaya ne kadar dahil, ne kadar ısrar eder, biz bölgenin devasa gücü Rusya ya ne kadar direnebiliriz, Çin olayın neresin de? Batılılar ne kadar bu mesele de bizimle veya batılıların politikalarıyla bizim politikalarımız ne kadar örtüşüyor… Bütün bunlar Suriye politikamız da baştan düşünülmesi gereken olayı etkileyecek faktörlerdi, düşündük düşünmedik şartlar bu noktaya geldi…
Şimdi ne yapılabilir derseniz, emin olun olaylar o kadar akışına yaşanıyor ki, yarını kestirmek zor, ben yeniden öngörüde bulunmak isterim… Bizim istemediğimiz herşey olacak, bunu üzülerek söylüyorum, bunu kızarak söylüyorum, bu kadar öngörüsüzlüğün getirdiği noktadayız ki, geri de dönüş zor görünüyor… Biz orada neden bulunuyoruz bunu net cevaplamalıyız, İran neden orada, Rusya neden orada, Arabistan orada kimi destekliyor, Amerika ve Batı kimi destekliyor, biz hangi cephede olursak politikalarımıza uygun olur… Yoksa ÖSO veya diğer muhalif gruplarla nereye kadar orada politikalarımızı sürdürebiliriz? Çok soru soruyorum biliyorum ama olayın vahametine bakarsak daha da çok soruları cevaplayarak bu olaya yaklaşmalıyız.
Bizim için olay nedir, bir meshepsel sorun mudur, ben olaya T.C Devletinin böyle yaklaştığını düşünmüyorum, yoksa Kuzey Irak da olduğu gibi bir otorite boşluğu olur da burayı başka güçler mi doldurur, bunu düşünüyorsak yanlış politika izliyoruz o zaman merkez hükümeti güçlendirmemiz lazım değil mi? Orada ki Türkmenleri koruma sevdamız varsa ve şimdi hem rejim güçleri hem de Ruslar bu bölgeyi bombalıyorlar… Biz buradaki soydaşları nasıl koruyacağız, onları silahlandırarak mı, oraya direk müdahale ederek mi? Sorun görüldüğü gibi herkesin müdahalesiyle Suriye’nin iç işi olmaktan çıktı, ben yıllar önce bunu ifade etmiş buna göre düşünsel öngörüler de bulunmuştum, her şeyi bilen, bilmediğini ancak başarısız olduğun da anlar… Bu kişisel başarı ve başarısızlıklar da çok önemli değildir, zararı da karı da kişiyle sınırlıdır… Ama ülke politikaları söz konusu olduğun da, her şeyi bilsek bile bilmemeliyiz, sebebi başarısızlığı da, başarıyı da yönetimsel sorumluluğu olanlara yükleneceği için ortak kararlar alınmalı ki bu konu da düşünce sunanlar dinlenilmeli ki başarısızlık sadece her şeyi bilenin omuzlarına yüklenmesin.
Bunları şimdi düşünmeyelim, dillendirmeyelim diyoruz ama, bu noktaya bu işi getirenler hala kendilerini başarılı buluyorlarsa, arkadaşlar lütfen durun bir düşünün deme vaktidir.. Bu vakitte de bunu söylemeyen herkes vebal altındadır, yarın yanlış politikalar nedeniyle ülkemiz daha büyük zararla karşılaşınca, bu kararı alanlar kadar, buna itiraz etmeyenler, destekleyenler, tepki göstermeyenler hepimiz suçluyuz bilin, ben biraz olsun suçumu hafifletmek için bu konuyla ilgili 4 yazı yazdım…
Ben amatör bir yazar olarak bunları öngördüm de kendilerine büyük ünvanlar verenler neden göremedi? Şimdi de bu sorunu hala öngörüsüzlükle değerlendiriyorlarsa olayların akışına göre olaylar yaşanıyorsa vay halimize vay, vah halimize vah…
Şunu göremedik mesela otorite boşluğu olunca orayı PYD dolduracak, otorite boşluğu olunca silahlı gruplar otorite olacak ve baskı kuracak Suriye halkı Suriye yi terk ederek bizim ülkemiz de sayıları 3 000 000 kişiye yaklaşacak ve bizde de sosyal sorunlara neden olacaklar… Örneğin İşsizliğe katkıları nedir? Ekonomik olarak nelere mal oluyor? Bu mültecilerin, sığınmacıların içinde güvenlik sorununa neden olacak terör örgütüyle bağı olanların sayısı nedir? Batılılar 3-5 yılda 10 000 kişi almayı bile güvenlik sorunu olarak görürülerken biz 3 milyon kişiyi ne güvenlik sorunu ne sosyal sorun olarak görmüyorsak, nedendir?
Sorular, sorunları görmemizi sağlar, bu olayda o kadar çok soru cevapsız kaldı ki, hatta soru sormayı bile yasakladık, Sen soru soruyorsun yoksa Esad’cımızın, değilim be kardeşim, bu ülkeyi çok seviyorum, bu devletin bekasını sen kadar, ben de istiyorum, fedakârlığa hazırım…
Eleştirileri dinlemeden alınan kararlar, ortak akılla alınmayan kararlar, sorulara ve de cevaplara dayanmayan kararlar yanlış alınma ihtimali yüksek kararladır… Uluslararası itibarımızı etkileyecek kararları bari sorulara dayalı cevaplarla, eleştirileri dinleyerek, alalım… Ayrıca orada kim ne için bulunuyor, biz dâhil tüm aktörleri, mevcut yönetim dahil tüm tarafları güçlerine ve isteklerine göre ince eleyerek sık dokuyarak değerlendirerek yeniden yeniden bu ülkeyle ilgili politikamızı orada bizim politikalarımızı destekleyenleri de mağdur etmeden degerlendirelim, politikalarımızı güne uyan politika haline getirelim… Düşünceleriyle bu sorunun bölgeye daha pahalıya patlamadan çözülmesi dileğiyle selam ve saygılarımla…
Hüseyin Benek --- Kasım 15 – www.vatandsfikri.com
Not: tam yazıyı yazarken bir Rus uçağının Türk uçakları tarafından düşürüldüğünü haberleri geldi….
|