ÇEVRE VE TEMİZLİK

(Çevreye Maliyetimiz)

Çevre bilinciyle temizlik bilinci ters orantılı olduğuna tanık oluyorum, nereden çıkarıyorsun diyorsanız yaşam tarzlarımızdan… Öyle bir temizlik anlayışımız oldu ki adeta çevreyi kirletmek için temizlik yapıyoruz, olur mu öyle şey demeyin oluyor işte…

Bir yemek yapıyoruz bu yemeği yeme aşamasında kirlilik saymıyoruz tabaktaki kalıntılarını kirlilik sayıyoruz, sizce bu normal mi, yoksa bu bize, reklamların, tüketime yöneltmek masadıyla bize ulaştırılan bilgilerin yönlendirmesiyle dayatılan bir kirlilik anlayışımıdır? Artık bilgiye ulaşma sorunu yok, hangi bilgiye neden ulaşmalıyım, yada bu bilgiler bana neden ulaşıyor sorularını sorarak önce zihnimizde ki bilgi kirliliği ile mücadele etmeliyiz ki, fiziki kirliliklerin, kimyasal kirliliklerin farkına varalım ve dünyamızı hangisi tehdit ediyor anlayalım ne dersiniz? Günde kaç plastik ambalaj kullandınsa o kadar fiziki kirliliğe neden oldun/olduk demektir…

Başka yaşam evrende şuan ki bilgilerimizle yok, arayışlar devam ediyor, yani canlılara ev sahipliği yapan tek mekân dünya, hepimizin dünyası, bunu nasıl koruruz derseniz çevreci politikalarla koruruz… Ama gördüğü kadarıyla insanlar ekonomik gerekçelerle, tüketme hazzına dayalı kültürleriyle dünyanın sonunu getirmek için ellerinden geleni yapıyorlar… Yeter ki orada yararlanılacak bir maden olsun, doğal hayat bozulacakmış, varsın bozulsun üç beş kuruş kazanalım da anlayışı doğal hayatı bitiriyor… Yaşam tarzlarımızdan kısa bir örnek vererek devam edelim mi?

Günde elimizi kaç kere yıkıyoruz, kaç kere o çevre düşmanı ıslak mendillerle siliyoruz, ıslak mendil çevrede çözülmeden kirliliğe on yıllarca devam ediyor, sen anlık bir kirlilik duygundan kurtulman için bunu çevrene, gelecekte yaşayacak olan torunlarına, kendine ne kadar zarar verdiğinin farkındamısın, farkındamıyız? Kaç defa elini yıkıyorsan o kadar sıvı sabun olan deterjan kullanıyorsun demektir, belki de senin için faydalı mikropları, bakterileri öldürüyorsun demektir…. Bunları geçtik günde 6 kere el yıkasan ne kadar kullandığını gram olarak bilmiyorum ki o kadar kimyasal kirliliğe neden olacak sıvı deterjanı, diş fırçaladıkça diş macunlarını çevreye yayıyorsun/yayıyoruz demektir… Hele hele ellerinde ozon, çamaşır suyu, tuzu ruhu ile dolaşanlar yok mu, daha makine dolmadan çamaşır, bulaşık yıkayanlar yok mu, dünyanın ruhunu öldürüyorsunuz bu tuzu ruhlarıyla, kimyasal deterjanlarla bilin… Sıvı deterjan mı kullanıyorsun mercimek kadar, diş macunu mu kullanıyorsun mercimek kadar kullan, kullanmasan iyi edersen ama hiç olmazsa az kullan… Ben denedim mercimek kadar sıvı deterjanı önce suya tutmadan elimin için de yaydım sonra elimi yıkadım arkadaşım benim beş katını kullandı eline deterjanı yaymadan suya tuttuğu için, deterjanı su aldı götürdü, benim kadar etkili temizlemediğini gördüm.. Hadi elimizi günde 6 kere yıkadık gereği yok ama yıkadık, her gün banyo yaptık artık iş temizlik işi olmaktan çıkmış alışkanlık olmuş, çevreye kimyasal maliyetimizi hiç düşündük mü? Düşünelim ve hiç olmazsa deterjanları, şampuanları değil, doğal sabunları kullanalım… Her neyse temizlik paranoyası bize ve çevreye dünyaya çok pahalıya maloluyor bunu hatırlatayım dedim …

Son olarak mikroplardan bu kadar uzak durursak karşılaştığımızda ne olacağını düşünmeye davet ediyorum, mikroplar deterjanların ve antibiyotiklerin saldırıları karşısında yaşamak için kendilerini güçlendiriyorlar, bizde bunların yardımıyla güçsüz düşüyoruz… Bilim insanlarının ifadelerine göre önümüzde ki 50 yılda yani yarım asır zamanda, benim yaşım kadar bir zamanda mikroplar antibiyotikleri yenecek, biz güçsüz insanları da yenecekler ve toplu ölümlere neden olacağını ön görüyorlar.. Önlem nedir derseniz, mikroplarla karşılaşmak ve güçlü olmak derim,  lüzumsuz temizlik budalalığı bizim ve çevrenin dolayısıyla dünyanın sonunu hazırlıyor… Akıl önlem almayı öneriyor, aklı dinleyecekmiyiz? Bu zaman kadar insanlık aklı ne kadar dinlediyse o kadar dinleyeceğiz demektir… Allah sonumuzu hayır etsin diler, selam ve sevgilerimle…

Hüseyin Benek --- 2.3.17 – vatandasfikri.com