KIYAS, ÖLÇME DEGERLENDİRME
Biz kendi konumumuzu nasıl anlarız, kıyasla örneğin ülkemiz Kuzey Yarım kürede deriz, günayde olmadığını anlarız, bir gençle kendimi kıyaslarken yaşlıyım derim, alanın çok iyi bir sporcuya iyi deriz, iyi olmayanı bildiğimizden, neden iyi diye hemen oracıkta bir değerlendirme yaparız… Bunu biraz genişletelim mi?
Şimdi ben yorum yapmıyorum, kendi bulunduğumuz noktayı görebilmek için bazı ipuçları veriyorum, buyurun (?)
Ekonomik kıyaslama, önce kimle kıyaslacagız, bizden daha iyi olanlarla, vasatla kıyas, vasatlığa neden olur… Bir Ülke ele alalım Kişi Milli Geliri 30.000 dolar, bizim de 10.000 doların altın da, onların neden 30 bin, bizim neden 10 bin diye kıyaslarken soracağız… Yoksa dünya genelin de beş tane araba markası 20-25’e yakın araba modeli olan, dünya genelin de, başka araç ve gereçler de en az 20-25 markası olan bir ülkeyle kendimizi kıyaslamaz da gidip milli geliri 1000 dolar bir ülkeyle kıyaslarsak ekonomik olarak gelişmenin gereğini anlayamayız.. İthalat, İhracat, Gelir dağılımındaki adalet, sektörler arası denge, sanayi sektöründen endüstri sektörüne nasıl geçilir? Borçluluk oranımız, aldığımız borçlarla ne yatırımlar yaptığımız, yada yapmadığımız yatırımlar hepsi bir değerlendirme, bir kıyas işidir… Konumumuzu bilmezsek savruluruz, sanırım konum sorunumuz var, konum atalım ki bizi ekonomik olarak bilsinler, hoş dünya bizi biliyor ama biz kendi konumumuzu tam bilemiyoruz neden? Kıyas, Karşılaştırma, ölçme değerlendirme, yönetenleri denetleme gibi çok önemli sorunlarımız bizde kıyaslama yeteneğimizi yok ediyor… Son soru yarım asır önce bizden daha kötü ekonomisi olan G.Kore şimdi bizim, ekonomik neden iki, bilemedik üç katımız?
Sonra sosyal kıyaslamalar, suçluluk oranları, intihar oranları, fırsat eşitliği, okuma, tiyatroya gitme, vs. vs kıyaslamazsak bu alanda da durumumuzu bilemeyiz..
Teknolojik olarak ne durumdayız, kaç tane icadımız dünya pazarlarında harıl harıl satılıyor ve ülkemize oluk, oluk döviz akıyor? Bunu sormadığımız da belki kendimizi iyi hissederiz, siyasetçilerde tarihi öykünmelerle bizi iyi hissettirir, ne yazık ki, şunu bile düşünmeyiz, son zamanlarda çok öykündüğümüz İmparatorluk neden yıkılmıştır? Yıkılan İmparatorluğa bu kadar öykünme aldatıcı olabilir mi? Yıkılan imparatorluğun yıkılış nedenlerinden birinin teknoloji üretememek olduğunu düşünemezsek, ölçme, değerlendirme, kıyaslama, konum belirleme işimiz sakat olmaz mı?
Bunu da geçtik, vatandaşlarımıza evrensel ölçüler de hak ve özgürlükler verebiliyormuyuz? Şimdi yine bizden bin kat kötü durumda olanlar var diyerek kendimizi rahatlatacakmıyız, yoksa bu alan da gelişmiş ülkelerle kendimizi kıyaslayarak gelişmenin yollarını mı arayacağız? Saglıklı bir kıyas yapabilirsek, konumumuzu ciddi bir şekilde değerlendiririz, belirleriz ve vasatlığımızı anlarız, her alanda gelişmenin gereği üzerine çalışırız, böylece bir alt konumdan bir üst konuma geçebiliriz…
Bunlar üzerine düşünmez, sırtımızı dünya gerçeklerine dönersek, kendi konumumuzdan bir haber yaşarız. Her şeyi, bilen ama harekete geçecek kadar bilinç sahibi olmayan toplum oluruz, her şeyi bilen derken, biliyor sanısı, yanılgısını kastdediyorum… Belki atalarımız “kendini bil, kendini bil” derken, kıyaslama yaparak birçok alanda hangi seviyede, nerede olduğunu bil demek istemiş olabilirler mi? Kıyas, ölçme, değerlendirme kendimizi bilmemize yardım edecek, kendini bilen kişi ve toplumlarda hayatın gerçekleri karşısında, konumunu bilecek, ona göre gereken bilgileri, düşünceleri edinecekler, reformları, yenileşmeleri, çalışmaları yaparak, bulunduğu noktadan daha iyi bir noktaya, kişi olarak, toplum olarak ilerleyeceğiz… Gelişme böyle olur, bunun için de yine kıyas gerekir, gelişmiş ülke, gelişmemiş ülke ne demektir? Bunları düşünmek, değerlendirmek ona göre kendimize kişisel ve toplumsal hedefler belirlemek zorunluluğunu görmek için yine kendi konumumuzu, kendimizi bilmemiz gerek… Kendimizi bilmek, potansiyelimizi kullanmanın önünü açacaktır, açar dileğiyle selam ve sevgilerimle…
Hüseyin Benek --- 9.3.17 – vatandasfikri.com
|