|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
ACİL DEMOKRASİ!! |
ACİL DEMOKRASİ!!
Bu başlığı görünce ne oluyoruz demeyin, hayırdır acelen ne hiç demeyin, bizde demokrasi kültürü olmadığından olsa gerek, devlet hep vatandaşına savunma içgüdüleriyle yaklaştı. Aman Türban takılmasın iritica gelir, takılmadığından neredeyse gelecekti, aman Kürt dili konuşulmasın, konuşanların kafaları kırılsın dilleri lal edilsin ki ülke bölünmesin, az daha konuşma yasaklarından dolayı ülke bölünecekti, Ak Parti iktidarı bu iki alanda da cerasretli adımlar attı… Öte yandan biz vatandaşlar tarafından baktığımız da ise hak talep ederken, haklarımızın dışında hiç toplumsal ölçüleri dikkate almadık, sadece isteriz yada sadece istemezük dedik… Oysa ki içinde yaşadığımız bir toplum ve bu toplumun gerceklikleri var… bu nedenle taleplerimiz toplumsal gercekliklerle uyuşmalıdır…
Oysa ki içinde yaşadığımız toplumdan her halimizle etkileniyoruz degil mi? Zaten etkilenmememiz de ayrıca bir sorun.. Yaşam tarzlarımızdan bu kadar kaygılı oluşumuzun nedeni etkilenmediğimizdendir. Biz ne yazık ki son 100-150 yıldır hep yabancı kaynaklı düşüncelerden, kültürlerden etkilendik. Bu başka konu, ama yaşam tarzlarımıza müdahale edilir korkusunun temelinde ki neden kültürel kopukluğa neden olan yabancı düşünce ve kültür etkileridir. Neyse artık etkilenmişiz, toplum siyasi olduğu kadar kültürel de parcalanmış durumda, bu bir sosyolojik gercektir hiç tartışmayalım… Bunun yerine amacımız nasıl bir ortaklaşa toplumsal yaşam inşaa ederiz olmalıdır.
Oysa ki toplumsal yaşayış için toplumu iki şey hazırlar önce kültür, içinde dil, din, milletin gelenekleri vardır, ikincisi ise siyasettir, bunun içinde de siyaset yapma şekilleri ve devletin yasal düzeni gelir. Biz iktidardaysak devletle barışık, muhalefetsek çatışık oluyoruz. Ya da düzgün ifade edemedim, iktidarımızda muhalefetimiz de hırcın oluyor. Devletin güçünü ele geçiren iktidar partisi güç zehirlenmesi yaşıyor, ele geciremeyen muhalefet ise kıskançlık zehiri içiyor ve bize hediye gerilimli, toplumsal yaşam, gerilimli siyaset ortamı oluyor…
Gezide toplumsal muhalefetin güçünü gördük, ayrıca birde Kürt ökenli muhalefet var, aslında demokrasiler de etnik ve din kökenli siyasetin öne çıkmasını pek hoş bulmam ama var… Şimdi acil demokrasi demem deki nedene gelelim. Gezi olaylarına BDP çözüm sürecini baltalar diye mesafeli durdu, iyi de etti, onların da güçünü almış olsaydı gezi olayları daha bir etkili, ekonomik olarak yıkıcı, toplumsal gerilimi daha da tırmandırıcı etkisi olurdu. Şunu kabul edelim en organize partilerden birisi BDP dir, hem illegal bir örgütle göbek bagı olduğundan hemde uzunca yıllardır Kürt sorununun geriliminden beslendiğinden… Bunu bir kenara koyalım…
Sonra ikinci rahatsız kesim aleviler ve gercekten de haklılar ve şiddete de hiç başvurmuyorlar. Alevilik, kültürmüdür, İslamın bir meshebimidir, yoksa batılıların yeni yeni yönlendirmek için fırsat kolladıkları din diye alevilerin kulaklarına fısıltılar yaptıkları gibi dinmidir? Cem evleri ibadethanemidir, yoksa kültür evimidir. Buna en sağlıklı kararı aleviler verir, vermelidir. Devletimiz, yani alevi vatandaşların devleti de alevilere yardımcı olmalıdır, onlar ne istiyor, can kulağıyla ön yargısızca dinlenmeli ve çözüm üretilmelidir. Öte yandan Devletin sınırlarını zorlayacak kadar marjinal talepler de edilmememli ki uzlaşılabilsin. Toplumsal olaylarda öyle normal matematik işlemez, ben iki istedim, bir verdim iki almalıyım düşüncesi anlaşmaya engeldir. Hele anlaşma adımları atılsın sonra merdiven misali diger haklara da çıkılır…
Şimdi geldik, evet neden acil demokrasi dedik, iki nedenden dolayı bir çözüm sürecinin sağlıklı devamı için, iki demokrasi pakentinden beklentisi olan alevilerin sabırsızlaştıklarından… Şimdi bazılarının ifade ettiği gibi talebleri tehdit olarak agılarsak yanlış yapmış oluruz. Vatandaş devletinden bir şey rica ediyor, devlet görevlileri bunu degerlendiriyor ve şunları yapabiliriz, ama bunları yapamayız nedeni şu, şu denirse hem çözüm süreci güven için de devam eder, hemde alevi cemaatinin taleblerinden en azından büyük bir bölümü karşılanır ve Eylül de eylemlilik kararı alan grublara, bu grublardan sadece siyasi nedenlerden dolayı katılım olur. Böylece hem demokrasimiz gelişmiş, hemde vatandaş, devlet uyumu gercekleşmiş olur kanatindeyim…
""Kültürel yaşam dogal bir haktır, yaşam tarzlarıyla da toplumun içinde yaşanır" Fikri Adil
En sert tepkileri gösteren ulusalcılara da şu öneriyi yapmadan gecemeyecegim, iktidarı sevmeyebilirsiniz, ama iktidara gösterdiğiniz tepkiler sisteme gibi alğılanacak boyuta taşınırsa ki, öyle izlenimler var, devlet iktidarını koruma refkleksi ile harakat ettiğinde biz, Ulusalcıyız polis bize neden böyle yapıyor demeyin, sizlerden ricam tepkilerinizde makul olun, bu ulusalcı arkadaşlar kaşık düşse eylem yapacak kıvamdanlar. Onlara sosyal medya da makul olun dedim pek çok küfür yedim, kimse kusura bakmasın küfür edenlere bir mukabilll… Biri sen ne ayaksın dedi bana ben demokratım, sosyal adaletciyim, antiemperyalistim bu yanımla aslın da size de yabancı degilim desem de at gözlüğü taktığı için inandıramadım, onlar bu aralar Silivri yarğılamalarından, hesaplaşmalarından dolayı çok gerginler, çok fanatikler… Onları da sakinleştirecek bir şey yapılmalıdır.
Öyle anlaşılıyor ki toplumsal gerilimi azaltmanın yolu demokrasi paketinden geçmektedir. Bu eylemler başlamadan bu paketin açılması gerekiyor ki vatandaşların talepleriyle ikitdarla sorunu olanların eylemleri çakışmasın ki toplumsal gerilim kontrol edilebilir olsun, acil demokrasi diyerek selam ve sevgilerimle…
Not: Daha önce yazdığım" VATANDAŞLARIN, DEMOKRASİ BEKLENTİLERİ" adlı yazım vatandaşların taleplerini içeren demokrasi paket önerisi ile ilgili yazım ektedir.
VATANDAŞLARIN, DEMOKRASİ BEKLENTİLERİ
Biz demokrasiye inanmış T.C vatandaşları olarak devletimizin hükümetinden aşagıda ki demokratik düzenlemeri beklemekte ve talep etmekteyiz.
1- Demokrasinin ana aktörleri olan partilerin kapatılması yerine suç işleyen parti üyelerine kişisel cezalar verilmesi veya hazine yardımından yararlandırılmaması yoluna gidilerek parti kapatılmasının kaldırılması, demokrasimizi daha da güçlendirecektir.
2- Dernek, sendika, parti gibi demokrasiyi zenginleştirecek örgütlerin kurulmasında kısıtlayıcı ve yasaklayıcı hükümler kaldırılması demokratik siyasetin daha nitelikli hale gelmesine yardımcı olacaktır. Gösteri ve yürüyüşle tepki göstermenin önündeki engellerin kaldırılarak, vatandaşların yaşadıkları olumsuzlukları dile getirmesi sağlanmalıdır.
3- Farklı düşünce kuruluşlarının olsun, partilerin olsun tek tipleştirici siyasi ortamların, hükümlerin kaldırılarak, daha degişik düşüncelerin önünü acan düşünsel ve siyasi ortamın oluşturulması geregi sağlanması için partilere yapılan hazine yardımlarının aldıkları oy oranlarına göre yapılmasını talep ediyoruz.
4-Vatandaşların siyasete katılmasının önündeki, ekonomik nedenler, aday belirleme yöntemleri, genel merkezlerin aday belirleyici tavırları gibi tüm engellerin kaldırılmalarak adayların ön seçimlerle belirlenmesinin geregini düşünüyoruz.
5- Seçim yasasının ve ilgili mevzuaatların ileri demokrasilerin yaşandığı ülkeler ölçülerine getirilmesi vatandaşların beklentileri arasındadır.
6- Ülkemizdeki demokratik siyasetin sorunlarından biri de temsilde adaletin sağlanamamasıdır, bunun için tercihli oy sistemine geçilmeli ve seçim barajının %3'e indirilerek yeni partilerin ve düşüncelerin siyaset arenasına girmesinin önü acılmalıdır. İktidar kurmanın kolaylaştırılması ve genel başkanların teknorat sıkıntısı çekmemeleri için en fazla oy alan partiye parlemento kontenjanı olarak 6-7 vekilin lider tarafından atanmasının önünü acacak düzenlemer yapılarak en çok oy alan partinin hükümet kuraması kolaylaştırılmalıdır.
7- Amerika daki, ya da AB gi ülkelerinde ki ön seçim sistemleri oluşturulması halinde başkanlık, yarı başkanlık veya partili Cumhurbaşkanı sistemini siyasetimizin gündemine alınabilir, yoksa bu aday belirleme yöntemleriyle, demokratik bir başkanlık sistemi olmayacağı aşikardır.
8- 12 Eylül ürünü Anayasanın degiştirilmesi bütün partilerin sorumluluğundadır, bu nedenle bütün partiler yeni bir anayasanın ülkemize kazandırılması için çalışmalıdır. Gördüğümüz kadarıyla anlaşmamak için hiç bir neden yoktur.
9- Milletvekili Dokunulmazlıklarının siyasi suçla sınırlandırılması gerekmektedir, mevcut durum aynı zamanda anayasal eşit vatandaşlık ilkesine de ters bir durumdur, bu meselesinin yeni anayasa ya da kanunlarla evrensel kriterlere göre yeniden düzenlenerek adi suç işleyen vekillerin yargılanmasının önü acılmalıdır.
10-Yargının daha bagımsız hale getirilerek eli güçlendirilmeli ve hızla adalet dagıtması sağlamasının önünü açacak yargı reformları yapılmalıdır. Bölgesel temiz mahkemeleri yüksek yargının işleyişine hız katacagı düşünülmelidir. Ayrıca İhtisas mahkemelerinin sayısı ve çeşidinin artırılması, mesela siyasi mahkemelerin kurulması gibi… Ayrıca yargılamada bagımsızlığın yanı sıra etkinlik ve şeffaflığın sağlaması için sesli ve görüntülü bilişim sisteminin kurularak yargılamanın yapılarak adalet üzerine oluşacak olan kuruntuların giderilmesinin sağlanması. Hafif suçlarda mahpusluğun kaldırılarak Köylerin, belediyelerin, yaşlı veya hastaların bakım hizmetine verilerek kamu görevi hizmetlerinde çalıştırmasının önü acılmalıdır. Üst mahkemelerimiz olan Yargıtay ve Danıştay'ın iş yükünü azaltılarak bu kurumların içtihat mahkemelerine dönüştürülmesinin önü acılarak yüklerinin azaltılabilecegi… Mahkum veya tutukluların eşleriyle bir araya gelmelerinin önü acılarak dışardaki eşinin de cezalandırılmasının önüne geçilmelidir. Resmi dili konuşamayan vatandaşların ve yabancıların anadilde savunma yapması sağlanmalıdır.
11- Kin, Nefret, yalan haber, fitne suçu ile ilgili düzenleme medya kuruluşlarının ve akil adamlar yönteminde olduğu gibi akil gazetecilerin önerileri dikkate alınrak, evrensel ölçekte bir basın yasasının yapılması vatandaşların doğru haber almasının gereklerindendir.
12- Resmi dili bilmeyen vatandaşların anadilde kamu hizmetlerine erişim hakkının sağlanması devletimiz ile vatandaşlarımız arasında karşılıklı saygı ve sevgiye dayanan vatandaş devlet ilişkisine neden olacagı düşülmektedir.
13- Kişisel mahremiyet ve bilgilerin korunmasına yönelik yasal düzenleme yapılarak kişisel mahremiyet ve hakların korunması sağlanmalıdır.
14- Dine, meshepe, ırka dayalı ayrımcılıkla mücadele edilebilmesi için eşitlik ve adalet komisyonunun kurularak vatandaşların bu komisyona inssan hakları ve özgülük ihlallerinde sorunlarını aktarmasının önü acılmalıdır.
15- Yabancıların ve resmi dili bilmeyen vatandaşlara tercümanlık hizmetinin yanı sıra resmi dil kursu da verilerek vatandaşların resmi dilini öğrenilmesi sağlanmalıdır.
16- Anayasal vatandaşlık sağlanarak etnik ve dini ayrımcılık algısı yaratan bütün hükümlerin kaldırılarak eşit vatandaşlık ilkeleri oluşturulmalıdır.
17- Demokratik Hukuk düzeni içinde terörle, şiddetle etkin bir şekilde mücadeleye devam edilerek vatandaşların güvenli bir ortamda yaşanması sağlanmalıdır. Her şeye rağmen de güvenlik için vatandaşlardan özgürlüklerinden vazgecmesi veya taviz verilmesi beklenmemelidir.
18- Ülkemiz vatandaşlarının önemli bir sorunda işsizliktir, İşsizliğin düşürülmesi için kacak çalışan yanbancıların engellenmesi gerekmektedir.
19- Bölgeler arası gelişmişlik ve yaşam ölçüleri farkının azaltılarak makul düzeylere çekilmesi göç sorununu da çözecektir.
20- Yoksullukla mücadele edilerek gelir dağılımındaki dengesizliğin asgariye seviyelere indirilmesi ile vatandaşlar arasında ekonomik paylaşım dengesi de sağlanabilir.
21- Kadınların sosyal hayata ve iş gücüne katılımının önü daha da açılmalıdır.
22- Kamuya lüzumundan fazla personel almak yerine işsizlik maaşlarının yaygınlaştırılması düşünülmelidir.
23 -Uzun çalışma süreleri ve sigortasız kayıtdışı çalıştırlmaların önüne geçilmelidir. 12 Eylülden kalma bu çalışma yasası acilen yeniden düzenlenmeli işçilerimizin günde 12-14 saat gibi uzun çalışma sürelerine mahkümiyetten kurtarılmalıdır. Bu darbe yasasından kaynak işçilerimizin sağlıksız ortamlarda patronların insiyatifine terkedilmesinden kurutarılmalıdır
24-Koruma ve bakım altındaki çocukların egitimlerinin daha yüksek seviyeye çıkarılması için gerekli alt yapının oluşturulması sağlanmalıdır.
25- Bölge hastaneleri kurularak vatandaşların sağlık hizmetleri ayaklarına yada yakınlarına götürülerek büyük şehirlere gitme sorunu çözülmelidir. Sağlık ağırlıklı olarak Kamu hastaneleri eliyle yapılarak sağlıktaki savurganlığın önüne geçilerek sosyal güvenlik kurumlarının verdiği acık da azaltılabilecektir.
26-Tüm genç nüfusun, asgari bir meslek mensubu olması ve en az lise mezunu olması sağlanarak gençlerimiz daha donanımlı hale getirilmelidir. Gençleden isteyenlere dini egitim ve kültürel egitimler verilmelidir.
27-Ülkemizin teknolojik gelişmesine katkı sunacagı düşünülen Ar-ge harcamaları milli gelirin %1.5-2 seviyesine çıkarılmalıdır. Bu harcamalar tenolojik gelişmeye katkı sunan ürünlerin çıktısı baz alınarak sistemleştirilmelidir. Ancak ülkemiz bu sayede teknoloji ithal eden degil bilgi ve teknoloji ihraç eden ülke durumuna gelebilir..
28 - Yüksek öğrenim de kurumlarının özerk hale gelebilmesi için seçilen rektörlerin mutlaka atanması oradaki seçenlere saygıyı da gerektirir, bu nedenle bagımsız bir yüksek öğrenim ancak özerklikle mümkündür, YÖK'ün baskısından üniversitelerimizi kurtaracak düzenlemeler yapılarak YÖK koordinasyon kuruluna dönüştürülmesi gerekmektedir.
29- Kentsel dönüşümde rant odaklı degil yeşil alan ve sosyal mekanlar odaklı projelerin hayata gecirilmesi daha yaşanılır kentlerin inşasına neden olacaktır. Kentsel yerleşimlerde yaşlıyı, engelliyi ve çocuk dostu yerleşim birimleri öncelikli olmalıdır. Ayrıca köyleri daha yaşanılır hale getirilmesi için imar, su, sağlık, güvenlik ve egitim gibi temel ihtiyaçların temini gibi ana sorunlar halledilerek köyden şehirlere göç de engellenebilir. Bu nedenle yeni bir köy kanununa ihtiyaç duyulmaktadır.
30-AB hedeflerine sadece birliğe girmek için degil, vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerini, yaşam ölçülerini artırmak için gerekli yasal düzenlemeleri yapılmalıdır.
31- Dış politikada adalete ve evrensel insan haklarına saygılı, barışa dayalı etkin ve aktif bir dış politika izlenmesi vatandaşların istekleri arasındadır. Bu nedenle kuvvetlinin haklı olduğu tezine dayalı uluslararası sistemin sorgulanmaya devam edilerek bu adaletsizliğin her fırsatda dile getirilierek degiştirilmesi için çalışan bir ülke devleti ve vatandaşları olmayı arzu etmekteyiz…
32-Teknolojik alanlarda olsun, savunmada alanlarında olsun, tüketim mallarında olsun dışa bağımlılığı asgariye bir seviye ye indirmiş bir Türkiye bütün vatandaşların özlediği bir Türkiyedir.
33-Alevi vatandaşlar olarak bilenen, kendlerine göre dini yaşam şekilleri olan bu topluluğun kendi çözüm önerileri iyi dinlenilmeli ve bunların taleplerine göre devletin dini ve alevi algısı yeniden düzenlenmelidir.
34- Vatandaşların kültürel olarak deger buldukları, deger verdikleri yerel kültürlerin yaşanması için valiliklerin il turizm kültür tanıtım müdürlükleri eliyle yaşanması için gerekli önlemlerin alınması kaybolmaya yüz tutuna kültürleri yeniden diriltecek, yaşanılır hale getirecektir.
34- Güçler ayrılığı ilkesi olan yargı, yürütme ve yasama alanlarının yanısıra, laiklik ve ön seçimlerin yapılaması gibi demokrasinin temel taşları olan ilkelerin daha da bir işlerlik kazandırılması için yapılan anayasal düzenlemelerde dikkat edilmesi sitemimiz olan demokrasinin daha iyi işlemesini sağlayacagı düşücesiyle demokrasi açılımını tüm vatandaşlar olarak beklemekteyiz.
Saygılarımızla….
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|