|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
KUDÜS SORUNU |
KUDÜS SORUNUNA DÜNYA DUYARSIZ KALAMAZ
(İİT Olağanüstü Zirvesi “Kudüs İçin Özgürlük” Konulu İstanbul Deklarasyonu Üzerine Düşünceler)
İlk Kıblemiz olan ve İslam’ın üç mukaddes mescidinden (1- Mescid-i Haram 2- Mescid-i Aksa 3- Mescid-i Nebi) biri olan Harem-i Şerif’in yer aldığı, İsra’nın ve Mirac’ın vuku bulduğu, Bütün Dinlerin kutsal saydığı, Kudüs’ün tarihi statüsünün değiştirilmesine yönelik Trump’un açıklaması ve sonrasındaki gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunmak üzere İİT (İslam İşbirliği Teşkilatı) Temsilcisi ülke yöneticileri, temsilcileri bazı kararlar almışlardır… Biz de Türk toplumu olarak, hem hükümetimiz nezdin de, hem de halk nezdin de bu kararları destekliyoruz… Uluslararası toplumları da Bu insanlık, hukuk dışı uygulamalara karşı durmaya davet ediyoruz..
İslam İşbirliği Teşkilatı’nın kurulma gayeleri arasında Filistin ve Kudüs davasının savunulması gibi, Müslümanların ve Başka mazlum milletleri tüm insan hakları bakımından hak hukukuna dönük saldırıları korumaya dönük amaçları olduğunu, bunu amaç edinmiş kişi ve kurumların haklı davaları desteklemeleri gerektiğini düşünüyoruz…
Uluslararası Hukuk İlkelerine, Birleşmiş Milletlerin Aldığı Karalara, Tüm Ülkeler Bağlı Olduklarını Unutmamalıdır…. Ayrıca İİT ülkeleri olarak, İslam İşbirliği Teşkilatı kararlarına da bağlı kalınması, uygulamaların desteklenmesi gerekmektedir… Kararların alınmasına katılın ülkeler, kararların uygulanmasına da katılmalıdır…
Filistin ve Kudüs hakkında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmiş olan kararları, özellikle de 1980 tarihli 478 sayılı Güvenlik Konseyi Kararı’nı uluslararası topluma hatırlatıyor, bu kararın İsrail tarafından çiğnediğini, yok sayıldığını görüyoruz… Uluslararası topluma ve (BM) diğer bağımsız kuruluşları da görmeye davet ediyoruz…
Başta Kudüslüler olmak üzere tüm Filistin halkının Temmuz ayında Harem-i Şerif’te yaşanan fütursuz tecavüze, Zulme Gözümüzü kapatmanın insanlığımızı yok saymak olduğunu hatırlatıyor…. Orada haklarını korumak için direnenleri selamlıyoruz…
Uluslararası Hukuk Kurallarının Yok sayılması demek olan bu karara karşı, uluslararası hukuk ve meşruiyet temelinde mücadele edilmesinin ve her türlü şiddet eyleminden kaçınılmasının önemini vurgulayarak… Kudüs’ün mevcut Statüsünün korunması gereğinin altını çiziyoruz..
İsrail’in hukuksuz olarak işgal altında tutmakta olduğu Filistin topraklarındaki yasadışı yerleşim faaliyetlerini, kamulaştırmalarını, ev yıkımlarını ve aşırı güç kullanımını kınıyoruz, uluslararası toplumu bunları görmeye davet ediyoruz…
Gazze’de 10 yıldan fazla süredir 2 milyon Filistinlinin ablukasını biz görüyoruz, Uluslar Arası Toplumu da bu yaşanan Zulmü görmeye davet ediyoruz… Yapanlar kadar, ekonomik e siyasal çıkarlar için sessiz kalanlarında sorumlu olduğunu hatırlatıyor… Tarihin her üç tarafı da (Zulme Uğrayan Filistinlileri, Zulme Sessiz kalanları, Zulmedenleri) kaydettiğini biliyoruz… Filistin’i dünyanın geri kalanından izole eden, hürriyetlerinden ve medeni bir hayatın gereklerinden mahrum yaşamak zorunda bırakan insanlık dışı ambargonun sona ermesi, erdirilmesi artık Filistinlilerin değil, insanlığın sorunu olmuştur… Bu nedenle Gazzelilerin, hürriyetlerine ve medeni bir yaşam hakkına, imkanına kavuşması için insanlık artık ortak çaba göstermelidir…
Filistinli mültecilerin haklarının hukuk kuralarına göre adil ve kalıcı bir çözüm bulunması gereğinin altını çizerek, 1949 yılından bu yana Filistinli mültecilerin hayatlarını idame ettirebilmeleri için gerekli temel hizmetleri sağlayan BM Yakın Doğu’daki Filistinli Mülteciler için Yardım ve Bayındırlık Ajansı’na (UNRWA) ekonomik, hukuki ve siyasal destek verilmesi gereğini insanlığa hatırlatıyor…,
Son ABD kararının, sadece BM kararlarına değil, Kudüs’ün asırlara yayılmış karakterine de aykırı olduğunun, dolayısıyla uluslararası hukukla birlikte, tarihi, sosyal ve kültürel gerçeklerin de hiçe sayılması anlamına geldiğini, tüm birleşmiş milletleri oluşturan ülkeleri bu sorunu görmeye davet ediyoruz…
Kudüs’e sahip çıkmanın gerek bölgemizde gerek tüm dünyada, vicdanın, adaletin, karşılıklı saygının tesisinin ve sürdürülebilmesinin mihenk taşı olduğunun, görülmesinin artık zaruri olduğunu belirterek…
Tüm dünyaya bu tür, gayrihukuki, gayri insani adımların, uygulamaların karşısında durulması gerektiğini öneriyoruz, gelecek nesillerin barış ve güvenliğine ancak böyle sahip çıkılabileceğini, tüm taraflara hatırlatıyor… Hukuk ve adalete dayalı müzakereyle, sözleşmelerle bunların olabileceğini belirterek, İsrail devletinin hukuksuz uygulamalarının uluslararası toplum tarafından engellenmesi gereğini tekraren hatırlatıyoruz…
Bugün, haklı davalarında, Filistin halkının ve Kudüslülerin yanında olmanın her dinden, her milletten, her inançtan sağduyu ve vicdan sahibi tüm insanların ortak sorumluluğu olduğunu insani vicdanlara hatırlatıyor…
Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Hükümetiyle ve Türk halkıyla bu hukuksuzluğun karşısında olduğumuzu tüm insanlığa duyuruyor, tarihe not düşüyoruz…
İİT’nın almış olduğu karaları, Devletiyle Milletiyle Türkler olarak Destekliyoruz… Aşağıda ki Kararlar İİT tarafından alınmış olup Bizim de onayladığımız kararlar olduğunu belirterek… Son olarak bu karaları vererek yazıya son veriyoruz…
1.ABD Yönetimi’nin Kudüs’ün statüsüne ilişkin hukuk dışı açıklamasını reddediyor ve kınıyoruz.
2. İsrail’in Kudüs’ü ilhak kararı, bu çerçevede yaptığı tüm işlemler ve uygulamalar nasıl hiçbir zaman kabul görmemişse, bu açıklamanın da aynı şekilde gerek vicdan, gerek hukuk, gerek tarih önünde hükümsüz olduğunu ilan ediyoruz.
BM, AB ve uluslararası toplumun tüm üyelerini, Kudüs’ün statüsüne ve buna ilişkin tüm BM Kararlarına sahip çıkmaya davet ediyoruz.
3. Bölgedeki huzur ve güvenliğin şartı olarak gördüğümüz 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan, egemen ve bağımsız Filistin Devleti talebinden vazgeçilebilmesinin asla mümkün olmadığını vurguluyoruz.
4. Başta BM olmak üzere uluslararası platformlarda Filistin Davası’na ve Kudüs’e sahip çıkmak üzere işbirliği ve eşgüdüm içerisinde hareket edeceğimizi beyan ediyoruz.
5. Filistin Devleti’nin ve kurumlarının her sahada güçlendirilmesi için tüm insanlık adına seferber olacağımızı bildiriyoruz.
6. 1988 yılında ilan edilen ve Filistin halkının hür yaşama iradesinin eseri olan Filistin Devleti’ni henüz tanımamış tüm ülkelere, vuku bulan gelişmeler ışığında artık bölgede aklıselimi ve adaleti ayakta tutacak bir dengenin sağlanabilmesi bakımından zaruri hale gelen bu önemli adımı atmaları ve derhal Filistin Devleti’ni tanımaları çağrısında bulunuyoruz. Başkenti Doğu Kudüs olan Filistin Devletini tanıdığımızı teyit ediyor, tüm dünyayı Doğu Kudüs’ü Filistin Devleti’nin işgal altındaki başkenti olarak tanımaya davet ediyoruz.
7. Filistinliler arası uzlaşının mevcut şartlar altında daha fazla geciktirilmeden karşılıklı saygı, güven ve özveri dahilinde tam bir milli birlik şuuru içinde hızla hayata geçirilmesinin Filistin Davası’nın geleceği bakımından zaruri olduğunu hatırlatıyor ve bu çerçevede desteğimizi yineliyoruz.
8. Trump Yönetimi’ni bölgede kaosu tetikleyecek bu hukuk dışı kararı gözden geçirmeye ve attığı hatalı adımı geri almaya davet ediyoruz.
9.İslam İşbirliği Teşkilatı olarak, başkenti Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin mücadelesinde başta Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas olmak üzere, tüm Filistinli kardeşlerimize tam desteğimizi teyit ediyoruz.
Bu alınan kararların uygulanması için öncelikle bu karalara imza atan devletleri, kararların uygulanmasında da aktif rol oynamaları gerektiğini düşünüyor… Filistinlilerin Bu zulümden Bir an Önce kurtulmasını Allah dan diliyorum… Selam ve Saygılarımla..
Hüseyin Benek --- 16.12.17 --- vatandasfikri.com
Kaynak: http://www.mfa.gov.tr/iit-olaganustu-zirvesi-kudus-icin-ozgurluk-konulu-istanbul-deklarasyonu.tr.mfa
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|