|
|
|
Genç Yazarlarımız |
|
Reklam |
İMAN ETMEDİKCE CENNETE GİREMEZSİNİZ, BİRBİRİNİZİ DE SEVMEDİKCE İMAN ETMİŞ OLAMAZSINIZ!
H.z. Muhammed
Adrese Git |
|
|
|
BAŞKANLIKTAN ÖNCE, DEMOKRASİ |
BAŞKANLIKTAN ÖNCE, DEMOKRASİ
Demokrasi aşagı yukarı üç hal de uygulanıyor, biri doğrudan demokrasi, İsviçre’nin bazı kantonları dışın da uygulanmıyor. Rejimi “demokratik” olan ülkelerin tamamında ise temsili demokrasi uygulanıyor. Yani vatandaşlar,(Yani milli İrade) yönetim yetkisini, seçtikleri temsilcileri aracılığıyla kullanıyorlar. Bunun dünyada iki temel biçimi var, biri parlamenter, digeri ise başkanlık sistemi şeklindedir. Biz öncelikle senin demokrasinden benim demokrasimden gercek demokrasiye geçmeliyiz ki...
Demokratik sistemler ister başkanlık olsun, ister parlamanter olsun güçler ayrılıgına dayanır, yani yürütme işi hükümet de, Yasama işi mecliste, Yargılama işi yargıda ve bu güçler Anayasaya bagımlı kendi araların da bagımsızdır. Bu olmasını istediğimiz veya olması gereken demokratik durumdur… Olana baktığımız da ise durum farklıdır…
Parlamenter sistem de özel de ülkemiz de, yürütme, hükümet, yasama işini de neredeyse bire bir kontrol etmektedir. Hükümetin her istediği yasa çıkarsa, hükümet yasama denetiminden çıkmış olmaz mı? Güçler ayrılığının olması gereken yer de Yürütme Yasama benzeşmesi ortadadır, bunun için partili ama gerektiğinde partisinin ve liderinin istegi dışında da, yanlış kararlara karşı oy kullanabilecek kadar bagımsız miletvekilleri gerekmektedir. Varmıdır? Yasama böyle de yargı nasıl derseniz, yargıya yürütmenin müdahaleleri ortadadır. Hükümet neredeye Yargı denetiminden de çıkmak üzeredir, yürütme erkinin kötü niyetli olması durumun da otoriter yöntemlere kayma ihtimali yükselir…
Kısacası seçimi kazanan parti ve lideri, yasama, yürütme ve yargıya egemen olursa ve sonuçta ortaya fiili bir kuvvetler birliği çıkar ki bu durumda demokrasiden bahsetmek zor olacaktır. Cün ki Demokrasi güçler ayrılıgına ve İsrail dışında da laiklige dayanmaktadır… Başkanlık sistemin de bu güçler ayrılığı daha net bir şekil de ayrılığa dayanmaktadır. Buna örnek vermek gerekirse, Yasalarını kanunlarını yap boz resimlerine çeviren bir ülke ile neredeyse 250 yıldır aynı sistemi uygulayan ABD örnek verilmektedir… ABD de yargı o kadar bagımsızdır ki, Başkanı mahkeme karşısına çıkarabilmektedir, biz da ise neredeyse vekiller bile yargılanamamaktadır, dokunulmazlık zırhıyla koruyoruz… Öte yandan bir yasadan canı sıkılan yürütme başkanı, olan parti lideri telefon ederek yarına kadar bu yasa cıkacak dediginde yasa yapılan bir ülkede Başkanlık sitemine geçmek demokrasiden vaz geçmek anlamına gelebilir. Başkanlık sisteminden önce demokratik sistemi kurum ve kurallarıyla iyi oturtmak gerekir… Bunun için de benim Anayasam degil mümkün olan en geniş kabul gören bir Anayasa yapılmalı bu antidemokratik 12 Eylül Anayasasından kurtulmalıyız… Başkanlık sisteminden önce Demokratik Anayasa gerekmektedir... Bunun içinde en az %75-80 toplumsal cogulculuga dayalı, geniş toplumsal tabanla yapmalıyız Anayasamızı.... Anayasamız ise güçler ayrılıgı ilkesini iyi belirlemelidir...
M.Ali Kılıçbay makalesinden alıntıdır. “ABD de Başkanlık sistemi, tam bir kuvvetler ayrılığını gerçekten işletebiliyor, ama bir tek ABD’de, yani sistemi icat eden ve 250 yıldır kesintisiz uygulayan ülkede. Başkanlık sistemi, aslında son derece basit bir mekanizmaya dayanır. İki meclisli (Senato ve Kongre) parlamento yasaları çıkartır. Doğrudan halk oyuyla seçilen başkan yürütme organıdır ve hakimleri ile savcıları doğrudan halk tarafından seçilen mahkemeler de gerçek bağımsız yargıyı meydana getirirler. Başkan’ın yasaları veto, parlamentonun da başkanın kararlarını veto hakları vardır. Öte yandan senato ve kongre birbirlerini kontrol ederler. Nihayet yargı, gerçek bağımsızlığı içinde diğer ikisini denetler.” Böyle bir güç ayrımın da güçler bir birini denetler, yargı ise bagımsızdır ama Anayasaya ve yasalara bagımlıdır…. Yani kimse bagımsız degildir aslında, Başkan dahil yasalar herkesi baglar, ama yasaları yapan yasama da bu kolay yasalarla oynamaz… Ayrıca Başkan iki dönemden sonra Aday olamaz, bunlar neden yapılmıştır ABD de derseniz, demokrasi dışına çıkmak isteyenlerin önünü baştan kesmek için… Böyle bir başkanlık sistemini zaten bizim liderler istemezler… Şimdi Başbakanın eli ABD başkanın elinden siyasi olarak daha güçlüdür...
Güçler ayrılıgı ilkesine dayanmayan, demokratik gelişimini( Hukuki, kültürel) tamamlayamayan bir çok ülke de ise başkanlık sistemleri, ABD’nin tersine, ya diktatörlüğe dönüşmüşlerdir ya da dönüşmek üzeredirler. Bu nedenle demokrasimiz güçler ayrılığı ilkesine tam dayanmadan, yasama üyesi vekillerin aday mekanizması degiştirilmeden( Vekillerin ön secimle belirlenmesi geregi) gecilecek başkanlık sisteminin otoriteryan bir yönetime kayacagı kaygısı taşıyanlar haklı gibi gözükmektedir.
Başkanlık sisteminin iki temeli olduğu görülmektedir, bunlardan ilki, parlamentonun mutlaka birbirini denetleyen iki meclisten meydana gelme zorunluluğu veya üye günceleşmeleri yapılarak vekil adaylarının üyeler tarafından belirlenerek liderin (Başkanlık sistemin de başkanın) etkisinden kurtulmuş yasama üyesi vekiller. İkincisi ise, yargının gerçekten bağımsız olabilmesi için mutlaka Yargının bütün atama ve Özlük haklarını düzenleyen HSYK’nun bütün hakim, savcıların yanı sıra, mümkünse 10 yıl aktif avukatlık yapan avukat hukukcuların da katılımıyla yapılacak seçimlerle oluşturulması geregi, yani seçimli olma zorunluluğunun yanı sıra, bir yürütme üyesi olan Adalet Bakanının etkisinin de minumuma indirilerek yargı bagımsızlığı gerekmektedir. Ayrıca Yargının ekonomik bagımsızlıgı için de gereken kaynak Anayasal düzenlemelere girmelidir ki yargı vatandaşlar arasında ki anlaşmazlıkları çözerken ve Yürütmeyi denetlerken, bagımsızca denetleyebilsin, yargılayabilsin bu durumda başkanlık sistemin de Başkanın otoriterlige kayma olasılıgı azalacaktır…
Zaten mevcut sistem bile neredeyse, yargı da memur, savcı ve hakimler meydana getirmek üzeredir ki, yasama üye oluşturulmasın da ki sıkıntılar ise bilinen gerçeklerimizdir. Yasama da ki sorunlar ise ön seçim, parti içi eleştiri ve grub kararına rağmen, lidere rağmen karşı oy kullanma gelenegi olmayan bir yasama da demokrasi Başkanın elinde otoriter bir yönetime dönüşebilir ki, bu ülkemiz ve demokratik sistem için iyi sonuçlar ortaya çıkarmaz kanaatindeyim… Önce Yasama, Yürütme ve Yargı da demokratik işleyişin bütün unsurları yapılandırılsın sonra ister parlamenter sistem de kalınsın, ister başkanlık sitemine geçilsin sorun olmayacagı düşüncesiyle bu durumu, öncelikle bu işe karar vereceklere ve vatandaşlara rapor eder selam ve saygılarını sunarım…
Hüseyin Benek -- Şubat 15 --- www.vatandasfikri.com
Not: Demokratik Hukuk Sistemimizi öyle bir yapalım ki kimse bu yapıyı kendi siyasal ve ekonomik cıkarı için kullanamasın, kimse bu yapıdan kendine otorite devşiremesin, ister Başkanlık olsun, ister Palementer sistem fark etmez, yazıyı savunmacı mantıkla, çok tarafgir okuyanlara ise bizim lider ölümlü degil mi, aynı sistem ya başka liderin eline gecerse!!! Nitekim 50 yıllık yaşamım da 5-6 lider degişti…
Kaynaklar
1- Siyaset- Mümtaz’er Türköne
2- makilicbay@haberturk.com
|
|
|
Bu Üyenin Diğer Yazıları |
|
|
|
Reklam |
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur."
M.Kemal Atatürk
Adrese Git |
|