OHAL, NE HAL?
Önce OHAL nedir, Adı üstün de Olağan Üstü Hal, yani olağan durumları aşan bir olay, bir afet, bir savaş var diye düşünülerek… Bunu Olağan davranışlarla, yasalarla aşamayacağımızı düşünerek o hal ilan edilir, nitekim 15 Temmuz Hain Darbe girişiminden sonra Anayasaya dayanarak, böyle bir karar alınmıştır… Madem ki Anayasa Dayanak, ilk önce biz de Anayasanın OHAL’le ilgili ne dediğine bakalım mı?
III. Olağanüstü yönetim usulleri
A. Olağanüstü haller 1. Tabiî afet ve ağır ekonomik bunalım sebebiyle olağanüstü hal ilânı
MADDE 119. – Tabiî afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım hallerinde, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilân edebilir. 2. Şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddî şekilde bozulması sebepleriyle olağanüstü hal ilânı
MADDE 120. – Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddî belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddî şekilde bozulması hallerinde, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Millî Güvenlik Kurulunun da görüşünü aldıktan sonra yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde, süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilân edebilir. 3. Olağanüstü hallerle ilgili düzenleme
MADDE 121. – Anayasanın 119 ve 120 nci maddeleri uyarınca olağanüstü hal ilânına karar verilmesi durumunda, bu karar Resmî Gazetede yayımlanır ve hemen Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise derhal toplantıya çağırılır. Meclis, olağanüstü hal süresini değiştirebilir, Bakanlar Kurulunun istemi üzerine, her defasında dört ayı geçmemek üzere, süreyi uzatabilir veya olağanüstü hali kaldırabilir.
119 uncu madde uyarınca ilân edilen olağanüstü hallerde vatandaşlar için getirilecek para, mal ve çalışma yükümlülükleri ile olağanüstü hallerin her türü için ayrı ayrı geçerli olmak üzere, Anayasanın 15 inci maddesindeki ilkeler doğrultusunda temel hak ve hürriyetlerin nasıl sınırlanacağı veya nasıl durdurulacağı, halin gerektirdiği tedbirlerin nasıl ve ne suretle alınacağı, kamu hizmeti görevlilerine ne gibi yetkiler verileceği, görevlilerin durumlarında ne gibi değişiklikler yapılacağı ve olağanüstü yönetim usulleri, Olağanüstü Hal Kanununda düzenlenir. Olağanüstü hal süresince, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda, kanun hükmünde kararnameler çıkarabilir. Bu kararnameler, Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur; bunların Meclisce onaylanmasına ilişkin süre ve usul, İçtüzükte belirlenir. Ayrıca anayasanın 13-15 Maddelerine de bakalım yazımıza başlayalım ne dersiniz? Bu maddeler hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasına yönelik Anayasa Maddeleri olup şöyledir…
II. Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması MADDE 13. – (Değişik: 3.10.2001-4709/2 md.) Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz. III. Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması
MADDE 14. – (Değişik: 3.10.2001-4709/3 md.) Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz. Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz. Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler, kanunla düzenlenir.
IV. Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması MADDE 15. – Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir. (Değişik: 7.5.2004-5170/2 md.)Birinci fıkrada belirlenen durumlarda da, savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında, kişinin yaşama hakkına, maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.
Anayasa böyle diyor ve devletin kurumları dahil olmak üzere hepimizi bağlıyor, OHAL’le ilgili sorun şurada başlıyor, kapsamının geniş tutularak, her olayı KHK ile çözülmesi, ayrıca süresinin ne kadar olması ile ilgili farklı görüşler, tartışmalar… Tartışmalarda herkes kendi pozisyonunu savunma derdiyle birbirini dinlememekte olduğunu görüyoruz… Sorun doğruyu bulmak değil, haklı çıkmak olduğu için tartışmalarımız da doğruyu bulma ihtimalimizin az olduğu görülüyor… Pozisyonumuz iktidar dan yanaysa iktidarın her icraatını, yasal mı, ekonomik mi, faydalı mı, faydasız mı diye yargılamadan onaylandığını görüyoruz… O zaman tartışma sırf tartışılıyor işteye dönüşüyor, üstelikte artık tartışmacılar o kadar ustaki yüzde yüz, haksız dahi olsalar gizleyebiliyorlar, yüzde yüz haklı bile olsa karşı tarafı haksız gösterebiliyorlar… Neyse ne diyorduk OHAL…
Tartışmalara bakıyoruz, muhalefet KHK ların o kadar OHAL, ile ilgisiz konuları da kapsadığını söylüyor haklı, sürekli hale gelir endişesini dile getiriyor kısmen haklı… Ama bizdeki olayları ve OHAL’i Fransa’yla kıyaslıyor haksız, Fransa daki olayların çapı, kapsamı, olaylar da ki can kaybı, kullanılan tanklar, helikopterler, ucaklar asker ve polis, vatandaşlar kıyaslandığında… Fransa da ki bu olay OHAL’e gerekçe yapılmalımıydı diye düşünülmesi gereken bir olay gibi duruyor.. Çok farklı bir durum, orada terör olayı, burada bir hain darbe girişimi var ki, farkı düşünmemek, farkı görememek yanlıştır knaatindeyim… İktidarın tavrına gelince…
İktidarın dikkat etmesi gereken hususları sanırım iktidar yetkilileri biliyordur, biz yine de tekrarlayalım, hatırlatalım ki, iktidarın başarısı bizim başarımızdır bu bilinçle hareket edelim… Birinci dikkat emesi gereken sözleşme Anayasa, yani bir yasa yürürlükteyken ilk dikkat etmesi gereken grup iktidar, iktidar yasalara uymasa, kamu görevlileri yasalara uymazsa vatandaş ve muhalefet neden uysun ki? İkinci dikkat edilmesi gereken durum ise olayın kapsamı dışına çıkılmamasıdır, yani OHAL neden ilan edilmişti konusu neyse sınırı da odur, buna dikkat edilmesini toplumun iktidar destekli bölümü dışındakiler rica ediyorsa uymama gibi bir lüksü olamaz iktidarların… Sonra, uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlülüklere dikkat etmek durumundayız, devlet ciddiyeti bunu gerektirir, buna dikkat etmiyorsak yarın bu sözleşmelerin yükümlülüklerinden doğan tazminatlarla, yaptırımlarla karşılaşırız, hem itibar kaybı, hemde ekonomik kayıplar yaşarız… Süresi ne olmalıdır, onu bu hain darbe girişimiyle mücadele eden güvenlik birimlerinin raporlarına göre belirlenmesi gerekmektedir… Bu raporlar düzenli olarak her uzatımda kamuoyuyla paylaşılmalıdır ki, muhalefet ve diğer kamuoyu bunun gerekliliğine inansın…
İşte o, OHAL, bu hal, nasıl biter, bitmelidir tartışması devam etmektedir, OHAL den çıkarak Olağan hallerde görüşmek dileğiyle, selam ve Sevgilerimle…
Hüseyin Benek – 18.1.18 – vatandasfikri.com
Kaynaklar
1- https://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa82.htm 3/33
|