NASIL YEREL OLUNUR?
İletişimin, ulaşımın bilgi paylaşımının bu kadar hızlı, bu kadar kolay olduğunu, siyasal sözleşmeler, hukuki anlaşmalar ve ticaret bağları, enerji koridorları varken, tam anlamıyla yerelligin mümkün olmadığını bilerek düşünerek hareket etmeliyiz..
Şartlar küreselliği dayatıyor, ama biz kürede kendimiz olarak yer almak istiyoruz, bu nasıl mümkün olur? Dünya nüfusu 8.500.000 diyelim, bizde 85 milyonuz, yani dünya nüfusunun yüzde onu kadarız… Üretimimizle, siyasal ve ekonomik etkilerimizle dünyayı en az yüzde 10 etkilemeliyiz… Bunu beçeremiyorsak ya yönetimlerde, ya biz vatandaşlarda, yada her iki tarafta da sorun var demektir… Sizce sorun kimde?
Bazı konuları anlayabilmek için bölümlere ayırmak gerekir, örnegin devlet vatandaş, devleti yasama, yargı, yürütme diye… Sonra devlet yönetimini siyasetçiler ve bürokratlı gibi, Genel olarak ahlaklı yöneticiler ve görevliler, ahlaksız yöneticiler ve görevliler gibi… Vatandaşları ise örgütlü vatandaşlar örgütsüz vatandaşlar, mesleki olarak eğitilmiş vatandaşlar eğitimsiz vatandaşlar, sorumluluk sahibi vatandaşlar.. Görevini yapan meslek mensubu vatandaşlar gibi… Ahlaklı vatandaşlar, ahlaksızlık vatandaşlar gibi… İçinde yaşadıkları cumhuriyet ve demokrasiyi benimseyen, benimsemeyen vatandaşlar gibi, Allahtan kafalarında oluşturdukları, oluşturulan ütopik sistemlere inanan marjinal kişilerin dışın da, benimsemeyenlerin oranı çok düşükte bu sorunların yanı sıra bir de sistem tartışması yapmıyoruz… Her neyse dönecek olursak yerelliğe…
Yerelligi de bölerek inceleyelim, bir kültürel ayağı olsun, iki siyasal ayagı olsun, üç ekonomik ayagı olsun dört, bilimsel ve teknolojik ayagı olsun, bunlarıda içine alan evrensel, yani küresel ayagı olsun…
Bütün bu ayakların üzerinde durduğumuz bilinciyle, buna yerel olarak ne kadar katkı verebiliyoruz? Ekonomik olarak ele alalım 20 yılda bir trilyon dolar dış ticaret acığı vermişiz, demek ki ekonomide iyi degiliz… Bu acığı borçla, faizle vatandaşlarımızın yoksullaşmasıyla kapatıyoruz bu krizler anında daha iyi anlaşılıyor.. Bir yılda yüzde 200 artan fiyatlar karşısında ücretler %50-60 bile zor artıyor… Sonra siyasal ayagı, biz ve bizim gibi liyakati, yasayı, hukuk ve demokrasi kültürünü kültürlerine ekleyememiş toplumlar kayırmacılığın iyi olduğunu sanarak.. Kendi adamlarına, kendi müttehitlerine, kendi yandaşlarına iş, makam, rant ayrıcalıkları yaratılarak daha iyi bir toplumsal düzen kurulabilecegini varsayıyorlar… İşte olmuyor görüyorsunuz, ülkenin parasının neredeyse %70-80 ini 500-600 bin kişiye topladınız, 20-30 bin kişiye de liyakati var, yok makam vermişseniz… Ülkeyi zor yönetiriz… Bilim ve tekonoloji ayagına gelince, ben size kısa örnek vererek devam edelim kolumda saat, elimde cep telefonu, bu yazıyı yazdığım bilgisayar y-ne yazık ki yabancı, durumumuzu anlatabildim mi? Kültürel ayagına gelince, öteden beri bize sunulan dini maske giydirilmiş kültürel giydirmeler, Arab kültürü ürünleri.. Dindar arkadaşlar bu söylemden rahatsız olsalarda, Peygamberimiz ne kadar vahiyi dikkate alırsa alsın, hahiy dışında kültürel gelenekden de tam namlıyla kopamamıştır ve arab kültürüne mensup bir kişi olduğu için dini ile geleneksel kütürü kısmen de olsa karışmıştır.. Buna öremke vermek gerekirse, Mücadele süresinde Allah o kadının sesini duydu, süresi ve ayetleri dir… Bu söylemden rahatsız olan arkadaşlarıma, bu sürenin neden indiğini ve hangi sorunu çözdüğünü inleyiniz… Her neyse kültürel olarak yerel kabul ettiğimiz dini fıkıh alanı ne kadar yerel… Demokrasi, felsefe, bilimsel terimler derken evrensel düşünme zorunluluğu da bu alanlarda zaten var, o zaman…
İsyelim veya istemeyelim biz sadece yerel olamayız, aynı zamanda evrensel bir yanımızda var, tam da bu noktada ne kadar yerel olalım, ne kadar yerel kalalım tartışması başlar ki… Yazı daha da uzak gider, en iyisimi biz, yerel ekonomiyi, kültürü, siyasal bagımsızlığı dikkate alarak evrelsele acılalalım.. Oralardan vatandaşlarımıza her alanda zenginlikler getirelim, kültürel, hukuki, siyasal, sosyal, bilimsel olarak zenginleşelim.. Önerisiyle, hem yerel, hem evrel olduğumuzu unutmamak ricasıyla selm ve sevgilerimle…
Filri Adil – vatandasfikri.com – 1.8.2022
|