AKDENİZ ISINIRKEN
Akdeniz Isınırken, biz ne yapıyoruz/yapmalıyız?
Akdeniz de bizim acımızdan çeşitli sorunlar var, bunlar kiminle, Yunanistan'la, G.Kıbrıs Rum kesimiyle, Mısırla, D.Akdeniz nedeniyle, Suriye ile iç sorunları nedeniyle, söylemlerde İsrail'le, Libya da otorite olmaya çalışan bir grupla sorunumuz var... Kimle anlaşıyoruz, K.Kıbrıs, İtalya ve Libya Meşru hükümetiyle, yeter mi, yetmeyecegini biliyoruz...
Bu anlaşmalara kimi katabiliriz, Örnegin Lübnan, Suriye, İsrail, Tunus, hatta İspanya, Fas, ve Cezayir'i de bu anlaşmaya katabiliriz. İlk katacağımız ülke hangisi olmalı derseniz, ben size Suriye olmalı derim... Neden?
Geçenler de, ABD orada bir terör örgütü olan PYD, ismini güzelleştirmek için SDG dedikleri, hamiliğini yaptıkları bir örgütle, başka bir ülke toprakları içinde petrol anlaşması yaptılar... Şimdi hukuk acısından, meşruiyet acısından soruyoruz size bu terör örgütünü muhatap kabul eden devlet, sözleşme imzalayan devlet hangi meşruluga dayanarak bunu yapıyor? İşte buna psikologlar güç zehirlenmesi, ben ne yapsam o doğru psikozu diyorlar... Onlar her acıdan absürt olan bir sözleşme yaparken, biz neredeyse birebir çıkarımız örtüşen Suriye hükümetiyle neden anlaşma yapmıyoruz, anlaşma yapma şartlarımzıdan biride Dogu Akdeniz enerji kaynakları olmuyor? Mısırla anlaşma yapmakta geçiktik, sonra neden onlar Yunanlılarla yaptılar diye şaşırdık mı bilmiyorum... Devletler arasında ki ilişkiler de, kişisel duygular etkili olmamalı, sanki bizde oluyor gibi bir algı var... Konuyu şöyle açsak daha iyi olacagı düşüncesiyle...
Suriye ile ne gibi ortak çıkarlarımız var? Orada PKK/PYD/SDG bir devlet devletcik kurmasını biz istemiyoruz, Suriyede kendi toprakların da bir devletcik istemiyor... Suriye'nin toprak bütünlüğünü iki ülke canı gönülden istiyor biri Suriye, ikincisi biz Türkiye... Anlaşamadığımız konu ne derseniz, Suriye ile İblib, orada sıkışmış bazı illegal silahlı gruplar, Suriyeli vatandaşlar, bunların oradan cıkarılması durumun da nereye gidecekleri sorunun çözülmesi gerekiyor, bu sorunun çözülememesi, Suriye merkezi hükümet güçlerinin PKK/PYD ye odaklanılmasını da engelliyor... İblib ve Aynel Arab dan terör grupları neden çıkarılamıyor, Türkiye İblib deki grupların nereye gidecegini, bu nüfusun kendi ülkesi gelecegi gibi kaygılar taşıyor, bence haklıyız da... Bende daha büyük bir kaygı taşıyorum, bu dönemsel sorunlar nedeniyle, duygusal algılara dayalı olarak gelecek 100 yıl kullacağımız enerji kaynaklarından hakkımızı alamama kaygısı taşıyorum ve bu kaygı bir çok kaygıyı bende bastırıyor, hükümetimizde de bastırsa iyi olur... Zaten Suriye ile İran ve Rusya aracılığıyla görüşüyoruz, hatta anlaşıyoruz bile, ister yine bu ülkeler konsersuyumu ile, ister aracısız görüşme yoluyla Suriye ile mutlaka D.Akdeniz için görüşmemiz ve anlaşmamız gerektigini düşünüyor ve bu işin sorumlularını bu konu üzerine düşünmeye, odaklanmaya davet ediyorum... Ayrıca, muhalefet partilerinin(CHP, İYİP,SP) bu gibi milli meselelerde hükümeti daha bir yüksek sesle desteklemeleri gereginin de altını çiziyor...Son olarak...
Öncelikle Suriye, Lübnan, K.Kıbrıs olması koşuluyla, Fas, Tunus, Cezayir, İtalya, hatta İsrail sanki karşı anlaşma grubunda gibi ama bu konunun önemi dahilinde onların destegini alamasak, kösteklerine engel olmak için görüşmenin geregini tekrarlayarak... Buradaki dogal zenginlik kaynaklarından hakkımızı almak için bu konuda bizi destekleyecek herkesle görüşmek dilegiyle, ricasıyla, önerisiyle... Selam ve Saygılarımla...
Hüseyin Benek – vatandasfikri.com – 11.8.2020
|